Sergisinin açılışında sanat anlayışını anlatan bir bildiri sunan Necmiye Yıldız Özşengül, “Kendine ve doğaya tamamen yabancılaşan insan, acaba zihinsel ve ruhsal bütünlüğünü kaybedip uzaktan yönetilen, özgür iradesini kullanmaktan aciz, teknolojiye, özellikle yapay zekaya teslim olmuş bireyler haline mi gelecek?” sorusunu yöneltti.

Necmiye Yıldız Özşengül’ün değerlendirmesi şöyle:

Sanatın pozitif düşünce gücü ile içinde bulunduğumuz duruma dikkat çekmek, baş döndüren teknolojik gelişmelere rağmen biraz yavaşlamak, insani değerlerimizi bize hatırlatacak aktivitelere yönelmek, insanın akıl ve ruh

Resimlerim üzerine

Teknolojik gelişmelerin insan doğası üzerine etkileri noktasından hareketle; insanın doğayı ehlileştirmesi kendi yaşam becerilerini artırması serüveni binlerce yıl sürmüştür. İnsan doğayı ehlileştirirken aslında en çok göz ardı ettiği konu insanın kendi doğasını nasıl ehlileştirebileceği olmalıydı belki de. Çünkü çok değil bundan iki yüz yıl geriye gittiğimizde en çok bilimsel gelişmelerin kaydedildiği, teknolojik devrimlerin yaşandığı bir döneme giriliyor, peşinden sanayi devrimi geliyor ve kapitalizmin yükselişi insanı önce doğaya, sonra kendine yabancılaştırıyor. Bir insan her şeyi yapabilecek güçte ve becerideyken her gün aynı rutinin içinde sadece bir vidayı sıkarak yıllarını geçiriyor.

Charlie Chaplin’in Modern Zamanlar filmini izlemişsinizdir. İnsan önce doğadan kopuyor, sonra kendi kimliğinden uzaklaşıyor. 2000’li yıllara geldiğimizde ise teknoloji ulaşımda ,iletişimde,işgücünde insan yaşamını inanılmaz kolaylaştırırken, aynı zamanda bilgisayarlarımız cep telefonlarımız, tabletlerimiz yepyeni bir dünyayı ayaklarımızın altına seriyor. Sanal dünya bize öyle imkanlar sunuyor ki sanal geziler,sanal arkadaşlar,sanal ortamda alış veriş….İnsan artık evinde oturarak her şey hakkında bilgi sahibi olabiliyor, alış veriş yapabiliyor,oyunlar oynuyor,eğlenebiliyor ve sanal ortamda bulduğu mutluluğu gerçek dünyada bulamadığı için sanal ve gerçek algısında bozulmalar yaşanmaya başlıyor. Gerçek dünyayı angaryalarla dolu bulan bilgisayarda oyun oynamayı çok daha eğlenceli ve gerçek yaşam mücadelesi olarak gören ve bunu amaç edinen bir çok genç tanıyorum.

Sanırım kendi iradesiyle hareket eden son nesil olabiliriz.

Önümüzdeki yüz yılda muhtemelen insanoğlu önce teknolojiye bağımlı bireyler haline dönüşecek, düşünmeye gerek duymayan hücre gibi evlerde yaşayan distopik bir dünyada dünyanın ve kendisinin sonunu getirmesi kaçınılmaz olacaktır.

Sanatta da her zaman bilimle paralel gelişmelere tanık olmuşuzdur. Bilim ve teknolojide baş döndüren hızda gelişmeler yaşanırken sanattaki gelişmeler de buna paralel olarak hız kazanmıştır. Bilgisayar programları kullanılarak yapılan resimler,heykeller hatta yapay zekaya yüklenen programlar aracılığıyla üretilen sanat eserleri insan elinden çıkan eserlere taş çıkarmaktadır.

Kendine ve doğaya tamamen yabancılaşan insan acaba zihinsel ve ruhsal bütünlüğünü kaybedip uzaktan yönetilen özgür iradesini kullanmaktan aciz teknolojiye özellikle yapay zeka karşısında teslim olmuş bireyler haline gelecek mi?

Hep aklımda şu soru: İnsan da bir gün teknoloji atığına dönüşecek mi ?

Resimlerimde insanın teknoloji ile sınavını doğaya özellikle kendi doğasına yenilgisini,yalnızlaşmasını ,bölünmüşlüğünü,parçalanmışlığını umutsuzluğunu,kendi geleceğine sahip çıkmaktan aciz oluşunu,bağımlılıklarını,esaretini gri bir forma dönüşerek renksizleşmesini, insani yönlerinin azalmasını,mekanikleşmesini figürdeki deformasyonlar üzerinden yine belirli renkleri başat olarak kullanarak kırmızı,mor gibi tehlikeyi,gizemliliği,sonsuzluğu,bilinmezliği vurgulamaya çalışıyorum.

Gözlerdeki görmezlik, bir şekilde örtülü olması, bakışların bir kuyu gibi dipsiz olması, kurulamayan iletişim,sosyal ve kişisel olgulara karşı aymazlık,görmezlik,duymazlık,anlamazlık noktasında duyusal zihinsel becerilerin zayıflaması bizi insan yapan şeylerin yokluğunu anlatmaktadır.Bu günün insanı acılar içinde kıvranırken bile gülerek selfi çeken mutluluk pozlarını sağa sola dağıtan yeni nesil henüz tanımı yapılmamış bir varlığa dönüşmüştür

Sanatın pozitif düşünce gücü ile içinde bulunduğumuz duruma dikkat çekmek, baş döndüren teknolojik gelişmelere rağmen biraz yavaşlamak, insani değerlerimizi bize hatırlatacak aktivitelere yönelmek, insanın akıl ve ruh sağlığının, toplumun refahı, dünyanın geleceği ile birbirlerine ne kadar bağlı olduğunun farkına varılmasını sağlamak amacıyla resimlerimde yeni bir imge yaratarak yepyeni bir görsel dil ile siz değerli izleyicilerime sunuyorum.

Editör: TE Bilisim