Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıkların yürekleri dağladığını belirten Aydın, “Ramazan ayında, Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken; bütün dünya yine kör, sağır, dilsiz; bu hayasız, bu alçakça zulmü seyrediyor. Ne yazık ki, milletimizin büyük çoğunluğunun yaşanan insanlık dramından haberi dahi yoktur” dedi.
Türkistan kan gölü haline gelmişken Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yaşanan dramı görmezden geldiğini ve sözde insan hakları savunucularının susmakla yetindiğini iddia eden Aydın, “Doğu Türkistan’da evlerinden, yurtlarından edilmiş yüz binlere, katledilen canlara kimsenin gözlerini kapatma hakkı yoktur. Mesele Müslüman olmaksa Uygur Türkleri de Müslüman’dır. Mesele insan olmaksa Türkler de insandır” diye konuştu.
Konu Müslüman ve Türk olunca Batılı devletlerin kör, sağır, dilsiz gibi davrandığını söyleyen Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Selim Aydın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“BEBEKLERİN ÇIĞLIĞI, YÜREKLERİMİZİ YAKIYOR”

“Katil Çin’in namahrem eli Türk’ün ırzı üzerinde geziyor. Katil Çin’in namahrem eli ezanların sesini kesiyor. Bugün Türkistan kan gölü ve Batı Türk’ün kanı eşliğinde ayaklar altına alıyor insanlığı: susarak kusuyor içindeki kini!
Binlerce yıllık kadim Türk yurdunda, en temel insani değer olan insana saygı ayaklar altına alınıyor. Soydaşlarımızın ibadet etmeleri engelleniyor. Bir Türk olarak, sınırlarımız dışında kalan Doğu Türkistan’da yaşanan soykırım, Musul’da, Telafer’de, Suriye’de Türklerin yaşadığı bölgelerde yaşanan etnik temizlik ve dünyanın dört bir yanında soydaşlarımızın yaşadığı zulüm, beşikteki bebeklerin çığlığı, yüreklerimizi yakıyor.

“TÜRK HÜKÜMETİ VAHŞETE ‘DUR’ DEMELİ”

Binlerce yıldır Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı bu topraklardan sürülmesi, ırzlarının ayaklar altına alınması, katledilmesi yüreklerimizi yakıyor. Türkmen kardeşlerimizin dünyanın uzak köşesinde yapayalnız bırakılması yüreklerimizi yakıyor.
Türkmenler üzerinde uygulanan bu katliama ne Hükümetin ne de dünya devletlerinin seyirci kalması asla kabul edilemez. Bu nedenle Türk hükümeti bir an önce bu vahşete “Dur” demek zorundadır.
Doğu Türkistan’daki zulüm sona ermeden, gümrük kapılarından tek bir Çin malının Türkiye’ye giremeyeceğini ilan etmek zorundadır.
Hiç kimsenin bu milletin içini yakmaya, soydaşlarımızı yalnız ve çaresiz bırakmaya ve katil bir devletin insafına terk etmeye hakkı yoktur. Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun, bütün soydaşlarımıza sahip çıkmak zorundadır.

“MÜSLÜMAN MÜSLÜMAN’IN KARDEŞİDİR”

Bölgede yaşananlara, başta Türk Hükümeti olmak üzere tüm dünya devletleri kısa zamanda müdahale etmeli ve Doğu Türkistan’da yaşanan bu insanlık dramına bir son verilmelidir.
Türkiye Kamu-Sen olarak Mısır’da iç çatışmada ölen bir çocuk için aylarca eylem yapıp, mitinglerde gözyaşı dökerken; Filistin için ayaklanıp, sokaklara dökülürken; Türkmenlerin, Uygur Türklerinin katliamına sessiz kalanları şu mübarek günlerde vicdanları ile baş başa bırakıyoruz.
Unutulmasın ki, Doğu Türkistan’daki Türkler de Kobani’dekiler kadar insan, Filistin’dekiler kadar Müslüman’dır. Unutulmasın ki her çocuk; hepimizin öz çocuğu kadar masum, hepimizin öz çocuğu kadar sevgiye, merhamete ve korunmaya muhtaçtır. Unutulmasın ki, nerede olursa olsun; Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.

“SESSİZ KALAN SUÇA ORTAKTIR”

İnsanlık katledilmeden, yaşanan trajedi daha da büyümeden Türk Hükümeti’ni, İslâm âlemini ve Birleşmiş Milletler Örgütünü, bu vahşeti durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz.
Aksi halde bu katliama sessiz kalan her kurum, örgüt ve ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak olacaktır. Ata yurdumuzda, bizden olan ve yüz yıllardır işgallere direnen, soykırımlara dayanan, İslam’ın, Türklüğün sancağını güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi ilgisizliğin girdaplarında, cellatlara teslim eden anlayışı şiddetle protesto ediyoruz.”
(Onur MÜLAZIM)
Editör: TE Bilisim