2.7.1941 tarihinde kabul edilen ve 4856 sayılı Resmi Gazete’de yürürlüğe girerek yayımlanan 4081 sayılı kanun gereği kurulan Çiftçi Malları Koruma Birliği’ne üye seçimi nedeniyle 30.07.2019 tarihinde Belediye Meclisi ve Ziraat Odası ve Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi ile birlikte toplandıklarını kaydeden Özdel, “Aslında seçim yapılmadan önce yapılmasını planladığımız bir konuşma Belediye yönetiminin bürokratik engeli nedeniyle yapılamamıştır. Bu açıklamanın asıl muhatabı Çorum’da yaşayan yurttaşlarımız olduğu için basın açıklaması yolu ile kamuoyu ile paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“1941 YILINDA ÇIKAN KANUN ARTIK İHTİYAÇLARI KARŞILAMIYOR”

4081 sayılı kanunun yayımlandığı tarihte Çorum il merkezinin nüfusunun küçük bir ilçe nüfusuna eşit olduğunu belirten Av. Özdel, “Nüfusumuzun büyük bir miktarı kırsal alanda yaşadığı gibi çoğunluğu da tarım ve çiftçilikle uğraşmaktadır. Bu nedenle kanunun yayımlandığı tarihte ülkemizin ve ilimizin temel geçim kaynağı tarımsal faaliyettir. 1940 yıllarda kent nüfusumuz 40 bin kişi civarındadır. Bugün ise kırsal alandaki nüfus azalmış, kent nüfusu artmıştır. Temel geçim kaynağı tarımsal faaliyet olmaktan çıkmıştır. Başka bir husus ise 1940’lı yıllarda tarım arazilerinin korunması için bekçilik sistemine ihtiyaç vardır. Çünkü tarım arazilerine ulaşacak araç/vasıta olmadığı gibi tarım arazilerinin korunmasının tek yolu bekçilik faaliyeti idi” dedi.

Gelinen noktada kentin nüfusunun 265 bine yaklaştığını, ilçelerin nüfusunun ise 20-30 binlere çıktığını anlatan Özdel, “Kırsaldaki nüfus azalmıştır. Tarımsal faaliyet makineli hale gelmiş, arazilere ulaşma olanakları artmıştır. En ücra köylerde bile arazi araçları ve traktörler ile en uzak arazilere dakikalar sonra ulaşılır hale gelmiştir” şeklinde konuştu.

“BUGÜNE KADAR ÇİFTÇİ MALLARI KORUMA KURULU NEYİ KORUDU?”

1940 yılında çıkarılan 4081 sayılı kanunun artık ihtiyaçlara cevap veremez hale geldiğine değinen Özdel, geçen bunca yıldan sonra Çiftçi Malları Koruma Birliği’nin “koruma” vasfını yitirdiğini belirtti. Özdel, “Belediye mücavir alan sınırları içerisinde bulunan bağ evleri, arsalar, bahçeler sanki korunuyormuş gibi para toplanır hale gelmiştir. Bürokratik yapıların ve egemenlerin bir şekilde seçildiği ve adeta vatandaşların soyulduğu alanlar haline gelmiştir.

Çorum Çiftçi Malları Koruma Kurulu ne iş yapar? Neyi korur? Bugüne kadar ne korumuştur? Bunun açıklanması gerekir. Bizler Belediye Meclisi’ne ve diğer kurumlara vatandaşın hakkını, hukukun korumak için seçildik. Bu nedenle bu soruları sormak bizim hakkımız ve görevimiz” dedi.

“KURUM, İCRA YOLUYLA PARA TOPLUYOR”

30.07.2019 tarihinde yapılan seçimde bunların hiçbirinin sorulmadığı gibi konuşulmadığını da dile getiren Özdel, “Seçilenler ne yaptı bunun hesabını vermediği gibi seçilecekler ne yapacak bu konuda da bir cümle açıklama yapılmamıştır. Fakat biliyoruz ki yıllardan bu yana icra yolu ile telefonla taciz ederek bu kurum para toplamaktadır. Bu kurumun kaç TL parası var neye ve kime harcanıyor, çiftçilerin ve halkın bunu bilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

“KORUMA İSTEMEME HAKKI VAR”

Türkiye’de bir sorun haline gelen Çitçi Malları Koruma Birlikleri hakkındaki şikâyetler ve davalar nedeniyle 2011 yılında bir değişiklik yapıldığının bilgisini veren Özdel, bu değişiklik ile koruma istememe hakkı getirildiğini, buna rağmen uygulamanın eskisi gibi devam ettirildiğini söyledi.

Av. Ahmet Özdel, 29.11.2011 tarihinde 27889 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6213 sayılı kanuna göre; ‘kamu kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişilere ait tarımsal işletmelerin kendi koruma tedbirlerini almaları durumunda, bu işletmelerden koruma ücreti alınmaz ve bu işletmelere koruma sandığından herhangi bir tazminat ödenmez’ şeklinde değişiklik yapıldığını belirterek, “Bu değişikliğe rağmen uygulama farklı yönde olmuştur. Yerel idare mahkemeleri bu birlikleri kamu kurumu gibi görüp koruma refleksi ile karar vermişlerdir” dedi.

“KORUMA BİRLİĞİ’NCE MAĞDUR EDİLEN ÇOK SAYIDA VATANDAŞ VAR”

Av. Özdel, Çorum Çiftçi Koruma Birliği tarafından mağdur edilmiş onlarca vatandaş bulunduğunu bildirdi. Tapulu bir taşınmazın olmasının artık bu birlikle ilişki kurulması için yeterli hale geldiğini kaydeden Özdel, “Bu nedenle tarımsal üretim yap yâda yapma sanki koruma hizmeti verilmiş gibi aidat talep edilmektedir” dedi.

Çorum Çiftçi Malları Korumu Birliği’nin artık anlamsız bir kurum olduğunu, hiçbir hizmet yapmadığını, aslında yapmasına imkân ve gerek olmadığını belirterek davalar açıldığını söyleyen Özdel, “Tüm ülkedeki bu mağduriyetler defalarca yasa teklifleri verilmesine neden olmuştur. Bu nedenle 2018 yılında kanunda bir değişiklik daha yapılmıştır.

Türkiye’nin her yanında kanayan bir yara haline gelen bu birliklere karşı defalarca kanun teklifini verilmiş ve en sonunda 19.04.2018 tarihinde 7139/1 sayılı kanun gereği 4081 sayılı kanunun 34. maddesinde değişiklik yapılmıştır.

Bu değişikliğe göre koruma hizmetleri, hizmet alanların isteğine bağlı olarak alınır. Kamu kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişilere ait tarımsal işletmelerin kendi koruma tedbirlerini almaları durumunda, bu işletmelerden koruma ücreti alınmaz ve bu işletmelere koruma sandığından herhangi bir tazminat ödenmez.

Kanun maddesinde açıkça hizmet alanların isteği esas alınacağı belirtilse bile uygulamanın bu yönde olmadığı yine aynı tas aynı hamam uygulamaya devam edildiği bilinmektedir.

Öncelikle çiftçilerimizin ekonomik olarak zor durumda olduğu, ihracata yönelik üretimin yapılmadığı tarımsal desteklerin en alt düzeyde olduğu ilimizde çiftçi artan mazot, gübre ilaç fiyatları ile zor duruma düşmüştür” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞLARIN SOYULMASINA DAHA FAZLA İZİN VERİLMESİN”

CHP Belediye Meclisi, Çorum Çağdaş Avukatlar Derneği Başkanı ve Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Av. Ahmet Özdel, açıklamasının devamında şunları dile getirdi:

“Çitçimizin hakkını koruyacağı sendikaları yoktur. Çitçi örgütleri yeterli düzeyde değildir. Ziraat odaları yarı kamusal kuruluşlar olup, örgütlenme yapısı gereği çiftçinin gündelik yaşantısını takip etmemektedir. Bu nedenle 4081 sayılı yasa ile 1940’larda kurulan Çiftçi Malları Koruma Birlikleri korumu hizmeti vermemekte, vermesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Çiftçilerimizi aidat ödemeye zorlayan, koruma hizmeti almak istemeyen, almadığı halde almış kabul edilen, çiftçilerimizin ve vatandaşlarımızın soyulmasına dur dememiz gerekir. Alacaklarını tahsil için haciz işlemi yapan, durmadan telefonlar ile vatandaşımızı taciz eden koruma birliklerine engel olalım.

Çorum Belediye Meclis üyesi olarak soruyorum; onlarca insanımıza icra takibi yapan, telefonla arayarak para toplayan, hiçbir hizmet üretmeyen bir kurumu yasal zorunluluk gerekçe yönetici seçilmesi kabul edilmez bir hatadır. Ne para topladığı belli olmayan, aidat ödeyen çiftçiye hesap vermeyen adeta denetlenmeyen bu kurumun vatandaşı soymasına izin verilmemelidir.”

“HIRSIZI DA MALA ZARAR VERENİ DE JANDARMA VE POLİS YAKALIYOR”

“Çorum Belediyesi mücavir alanlarının kapsadığı tüm kesimde vatandaşın mal ve can güvenliği Polis ve Jandarma tarafından sağlanmaktadır. Hiçbir bekçinin hırsız yakaladığını şahsım adına duymadım. Hırsızı da mala zarar vereni de Jandarma ve Polis yakalıyor. Bu birlikler ise sadece vatandaşın mağdur olmasını sağlıyor.

Öncelikle kenti yönetenlerin, sonra yeni seçilen birlik yöneticilerini bu durumu bilerek hareket etmesi için uyarıyoruz.

Bağ, bahçe, arsa, tarla sahibi vatandaşlarımıza da sesleniyor ve İl Murakebe Heyetine sunulmak üzere İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne dilekçe vererek, Çiftçi Malları Koruma Kanunun 34. maddesine göre koruma hizmeti talep etmiyoruz diye dilekçe vererek aidat ödemekten kurtulabilirler.” (Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim