23 Mart 2020 günlü “Kimse işini kaybetmesin” başlıklı yazımızda ise, koronavirüs salgını ile başlayan küresel felaketin, ekonomimizi yerle bir edebileceğine dikkat çekerek, kaynak konusunda cesur ve komplekssiz davranmak, gerekiyorsa likiditeyi artırmaktan, hatta borçlanmaktan korkmamak gerektiğini vurgulamıştık.

Aradan geçen bir haftalık sürede, gelişmeler, “maalesef” bizim kaygılarımızı güçlendirir nitelikte oldu. Evinde kalmaya davet edilen insanlarımıza, işini, tezgâhını, dükkânını, işletmesini kaybetmeyeceği, borçlarının ve her türlü ödemelerinin bir şekilde karşılanacağı yolunda herhangi bir güvence verilmedi.

Oysa, salgın karşısında ekonomisini ayakta tutmak için, ABD’nin 2 trilyon, Almanya’nın 824 milyar, İngiltere’nin 397 milyar, Fransa’nın 380 milyar, İspanya’nın 200 milyar dolar ayırdığı biliniyor. Bu ülkeler, vatandaşlarına, “evinizden çıkmayın, geçiminizi, borcunuzu düşünmeyin” mesajı veriyor.

Ülkemizde açıklanan ekonomik destek paketinin hacmi, ne yazık ki 15 milyar dolar civarında kaldı. İşyerini kapatmak zorunda kalan esnafın, tüccar ya da sanayicinin, borçlarını, işçi ücretlerini, diğer giderlerini nasıl karşılayacağı belli değil.

Ekonomiye ilişkin analizlerde, işsizlik fonunda 130 milyar, Merkez Bankası’nda ihtiyat akçesi (kefen parası) olarak da 70 milyar lira olması gerektiği, ama bu paraların varlığının kuşkulu olduğu özellikle vurgulanıyor. Ve 200 milyar yerinde duruyor olsa, ekonomik çöküntünün önüne geçilebileceği yorumları yapılıyor.

Biz de, bir hafta önce durduğumuz yerde duruyoruz ve ne pahasına olursa olsun, devletin, piyasaya olan borçlarını ödemesi, özel sektör çalışanlarının tümünün maaşlarını kamu bütçesinden karşılayıp, işletmelerin çökmesine engel olması, ödeme güçlüğüne düşen işletmeler için “uzun vadeli borç” şeklinde kurtarma planlarını hayata geçirmesi gerektiğini savunuyoruz.

Önceki yazımızda belirttiğimiz gibi, “Ekonomi çökecek olursa , yeniden ayağa kaldırmak çok daha büyük kaynak gerektirecektir. Dahası, ‘beka’ meselesi asıl o zaman bütün vahametiyle ortaya çıkacaktır” görüşümüzü tekrarlıyoruz.

Editör: TE Bilisim