Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Hatice Yıldırım’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Bazılarının Latin Alfabesinin kabul edilmesi ile ilgili bir gecede değiştirdiler şeklinde konuştuklarını belirten Dr. Öğretim Üyesi Hatice Yıldırım, hiçbir şeyin bir gecede olmadığını ve uzun bir gelişme aşamasından geçtiğini söyledi. Cumhuriyetin de ciddi aşamalardan geçtiğini bunun aşamalarından birisinin de tanzimat olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Hatice Yıldırım, yapılmak istenen yeniliklerin bazıları tarafından halifeliğe zarar verileceği düşüncesiyle engellenmek istendiğine dikkat çekti.

Osmanlı Devleti’nin yıllarca Avrupa’yı yakalamak için uğraştığını ancak olmadığını, Mustafa Kemal Paşa ise Avrupa’yı yakalamak için en büyük inkılabını gerçekleştirdiğini ve çağdaş muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için Cumhuriyeti ilan ettiğini söyleyen Yıldırım, köklü bir anlayışın yıkıldığını ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir millette bu değişikliği yapmanın kolay olmadığını ifade etti.

Tarihe bakıldığında yenilikler yapılmak istendiğinde “İcat çıkartma” şeklinde bir düşünce olduğunu ve insanların alıştıkları düzeni sürdürmeye çalıştıklarının görüldüğünü ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Hatice Yıldırım, “Cumhuriyet halk, ahali, topluluk anlamına gelmektedir. Halkın yönetimi demektir. Cumhuriyeti yaşatacak tek güç politikacıların ve vatandaşın siyasal ve ahlaki değerine uygun şekilde kamu yararı düşüncesidir. Herhangi bir zümre ya da topluluğun değil, kamu çıkarı önemlidir bunun üzerine kurulmuştur. Kendi üzerinde bir güç kabul etmez ve gücünü halktan alır. Cumhuriyet düşüncesi ilk olarak Fransız ihtilali ile doğmuştur. Bu ihtilalin etkisi Osmanlı’da geç etki etmiştir. Yapılmak istenen değişiklikler bir çok kişinin tepkisini çekmiştir. Tanzimat fermanında Cumhuriyet kavramı yoktur ancak, yenilik bazı kesimler tarafından sert tepkiyle karşılanır. Her çağın bir düşünce etkisi vardır ya çağı yakalarsınız ya da çağ sizi yakalar. Osmanlı ilk olarak bu değişimi kendi eliyle yapmak istedi ancak bu değişimi başlatan Avrupa’daki gibi halk değil yönetici kısmıdır.

Düşünce özgürlüğü ulusal egemenlik kavramları kullanılmaya başlamıştı. Osmanlı’da aydın kesim de bir arayış içindeydi özellikle genç Osmanlılar denilen grup. Saltanat devam etmeli ama bunun yanında meclis olmalı düşüncesi vardı. Kimsenin aklından saltanatı yıkmak geçmiyordu. Hanedan mensuplarına atfedilen kutsallık düşüncesi yıkılamamıştı. Cumhuriyetle birlikte saltanatın da yıkılacak olması düşüncesi nedeniyle cumhuriyete sıcak bakılmıyordu. Hala aynı düşüncede insanlar mevcut” dedi.(Erkan BAYATLI)

Editör: TE Bilisim