“Yaşamlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyoruz” diyen kadınlar, söz konusu yasa tasarısının geri çekilmesi amacıyla Ak Parti Çorum Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt’a faks gönderdi.

Postane önünde bir araya gelen kadınlar adına bir konuşma yapan Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Nurcan Hasırcı Doğan, “Biz kadınlar fikrimiz sorulmadan, kadın kurumları ve örgütleriyle paylaşılmadan hazırlanan ve kadınların tüm itirazlarına rağmen ''İsteseniz de istemeseniz de geçecek'' gibi bir dayatmayla yasalaştırılmaya çalışılan ''Nüfus Hizmetleri Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısı''nı kabul etmiyoruz” dedi.

Bu yasa tasarısının hangi çevreden olursa olsun kadınların tamamının hayatını zorlaştıracağını belirten Hasırcı, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarıyla il ve ilçe müftülüklerinin de evlendirme memurları arasına eklenmesi öngörülüyor. Müftülerin kıyması tasarlanan bu nikâh medeni bir nikâh; dolayısıyla çocuk yaşta ve çoklu evliliğin yasak olması sürdürülüyor. Yani bu gelişme imam nikâhının resmi nikâh yerine geçmesi anlamına gelmese de müftülerin resmi nikâh kıymakla görevlendirilmeleri dinin (ve tek bir inanç biçiminin: Diyanet’in uyguladığı haliyle Sünni İslam) bu toplumdaki herkesi kapsaması gereken medeni hukukun alanına müdahil olması anlamına geliyor. Ayrıca tasarıda yetki müftülerle sınırlı tutulmuyor; kullanılan “müftülüklere” ifadesinden ötürü yetki devri ile “imamlara” doğru genişletilmesi mümkün ki bu da denetimsizlik riskini artırıyor. Tasarıyı savunurken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “evlendirme işlemlerinde müracaattan tören yerine, düzenlenecek belgeden nikâh kıyacak memurun giyeceği cübbeye kadar belediye evlendirme memurunun uyguladığı, Türk Medeni Kanunu ve Evlendirme Yönetmeliği hükümlerini, aynen il ve ilçe müftülüklerinin de uygulayacağını; yapılacak evlenmelerin hiçbir farklılık göstermeyeceğini” iddia etmişti. Ama yetkinin müftülüklere genişletilmesiyle söz konusu yönetmelik de değiştirilmek durumunda kalacak ve ne tür değişikliklerin yapılacağını bilemiyoruz.

İçinde bulunduğumuz koşulları da göz önüne aldığımızda sosyal politika alanında ve ailenin şekillendirilmesinde kadınla erkeğin eşitliğini temel almayan bir yaklaşımla çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın söz hakkının her geçen gün artmakta olduğunu görüyoruz. 2003’te müftülüğe bağlı ilk Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu’nun kurulmasından ve 2011’de Diyanet ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında yapılan protokolden bu yana sosyal politika ve hizmetleri belirlemek ve sağlamakla görevli esas kurumlardan biri Diyanet İşleri Başkanlığı olmuş durumda. Bu kurum boşanmayı cinsel istismar suçuyla aynı derecede “sorun” olarak görürken, hatta hizmetlerine bakıldığında boşanmayı önlemeyi kadınların birçok probleminden daha fazla dert edinirken bir yandan da biz kadınlara ‘aile terapisi’ verme görevini üstlenmekte. Tasarının yasalaşması durumunda evlendirme işlemi için müftülüklerin yetkilendirilmesiyle çoğu kadın evlenmek için olsun, ailede sorun yaşayınca olsun kadın-erkek eşitsizliğini doğal sayan, erkeklerin çıkarına olacak şekilde dini referansları temel alan, kadınların boşanmaması gerektiğini savunan bir kuruma başvuruyor olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı sosyal politika alanından ve medeni haklarımızla ilgili konulardan çekilmeli, evlendirme işlemi ve psikolojik danışmanlık için yetkili kılınmamalı.

Ayrıca müftülüklere nikâh kıyma yetkisi verilmesi iddia edildiği üzere resmi nikâhsız imam nikâhlarını azaltmayacak, çünkü görüyoruz ki erkekler resmi nikâh kıymayarak aslında kız çocuklarıyla veya birden fazla kadınla evleniyor ya da boşanma durumunda mal paylaşımından kaçabiliyorlar. Zaten Türkiye'de evliliklerin %95'inde hem resmi hem imam nikâhı kıyılıyor; %3'ü ise resmi nikâhsız imam nikâhı. Bu oran 18 yaş altında artıyor, ama 18 yaş altı - yani çocuk evliliği/çocukların cinsel istismarı - imam nikâhlarının çoğunu da resmi imamlar kıyıyor (veriler Hacettepe Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün ASPB destekli 2014 seneli araştırmasından). Bu amaçlarla hareket eden erkekler, müftülük vasıtasıyla yapılacak resmi nikâhı da tercih etmeyeceklerdir. Bunun yanı sıra resmi nikâh olmadan imam nikâhı kıydırmak da 2015 senesinde suç olmaktan çıkarıldığını; bu şekilde tam da böylesi çocuk yaşta ve çoklu evliliklerin, kadınların medeni haklardan yoksun bırakılmasının bir bakıma önünün yakın zamanda açılmış olduğunu da unutmamak lazım.”

Çorum Kadın Platformu’nun faks çekme eylemine siyasi partiler, sendikalar ve demokratik kitle örgütü temsilcileri de destek verdi.

(Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim