Bunun için, sık sık “Hitit, Çorum’un en değerli markasıdır” demekten kendimizi alamıyoruz.

Ve sahip olduğu tarihi değerlerin, Çorum’u turizmde de çok ileri noktalara taşıyabileceğini, sanayi yanında “bacasız sanayi” turizmle de kentin kaderinin değişeceğini vurgulamaya çalışıyoruz.

“Sanayi kenti Çorum, barış kenti, kültür ve sanat kenti Çorum, turizm, eğitim, sağlık, spor kenti Çorum” dilimizden düşmüyor.

Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva gibi üç büyük antik kentiyle, başkaca kazı alanlarıyla Çorum adeta bir açıkhava müzesi…Bu hazinenin değerini önce biz Çorumlular idrak edersek, gerektiği gibi tanıtabilirsek, yılda bir milyon turist hedefi hiç de hayal değil. O zaman da, Çorum ekonomisi katlanacak ve her bir Çorumlu’nun ekmeği büyüyecek demektir.

*

Alacahöyük kazılarını yaklaşık 20 yıl başarıyla sürdüren ve bizim her fırsatta övündüğümüz “insanlık tarihinin ilkleri”ne katkı sağlayan Prof.Dr. Aykut Çınaroğlu Hocamızın ardından duygularımı yazmaya çalışırken, adeta” temcit pilavı” gibi sık sık ısıtıp sofraya sürdüğüm düşüncelerimi yadırgamayacağınızı umut etmek isterim. Zira, Çorum’un sahip olduğu değerleri ve fırsatları, unutmamam ve unutturmamam gerektiğine inanıyorum.

*

Aykut Hocamızı, vasiyeti üzerine Alacahöyük’e defnettik, Çarşamba günü… Bu yazının da Cuma günü yayınlanması gerekiyordu, ama Cuma günü “Mevlid Kandili”, Cumartesi günü ise “10 Kasım, Atamızı anma” ilanları nedeniyle 32’şer sayfa çıkmamıza rağmen, sayfalarımızda yer ayıramadık.

Yerel gazeteler çok zor günler yaşıyor biliyorsunuz. Duyarlı hemşehrilerimiz ve firmalarımız da, dini ve milli bayramlarda, kutsal kandillerde, özel günlerde verdikleri kutlama ilanlarıyla, hem topluma ince bir jest yapıyorlar, hem de gazetemizin yaşamasına katkı sağlıyorlar.

Bu vesileyle bir kez daha şükranlarımı sunmak isterim.

*

Prof.Dr. Aykut Çınaroğlu Hocamla ve eşi Semra Hanımefendi ile dostluğumuz çok eski yıllara dayanıyor. Eşimle ya da yakın arkadaşlarımla ara sıra Alacahöyük’e gider, Çınaroğlu çiftiyle dostane, sımsıcak anları paylaşırdık. Tarihe ve Hitit’e olan tutkum, elbette her şeyin başında Çorum sevgime ve Çorum yararına büyük beklentilere sahip oluşuma dayanıyor, ama Aykut Çınaroğlu Hocamla güzel sohbetlerimizin payının da büyük olduğunu düşünüyorum. Eskiçağ tarihini ve Hitit’i bana sevdirenlerin başında Çınaroğlu Hocamın geldiğini açık yüreklilikle söyleyebilirim.

Benim gazetecilik heyecanımı kaybetmediğim gibi, O da arkeoloji alanında heyecanını, aşkını ve umudunu hiç kaybetmeyen bin bilim insanıydı. Sanırım o heyecan geçti bana da.

İnsanlık tarihinin ilk barajını turizme kazandırmak için o kadar çok çaba harcadı ki…

Cenaze törenine katılmak üzere, Alacahöyük eski Belediye Başkanı Hüseyin Saykan ve gazeteci kardeşim Servet Mete ile Alacahöyük’e gidişimizde, DSİ tarafından baraj kıyısına yapılan tesisleri de görmek istedik. Güzelim tesisler terkedilmiş Teksas kasabaları gibi…Hadi tesislere girilemiyor, Hitit Barajı’nı görme olanağı da kalmamış. Çok yazık!..Bu anlayışla, oraya işletmeci de bulunamaz.

Çünkü, yasaklarla, dar kaf alılıkla turizm olmaz.

*

Aykut Çınaroğlu Hocamın uğradığı haksızlık da, yüreğimin başında taş gibi oturuyor.

Nasıl bir vefasızlıktır bu!

Nasıl bir hoyratlıktır!..

Nasıl bir sevgisizlik, saygısızlıktır!

*

Ama, altın çamura düşse de değerinden bir şey kaybetmez.

O, altın gibi bir kalp taşıyan, gerçek bir cumhuriyet aydınıydı.

Alacahöyük topraklarında yatarken, Alacahöyüklülerin, arkeoloji dünyasının ve biz dostlarının kalplerimizde, o dost gülüşüyle sonsuza kadar yaşamaya devam edecek.

Yüce Allah rahmetini esirgemesin.

Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Tüm sevenlerine sabırlar diliyorum.

Mehmet Yolyapar, Alacahöyük’te bir dostunu da andı… “Vali Mustafa Yıldırım Caddesi” tabelasının önünde Hüseyin Saykan ve Servet Mete ile fotoğraf çektirip, Çorum’un geçmiş dönem valilerinden, emekli Anayasa Mahkemesi Üyesi Mustafa Yıldırım’a gönderdi.

Alaca’nın tanınmış işadamlarından Şenol Şahin, Aykut Çınaroğlu’nun asistanı Duygu Çelik, Alacahöyük eski Belediye Başkanı Hüseyin Saykan ve Mehmet Yolyapar…

Editör: TE Bilisim