Yozgat’taki toplantıda konuşan Arslan, "Eğer basın işletmelerinin ve basın mensuplarının ekonomik özgürlükleri yoksa, yarın gazetemi nasıl çıkartacağım, televizyonumun uydu ücretini nasıl ödeyeceğim kaygısındaysa, gazetecinin de çoluğuna çocuğuna hak ettiği emeğin karşılığını götürmeye ilişkin kaygıları var ise, bir anlamda bir kamu görevi olan medyadan beklenen görevleri getirme konusunda sıkıntıya düşecektir. Bir taraftan haber kaynakları itibariyle bir taraftan zihnindeki sıkıntılar nedeniyle bunları yaşayacaktır.” dedi.
"BASININ CAN SUYUNA İHTİYACI VAR"
Yerel basının ayakta durması için devlet eliyle verilen resmi ilanlara da değinen Mustafa Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Basın İlan Kurumu eliyle 1961’den bu yana yazılı basınımıza resmi reklam ve ilanlar aracılığıyla destek veriliyor. Bunun sürdürülebilirliği son derece önemli. Çünkü Türkiye’de yaygın basının belli noktaya gelmesinde bu destekler hayati önem arz etmiştir. Son dönemlerde yerel medyamızın yaşaması için de vazgeçilmez bir noktadır. Ancak kurumsallaşmanın sağlanması ve basın özgürlüğünün gerçekleşmesi için, Basın İlan Kurumu’nun dışında da bir takım argümanları artık sistemin içine almamız gerekiyor. Bir anlamda sektörü ayakta tutacak basın işletmelerini ticari anlamda bir işletme haline getirecek can suyuna ihtiyaç var. Bu çerçevede olmak üzere sektörümüze dönük olmak kaydıyla konfeksiyon değil terzi usulü desteklemelere ihtiyaç var. Bunlar hazine destekleri olabilir. Normal şartlar altında bölgelere göre belli sayıda istihdamda bulunan işletmelere vergi muafiyetleri, sigorta primi destekleri, işletmeler eğer yeni bir tesis kuracaklarsa arsa teşvikleri gibi teşvikler getirilmeli. Sektörümüzün de bu teşviklere özel olarak ihtiyacı var. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için verilen desteklerin sektörümüz için yeni bir anlayışla düzenlemeye ihtiyaç var. KOSGEB’in iş birliği, güç birliği paketi var. Bu paket 5 işletmenin bir araya gelerek yeni bir yatırım yapmasına tanıyor. Ancak özellikle bizim sektörümüzde beş işletmelerin bir araya gelmesi oldukça güçtür. Bu basın için 3 işletmeye düşürülebilir. Destek tavanı 500 bin lira ile sınırlandırılabilir, 250 bin lirası hibe, 250 bin lirası da beş yıllık faizsiz geri ödemeli verilebilir. Böylece bir matbaa tesisi kurulabilir. Ortak oluşturacakları eleman altyapısı ile beraber daha güzel gazeteler ve bulundukları il ve ilçelerin ihtiyacı olan matbaa tesislerini karşılamış olur. Kalkınma ajansları proje çağrılarında STK’ların yüzde 75’lik destek sağlıyorlar piyasa firmaları için bu yüzde 50 oluyor. Biz basın işletmelerini STK gibi algılanmasını bekliyoruz.”
İLETİŞİM FAKÜLTESİ MEZUNLARI BAŞKA ALANLARA KAYIYOR
Türkiye’de 50’nin üzerinde 50’nin üzerinde iletişim fakültesi olduğunu ancak fakülte mezunlarının sektörde kalmayı tercih etmediğini belirten Mustafa Arslan, bu durumun nedenini basın kuruluşlarının ekonomik sıkıntılarına bağladı. (İHA)
Editör: TE Bilisim
