Asilzade filan değilim. Argodaki deyimle, “halkın dibiyim”. Ama, ne ailemin “muhafazakâr” geçmişi, ne de benim “halktan biri” olmam, “çağdaş” ve “uygar” bir insan olmama engel değil, olmadı da. Daha çocukluğumda Yüce Atatürk’ü anladım, sindirdim, demokrasiyi içselleştirdim. İçimdeki derin insan sevgisi ve duygusallıkla da birleşince, iyiliği, güzelliği, estetiği, medeni yaşam biçimini ve Çorum sevgisini her şeyin önünde tutan kişiliğim şekillendi.

Bunları, “Kaplumbağa kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş” benzeri değerlendirmeler yapılabileceğini bildiğim için yazıyorum. Çünkü, “İki günü eşit olan ziyandadır” hadis-i şerifine sadakatle bağlı kalarak, insanın her gün bir nebze daha kendini geliştirmesi gerektiğine inanıyorum. İnsan sevgisi, barış, hoşgörü, tevazu, dayanışma ruhu, girişimcilik gibi hasletler, nasıl zamanın ateşinde pişerek olgunlaşırsa, estetik duygular da öyledir. Öyle olmak zorundadır.

Şimdi gelelim asıl konumuza…Hükümet Konağı karşısındaki bölgenin “meydan” haline getirilmesi, tüm Çorum tanıktır ki, bizim önerimizdi. Ha, Belediye yönetimi sahiplenmese, elbette öneri olarak kalırdı, ama “fikir babası” olduğumuz da kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçek. Çorum hakikaten muhteşem bir meydan kazandı. Ama, proje için aynısını söylemek mümkün mü? Maalesef, çok kötü bir proje karşımıza çıktı. Şimdi, daha da kötüsü oldu; bu görkemli meydana çadırlar kuruldu. Aynen bir “şark kasabası” görünümü oluşturuldu. Korkarız Ramazan’da iftar çadırları da buraya kurulur!..

Oysa, bizim hayal ettiğimiz meydan, gerçek manada “Avrupai” bir meydandı. Hele de adı “Kadeş” olursa, Çorum’a dünya çapında bir prestij kazandırabilirdi. İnsanların ruhunu dinlendiren bir “sanat harikası” ortaya çıkabilirdi. Yoksa, Ulucami şadırvanında yer bulamayanların, mültecilerin oturacakları yerler, Hürriyet Meydanı’nda zaten yeteri kadar var. Üstelik bu kentte, her türlü etkinlik için Kapalı Fuar Alanı da var, Kültürpark’ta istenildiği kadar açık alan da…

Özetle demek isterim ki, Çorum’a güzel bir meydan kazandırıldı, yazık etmeyelim!..

Editör: TE Bilisim