Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Selim Aydın, toplu sözleşme masasının umutların bağlandığı bir masa olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de kamu çalışanları ve emeklilerin yaşama aczi içinde olduğu açık bir gerçektir. Maalesef 2014 yılında enflasyon farkı bile alınamamıştır. Türkiye Kamu-Sen olarak bu süreçte emekli ve memurlar için mücadele edeceğiz” dedi.
Toplu sözleşme masasındaki tutumlarının her zaman kamu çalışanlarının lehine olan kararları desteklemek olduğunu belirten Aydın, “Birileri bu masada yüksek zam alırken biz aşağı çekme gayretinde olmadık” ifadelerini kullandı.
Türkiye Kamu-Sen’in masada 450 bin üyesi adına bulunduğunu kaydeden Aydın, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Tabi birileri bu durumdan ciddi manada rahatsız. İpliklerini pazara çıkaracaklarımızı biliyorlar. Çalışanın elini değil de işverenin elini güçlendirmektir bu rahatsızlık. Bu tavır kamu çalışanlarının gücünü kırmaktır. Diğer sendikaları hasım olarak gören zihniyet işverene selam çakmaktadır. Memnun-Sen'in bir önceki sayın Genel Başkanı, memuru masada satmış olmasıyla malumdu. Taze Genel Başkan da onun yolundan gidiyor. Diğer konfederasyonların yetkili olmadıkları halde masada oturmalarının meşru olmadığı gibi mesnetsiz ve gerçek dışı beyanlarla suyu bulandırmaya çalışmış ve toplu sözleşme masasında tek başına oturma arzusunu beyan ederek rahatsızlığını dile getirmiştir. Bunun temsilcileri de yaptıkları basın açıklamasında, laf arasında, armut dibine düşer hesabı “Diğer konfederasyonlar, gözlemcilikten öte bir anlam ifade etmiyor” diyor. Bu nasıl hastalıklı bir anlayıştır? Bu hastalıklı anlayış, çalışanın değil işverenin elini güçlendirir unutmayın.
İktidar goygoycusu bir yapı maalesef sendika adı altında kamu çalışanlarını toplu sözleşmede yıllardır temsil ettiğini zannediyor. Memurları masada satmak dahil her işi yapan, başına vazife olmayan işleri öncelikli işi kabul eden malum konfederasyonun ilimiz temsilcisi diğer konfederasyonları masayı provoke etmekle itham ediyor. Sen nasıl bir anlayışa sahipsin ki kamu çalışanları adına 450 bin üyesiyle memurun ve emeklinin menfaati adına mücadele eden bir konfederasyona laf atarak işverenin elini güçlendiriyorsun?
Şimdi toplu sözleşme masasına yeniden otururken, öncelikle geçmiş iki yılın kayıplarının telafi edilmesini istemek son derece makul ve gerekli bir talep değil midir? Bu talebi dile getiren sendikalara saldırıyor olmak işverenin yanında saf tutmak değil midir?
1,5 milyonu aşkın sendikalı çalışanın gücünü yanına alarak hükümetin karşısına kale gibi dikilmek varken, diğer sendikaları masada tahkir ederek, görüşmede bulunmalarından rahatsız olarak kimin yanında saf tutuyorsunuz?
Bir hukuk devletinde meşruiyetin ölçüsü kanunlardır. Ve kanunlar, merhamet duygularıyla değil hukuki saiklerle tanzim edilirler. “Çarpık yasanın merhametiyle masadasınız” diyenlerin bu standart hukuk ahlakında olmasını beklerdik.
Türkiye Kamu-Sen 450 bin üyeyi bu zor şartlarda, ağa babalarına güvenmeden, adam gibi sendikacılık yaparak, memuru tehdit ederek, makam unvan dağıtarak değil, adam gibi mücadele ederek 450 bin üye yapmıştır. Türkiye Kamu-Sen tabii ki de o masada olacaktır. Bizim orada olmamızın sizleri rahatsız ettiğini biliyoruz. Çünkü memuru, emekliyi pazarlatmayacağız. Elbette sarı sendikacılığı deşifre edeceğiz. Bütün endişeleri, korkuları bundandır.

“GEÇMİŞ YIL KAYIPLARIMIZ TELAFİ EDİLMEZSE
BU TOPLU SÖZLEŞMEYE SAYGI DUYMAYIZ”

Biz Türkiye Kamu -Sen olarak 2016 için yüzde 22 ve taban aylığa seyyanen net 100 lira zam, kaybımız olan 2 bin TL’nin dört eşit taksitte ödenmesini talep ediyoruz, bu kayıplar telafi edilsin. 2017 için de yüzde 20 ve taban aylığa seyyanen net 150 lira zam istiyoruz. 2014 ve 2015 kayıplarımız bu masada telafi edilmezse, bu toplu sözleşmeye saygı duymayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Biz her türlü başarıyı alkışlarız. Sendikacılığın ne olmasını gerektiğini bilenlerdeniz ve mücadelemizi vereceğiz. Ramazan ayında gıda fiyatları tavan yaptı, Kurban öncesi de et fiyatları. Memur enflasyona yenilmiş durumda. Bir ailede 2 çalışan olmasa insanlar geçinemez vaziyette. Emekli olan bile acından ölmemek için çalışmak mecburiyetinde.

YETKİLİ SENDİKADAN “SKANDAL” TALEP

Her fırsatta kamu çalışanlarının iş güvencesine yönelik tehditkâr söylemlerde bulunan siyasi iktidara, yetkili konfederasyona bağlı bir sendika da uydu. Yetkiyi üyesinden alan ama aldığı bu gücü hükümetten tarafa kullanmayı tercih eden bir sendika toplu sözleşme taleplerinin içine, işçi memur ayrımını kaldırmayı amaçlayan “Çalışanlar” ibaresini koyarak bir skandala imza attı. Yerel hizmet kolunda faaliyet gösteren, üyeleri ve kamu çalışanlarının haklarını korumakla yükümlü olan malum sendika gündeme getirdiği bu talebiyle aleni olarak üyeleri ve kamu çalışanlarının iş güvencesinin kaldırılması yönünde talepte bulunmuştur. Bem-Bir-Sen’in bu talebi Cumhurbaşkanı’nın belirli aralıklarla dile getirdiği, “İşçi-Memur ayrımını kaldıralım, çalışanlar ifadesi adı altında birleştirelim” diyerek kamu çalışanlarının iş güvencesini ellerinden almaya yönelik taleple birebir örtüşmektedir. Anlaşılan odur ki, Bem-Bir-Sen de Cumhurbaşkanı ile aynı yolda yürümekte, kamu çalışanlarının en büyük kazanımı olan iş güvencesini hiçe saymaktadır. Bu skandala imza atan malum sendikayı, kamu çalışanları ve üyelerine havale ederken, Türkiye Kamu-Sen olarak memurun iş güvencesine yönelik her türlü girişime karşı kararlılıkla mücadele edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”
(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim