Av. Ahmet Özdel, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“Çorum Çiftçi Malları Koruma Birliği, Türkiye’deki Çiftçi Malları Birlikleri gibi çiftçilerimiz ve vatandaşlarımızdan hiçbir hizmet üretmeden haksız ve hukuksuz bir şekilde aidat adı altında para almaktadır.

Bu birlikler 1941 yılında kanunla kurulan ve bugüne kadar gelen bir yapıdır. Her fırsatta 2. Dünya Savaşı ve Tek Parti Dönemini özellikle de İsmet İnönü dönemini eleştirenler, iş Çiftçi Malları gibi kendilerine mevki ve çıkar kapısı sağlayan konular olduğunda tüm söylediklerini unutmaktadırlar.

Şehirleşmenin ulaştığı bu aşamada artık çiftçi ve çiftçi malları olgusu kökten değişmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın zor koşullarında çıkarılan bir kanuna dayanan bürokrasi, yıllardan bu yana birilerine makam ve mevki sağlamaktadır.

Uzun zamandan bu yana bir avukat olarak, son bir yıldan bu yana da hem bu işin mağduru, hem Avukat, hem de Belediye Meclisi üyesi olarak Çiftçi Malları Koruma Birliği’nin hedefi haline gelmiş bulunmaktayım. Şahsımla ilgili açıklamaları ve konuşmalarına cevap verme gereği duymuyorum. Önemli olan binlerce Çorumlu yurttaşın hak ve hukukun korunmasıdır. Yoksa mesele benim ödeyeceğim 200-300 TL meselesi değildir.

BİRLİĞİN OLUŞUMUNDA SORUN VAR

Öncelikle bu birlikler, Belediye Yönetimi ile Valiliklerin birilerini yerleştirdikleri ve onlara çıkar sağladıkları bir alan haline gelmiştir. Son oluşturulan Çiftçi Malları Koruma Birliği’nin oluşumu ise tamamen akıllara durgunluk vermektedir. Bu birliğe seçilenlerin çoğunluğunun Çorum Merkez İlçe’de tarımsal arazisi olmadığı gibi ikametgâhı bile yoktur. Başkan olarak belirlenen kişi ise Çorum Belediyesinde çalışan bir işçidir. Hem Belediye'de haftada 45 saat çalışmış gibi maaş almakta, hem de bir kurumun yöneticiliğini yapmaktadır. Bu seçimin iptali için de dava açabilirdik, fakat olay kişisel bir sorun değildir.

Bu işin bir başka boyutu ise Valilik Makamıdır. Bugüne kadar Valilik Kurumu tarafından bu birliğin denetlendiği ve denetimin Çorum Halkına açıkladığı görülmemiştir. Daha önce de çağrı yaparak atanmış olan bu birliğin Valilik tarafından denetlenmesini talep ettik. Bu birlik kaç bin çiftçiden kaç milyon lira toplamaktadır? Yöneticiler kaç lira almaktadır? Bu yöneticilerin Çorum ilinde ikameti var mıdır? Bu birliğin kaç çalışanı vardır ve kaç lira SGK borcu vardır?

Bu soruların tamamının cevaplanması gerekir.

Olayın bir başka boyutu ise icra takipleri ve icra vekalet ücretleridir.

Bilindiği gibi birlikler 683 sayılı Amme Alacakları Kanunu kapsamında icra takibi yapmaktadır. İcra takipleri birliğin memuru tarafından hazırlanmaktadır. Tüm çiftçilerin tapu kayıtlarına haciz işlemi yapılmakta ve resmi bir işlem anında bu paralar ödenmeden haciz kalkmamaktadır. Bu yolla bugüne kadar kaç icra takip dosyası açılmış ve kaç lira avukatlık ücreti tahsil edilmiştir? Bunların açıklanması gerekir.

İDARE MAHKEMESİ İCRA TAKİBİNİ İPTAL ETTİ

Çorum Çiftçi Malları Koruma Birliği, şahsıma yönelik olarak 10 yıllık aidat borcum olduğu gerekçesiyle 1.882.20 TL icra takibi başlatmıştır. Bu icra takibi üzerine birliğe borcu ödedim. Ve ödediğim paranın geri iadesi için Çorum İdare Mahkemesi’ne dava açtık.

Çorum İdare Mahkemesinin 2019/669 Esas 2020/146 Karar sayılı kararı ilamı ile açtığımız dava sonuçlanmıştır. Sonuç olarak mahkeme, ödediğim 1.882.20 TL iadesine ayrıca 1.700.00 TL avukatlık ücretinin tarafıma ödenmesine karar vermiştir.

Mahkeme, yapılan takip işlemini iptal etmiş ve usulsüz olduğuna karar vermiştir. Bizim bu davadaki temel amacımız bu alacağı davalı birliğin tahsil edip etmeyeceği noktasında toplanmakta iken, mahkeme bu davada bunu incelememiştir. Kurum doğru bir tahakkuk işlemi yapar ve tarafımız da ona karşı dava açarsa o zaman inceleme yapılacağını belirtmiştir.

HUKUKİ MÜCADELE ÇAĞRISI

Daha önce ki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Tüm Çorum halkını ve hukukçularımızı da bu haksız duruma karşı adaletin yerine getirilmesi için mücadeleye çağırıyoruz.

Olay kişisel bir sorun değildir. Halkın, bir takım kurum ve kişilerce soyulması meselesidir. Bu nedenle özellikle bu birliğin oluşumu için seçim yapan Ziraat Odası’nın, Belediye Meclisi’nin, Ticaret ve Sanayi Odası’nın bu haksızlıkta sorumluluklarını hatırlamasını bekliyoruz.

Bu konu Türkiye'nin sorunudur. Fakat öncelikle bu kentin yöneticileri, bu kentte yaşayanların haklarını korumalıdır. Bu nedenle Milletvekillerinin, Belediye Başkanının, Valilik Makamının artık bu işlevsizleşmiş kuruma engel olması, haksız ve hukuksuzluğun son bulmasını sağlaması gerekir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim