Aradaki kur farkının açıklanan pakete göre, işçi sınıfı, emekçiler ve bir bütün olarak halk tarafından ödeneceğini, buna sessiz kalınmaması gerektiğini kaydeden Aygün, “Hükümetin ülke ekonomisini içine soktuğu durumda, emekçilere dayattığı model, mevduatların büyük kısmına sahip olan ve toplamda ancak binde 3’ü oluşturan milyonerleri, zenginleri, patronları, rantiyecileri ve vurguncuları kurtarmak, onların olası zararlarını halktan topladığı vergilerle ödemek. Bunu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Son bir yıldır hem döviz kuru artışları hem de halkın sırtına yıkılan vergi yükü ile emekçilerin neredeyse yarı yarıya yoksullaştığını belirten EMEP Merkez İlçe Başkanı Aygün, açıklamasının devamında şunları dile getirdi:
“Gerçek enflasyon %50’yi buldu. Temel tüketim maddelerine gelen zamlarla, asgari ücret zammı yapılır yapılmaz, anlamını yitirdi.
Kapitalistlere ve rantiyecilere sağlanan güvence ile döviz kuru düşmesine rağmen, bunun işçi ve emekçilere en ufak bir yansıması olmadı. Ne kiralar ne de ekmekten başlayarak temel tüketim maddelerine yapılan zamlar aynen duruyor. Üstüne üstük yeni yılla birlikte halkın üzerindeki vergi yükü daha da arttırıldı.
Bu tablonun yükünü birisi çekecek. Hükümetin safı belli. Başta yandaş şirketler olmak üzere, patronlar, rantiyeciler ve vurguncuları kurtarmak, tüm yükü emekçilerin sırtına yüklemek.
Çözüm de belli. Bu düzenin kaymağını kim yediyse faturayı da o ödemeli.
Emekçilerin yeni bir yük kaldıracak hali yoktur.
Yoksulluk ve hayat pahalılığını durdurmak için derhal emekçiyi koruyacak önlemler alınmalıdır. Yapılan tüm zamlar geri çekilmelidir.
KDV başta olmak üzere elektrik, su, doğalgaz gibi temel ihtiyaçlardan alınan vergiler düşürülmeli, milyarderlere ek vergiler getirilmelidir.
Hükümetin bunu yapmaya ne niyeti ne de gücü vardır.
Bu, ancak işçi sınıfı ve emekçi halkın yoksulluğa, hayat pahalılığına ve sömürüye karşı bir araya gelmesiyle ve ortak mücadelesi ile mümkündür. Şimdi, böyle bir mücadeleyi büyütmenin zamanıdır.” (Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim