Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Genel Başkanı Ali Babacan, “Hepimizin Devası”, “Biz hazırız” sloganı eşliğinde ilk il kongresi için annesinin memleketi Çorum’a geldi.

DEVA Partisi Çorum İl Teşkilatı’nın Anitta Otel’deki ilk kongresine katılan ve yeni seçilen yönetimi kutlayan Babacan ülke gündemindeki konular üzerine açıklamalarda bulundu. Azerbaycan’daki savaş, AYM tartışmaları, sağlık, eğitim, Kanal İstanbul gibi bir çok konuya değinen Babacan, Hükümetin yalan, yanlış ve çarpıtmaları yüzünden ülkenin bugün büyük bir ekonomik buhran yaşadığını söyledi.

Türkiye’nin farklı illerinden çok sayıda teşkilat mensubunun da Çorum kongresine katıldığını belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Esnaf kepenk indiriyor. Uzaktan eğitimi beceremiyorlar. Sağlık ve eğitime gelince para bulamayanlar Kanal İstanbul ihalesi yapıyor. “Artık yeter! Biz bu yanlışların bedelini ödemek istemiyoruz” dedi.

Ailesi ile birlikte yaşadığı pandemi sürecinin ardından katılabildiği ilk kongrenin ana ocağı olan Çorum olduğunu belirterek sağlığına kavuştuğunu kaydeden Babacan, “Dünya basit bir virüsle hastalıkla karşı karşıya değildir. Kendimizi ve çevremizi korumak adına tedbiri elden bırakmamalıyız. Toplum olarak güçlü bir irade ortaya koyarsak bu günleri atlatırız. Sizlerle sıcak bir kucaklaşmayı arzu etsek de gerekli tedbirleri alarak kongrelerimizi yapıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de 300’ün üzerinde ilçede kongrelerini bitirdiklerini, ilçe kongreleri biten illerde de il kongrelerine başladıklarını, bu kapsamda ilk olarak ana ocağı olan Çorum’a geldiğini belirten Ali Babacan; “Türkiye’yi daha müerref, huzurlu, özgür bir ülke yapacağımız bir siyasi hareket inşaa ediyoruz. Bugün milletimizin yaralarına deva olacağımız uzun bir yolun önemli bir adımını Çorum’da atıyoruz. Çorum benim ana ocağım. Tarihte ilk yazılı barış anlaşmasının yapıldığı, kadın erkek eşitliğinin ilk olarak buradaki belgelerde yer aldığı, inancın ve inanç özgürlüğünün başkenti barış kenti Çorum’dan yolculuğumuza başlıyoruz. Ülkemiz zor zamanlardan geçiyor. İşsizlik tarihin en yüksek seviyelerinde. Hayat pahalılığı herkesin canını yakıyor. Adalet yok, hukuku mumla arar olduk. Ama ümitsizliğe kapılmıyoruz. Biz laf değil iş üretiyoruz. Dert değil çözüm olmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Anayasa Mahkemesi ile Hükümet arasında yaşanan tartışmalara değinerek mahkeme kararlarının eleştirilebileceğini, ancak iktidarın Yüksek Mahkeme mensuplarının vesayet rejiminin yargıçlarına benzetmeye çalıştığını belirten Ali Babacan, yaşanan tabloyu “mutlak güç yozlaştırır” diye açıkladı. Hükümetin istediği kararları almadığı zaman AYM’yi eleştirmeye başladığını, bunu adalete inanmadıkları için yaptıklarını ve bugünkü rejimde bile hala biat etmeyen hizaya getiremedikleri hakimler bulunduğunu anlatan Babacan, kendilerinin insan hakları, hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı ve demokrasiyi savunmaktan vazgeçmeyeceklerini, iktidar olduklarında yargıya müdahaleye son vereceklerini bildirdi.

İktidarın ülkeyi yönetemediğini her alanda itiraf etmeye başladığını, geçen hafta açıklanan Yeni Ekonomik Programın ülkenin fakirleştiğinin kanıtı olduğunu, 2013’te 961 milyar dolar olan milli gelirin 702 milyar dolara, 12 bin 500 dolar olan kişi başı gelirin 8 bin dolara indiğini, görevi bıraktığında 24 milyar dolar olan bütçe açığının 239 milyar dolara çıkacağının yeni ekonomik programda açıklandığını vurgulayan Ali Babacan, Azerbaycan’daki savaşa da değinerek “Dağlık Karabağ, Ermenistan işgalindedir ve Azerbaycan’ın öz toprağıdır. Ermenistan'ın bu hukuksuz işgali derhal sonlandırmalıdır. Azerbaycan'ın uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını sonuna kadar destekliyoruz” dedi.

Babacan, DEVA Partisi olarak özgürlük, eşitlik, adalet ve toplumsal barış için yola çıktıklarına işaret ederek önlerinde çetrefilli bir yol ve uzun sürecek bir mücadele olduğunu belirten Babacan; “Türkiye'de kutuplaşmadan değil güvenden, kayırmacılıktan değil liyakatten beslenen siyaseti hakim kılacağız. Kadınların ve gençlerin en önde yer aldığı, herkesin eşit seviyede söz sahibi olduğu, engelli vatandaşlarımızın siyasette engellenmediği partimizle adalet, hukuk, özgürlük için geliyoruz. Çözümün sözcüsü bizler olacağız. Ayrışmayacağız, hep beraber Türkiye'nin yaralarını saracağız. Artık Türkiye'nin DEVA'sı var” şeklinde konuştu.

Konuşmasında pandemi döneminde diğer ülkelerin küçük işletmeleri desteklediğini ancak ülkemizde ise esnafın kepenk indirmeye devam ettiğini belirten Babacan, devletin bütçesinin iflas noktasında olduğunu, hazinenin tam takır olduğunu, piyasaya olan borçları ödeyecek para bulunmadığını, yedek akçelerin bile tüketildiğini ama bu durumda bile Kanal İstanbul için ihale yapmayı ihmal etmediklerini vurguladı.

Bu iktidarın artık bu ülkeyi yönetemediğini, liyakat bittiği için ülkenin yönetilemediğini, hamaset dışında artık ülkemize hiçbir şey sunamayan iktidarın çocukları eğitimsiz bıraktığını ve imkansızlıktan öğrencilerin derslere katılamadığını vurgulayan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şatafata yapılan harcamalar devam ederken esnafın kepenklerini kapatması sessizce izlendi. Eğitim bir haktır. Devlet pandemi koşullarında öğrencilere tüm eğitim imkanlarını sağlamak zorundadır. Bunlar ne uzaktan ne de yakından eğitimi becerebiliyorlar. Sınavlara girecek öğrencilerimiz sınav müfredatını bilmiyor. Ailelerin en büyük yatırımı mala mülke değil, çocuklarınadır. DEVA’nın amacı, Türkiye’ye kaderinin bu olmadığını göstermektir. İktidar, konu sağlık ve eğitime gelince para bulamıyor. İlaç ve tıbbi malzeme tedarik eden firmalara borçlarını ödeyemiyor. Mesele ülkenin çıkarlarıysa, en önemli milli çıkarımız halkımızın sağlığıdır. Artık yeter! Biz bu yanlışların bedelini ödemek istemiyoruz. Kur sizi ilgilendirmiyorsa niçin akaryakıta, elektriğe zam yapıyorsunuz? Bunların maliyetinin direkt döviz kuruna bağlı olduğunu bu halk bilmiyor mu? Orta direk yıkılıyor! Hükümetin yaptığı yanlışlar yüzünden yıkılıyor. Bunları görüyoruz. Yalanlarla, çarpıtmalarla kandırmaya çalışsalar da biz bunları görüyoruz, halk görüyor. Halkı cahil, anlamaz sanıyorlar” şeklinde konuştu.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim