Çorumlular, kalitesiyle ünlü Çorum çimentosunun üretiminin devamını istiyorlardı, ama fabrikanın ileri teknolojiye uygun ve kentin havasını kirletmeyecek şekilde bir başka yere kurulmasını, mevcut yerin de “nefesini tıkamadan kente değer katacak” bir projeyle değerlendirilmesini talep ediyorlardı. 
Ne yazık ki, “fabrikanın başka bir yere kurulması” hayali gerçekleşmedi. En son fabrikanın sahibi olan yabancı firma, Sivas fabrikasının kapasitesini birkaç kat artırıp Çorum fabrikasını üretim dışı bıraktı. Böylelikle “Çorum Çimento Fabrikası” tarihe karıştı. Neyse ki, fabrikayı Çorum Belediyesi satın alarak, rant uğruna kente zarar verebilecek “ticari bir zihniyetle” kullanılmasının önüne set çekti. 
Belediye de elbette bu büyük alanın en azından bir kısmını gelir getirecek tarzda değerlendirmek isteyecek, ama bunun “vahşi kapitalizm” anlayışıyla olmayacağı tahmin ve umut ediliyor. Yine de, Çimento Fabrikası’nın yerinin nasıl değerlendirileceği, Çorumlular arasında büyük merak konusu.
ÇORUM HABER’in 19 Temmuz 2021 günü, Belediye Başkanı Aşgın’ın “Çimento’nun bacasını koruyacağız” cümlesiyle manşetten verdiği haberi de, bayram tatili süresince konunun gündemde kalmasına neden oldu. Örneğin, Çorum’un duyarlı insanlarından Necla Özkabakçı, fabrika yerinin, kentin nefes almasını sağlayacak şekilde değerlendirilmesi önerisinde bulunurken, pazarcı esnafı Kazım Daşdan da, bu alanın sosyal-kültürel donatılarla “halk için” değerlendirilmesi isteğini dile getirdi. 
ÇORUM BETON YIĞINI OLMASIN
Bir kentin geleceğini karartacak en büyük tehlike, beton yığınına dönüşmesidir. Yeşilin, açık alanların boğulması, kentin nefesinin tıkanması anlamına geldiği gibi, geri dönüşü olmayan bir insanlık dramıdır aynı zamanda. 
Çorum Çimento Fabrikası, üretimde kaldığı 60 yıla yakın süre boyunca, yanlış yer seçimi yüzünden Çorum’da hava kirliliğinin en büyük sebeplerinden biri oldu. 
Çorum’un ekonomisine, sosyal hayatına katkıları elbette inkâr edilemez, ama hava kirliliğine de sebep olmadan bu katkıları gerçekleşemez miydi? 
Çorum, kendi adını taşıyan geniş ovaya kurulmuş bir kent. Doğal afetler yönünden bunun sıkıntılarını sürekli yaşıyor. Bunların başında hava kirliliği ve sel afetleri geliyor. Çorum’un deprem kuşağında olduğu ve çok ciddi kuraklık tehdidi ile karşı karşıya bulunduğu da bir gerçek. 
Bu şartlar altında, Çorum’da yeşil dokuyu daha da geliştirmek, açık alanlar bırakmak, betonlaşmadan olabildiğince kaçınmak ve altyapıyı güçlendirmek gerekiyor. Duyarlılık gösterilmezse, Çorum’un yakın gelecekte çok daha keskin bir kuraklığın pençesine düşmesi kaçınılmaz görünüyor. 
Evet, Çorum şehir olarak benzerlerine göre daha gelişmiş görünüyor. En azından, bugün yetersiz hale gelmiş olsa da, ana taşıyıcı niteliğindeki caddeleri var. Ama, betonlaşmanın daha da artması, altyapıyı tamamen yetersiz hale getirir, trafiğin içinden çıkılmaz hale gelmesine yol açar. 
Çimento Fabrikası’nın Belediye tarafından satın alınması, memnuniyet vericidir. Ama, bu yerin nasıl değerlendirileceği çok önemlidir. 
O geniş alan, Çorum’un nefes almasını sağlamaktadır. Öncelikle orasının betonlaştırılması Çorum’a yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır. Yapılaşmada, kentin nefes almasını engellemekten uzak durulması birinci ilke olmalıdır. Uygulanacak projeler de, sosyal ve kültürel içerikli, toplum yararı gözetilerek belirlenmelidir. Mümkün olursa, Çorum halkının görüş ve değerlendirmeleri de alınmalıdır. 
Çorum’a hizmet gibi, Çorum yararına fikirlerin ortaya konulması da hemşehrilik sorumluluğudur. 
Çorum için el ele!

Vatandaş Kazım Daşdan da, Çimento Fabrikası’nın yeri ile ilgili önerilerini şöyle sıralıyor:
“Ev hanımlarına meslek edindirme ve iş alanı açma, çocuklara sosyal faaliyet alanı oluşturma açısından değerlendirilmeli. Fakir ailelerin çocuklarına dersane, etüt merkezi gibi ücretsiz yararlanılabilecek yerler yapılmalı.”
 

Editör: TE Bilisim