Antikçağ'da özellikle zeytinyağı üretimiyle önemli bir ticaret merkezi olan Urla’da ve şirin balıkçı kasabası ve sahil beldesi Çeşmealtı’nda tarihe tanıklık eden asırlık zeytin ağaçları yıllara meydan okumaya devam ediyor.

Urla sınırları içinde yer alan 12 İyon kentinden biri olan Klazomenai, tarihteki ilk zeytinyağı üretim tesislerinin bulunduğu antik kent aynı zamanda. Bu nedenle bölgede birçok tarihi ve yaşlı zeytin ağacı bulunuyor. Bunların arasında Çeşmealtı’ndaki Okul Yolu Caddesi üzerindeki yaklaşık 600 yaşındaki tescilli zeytin ağacı ise Çeşmealtı’nın sembolü durumunda.

Tabiatın sessiz tanıkları asırlık ağaçların şenlendirdiği yollar pandemi döneminde yürüyüş yapanların keyifli birer rotası haline geldi. Salgın sonrası kalabalık şehirlerden ve ortamlardan kaçarak kışı da yazlıklarında geçirmeye başlayan vatandaşlardan kimisi havanın da güzel olmasını fırsat bilerek zamanlarını doğaya yönelik yürüyüşlerle, kimisi de deniz kenarında balık avlayarak geçiriyor.

BAZISI TESCİLLİ, BAZISI KADERİNE TERKEDİLMİŞ…

Meyvesiyle bereketi, dalıyla barışı simgeleyen asırlık zeytin ağaçlarının bir kısmı İzmir Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu kararı ile “Anıt Ağaç” olarak tescil edilip koruma altına alınırken, bir kısmı ise yıllar içinde içleri oyulmuş, kabukları çatlamış ve yamru yumru olmuş, kıvrımlı ve geniş, gövdeleri, heybetli ve estetik görünümleriyle kah yol kenarlarını şenlendiriyor, kah sitelerin veya villaların bahçelerini süslüyor, kah bir tarlada gövdeleriyle keçilerin korunağı, dallarıyla kuşların sığınağı olmuş.

Bazıları da ne yazık ki yıllar içinde yapılan inşaat çalışmalarında yerlerinden söküldüğü, köklerinden kesildikleri için günümüze dek ulaşamadı. Aralarında şanslı olanlar ise inşaat alanlarında hiçbir zarar verilmeden yeni yerlerine taşındı.

En son geçtiğimiz 7 Ocak’ta Urla’da bir sitenin inşaatından sökülen yaşı 550-600 arası olduğu düşünülen zeytin ağacı İzmit Belediyesi tarafından alınarak ildeki Sabri Yalım Parkı’na yaklaşık 12 saatlik uğraşlar sonucu dikildi.

Yıllara meydan okuyan çoğu zeytin ağacı çevre sakinleri tarafından manevi olarak korunurken, bazılarının durumu ise içler acısı. Ya çöp konteynerlerinin durağı ya da dallarıyla araçların garajı olmuş durumda. Doğal şeklini ve sağlığını koruyarak yüzyıldan fazla bir zamandır hayatta kalabilmiş bu asırlık ağaçlardan bazısının ise zamanla oyulmuş kovuğu adeta çöplük olmuş veya hemen yakınındaki iş yerinin ürününün teşhir alanı olmuş durumda.

URLA CİVARINDA BİRÇOK ASIRLIK AĞAÇ VAR

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz yıl nisan ayında Türkiye’de bugüne kadar tescil edilmiş anıt ağaç sayısının 9 bin 363 olduğunu açıkladı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü şehrin yaşlı bekçileri anıt ağaçların tescili, bakımı, envanter çalışmaları ve restorasyonları için 2020 yılı içerisinde yaklaşık 1 milyon lira harcama yaptı. Genel Müdürlük İzmir’de 400 adet anıt ağacın, 6 adet ağaç topluluğunda 809 ağaç ve tescil edilmesi talep edilen 138 adet potansiyel anıt ağacın bakım ve restorasyonlarına esas mevcut durumlarını belirleyip, koordinatları alarak envanter çalışmalarını tamamladı. Bu ağaçlardan bir kısmı da Urla’da bulunuyor. Urla ve köylerinde yaşları 300 ile bin 500 arasında değişen aralarında tescilli anıt ağaçların da yer aldığı çok sayıda asırlık ağaç bulunuyor.

831.180 ZEYTİN AĞACI URLA EKONOMİSİNE KATKI SAĞLIYOR

Urla’da toplam tarım alanının 4.770 ha’lık kısmında zeytin yetiştiriciliği yapılıyor.

Yağı hayat, yaprağı ilaç, ömrü uzun ve verimi yüksek olan zeytin Urla tarımında en önemli ürünü oluşturuyor. İlçedeki zeytinliklerin yüzde 75’i dağlık arazilerde, yüzde 20’si yamaç ve taban arazilerde yer alıyor. İlçede mevcut olan 831 bin180 adet zeytin ağacından ortalama 10 bin 200 ton zeytin hasat edilmekte olup bunun 4’te 3’ü zeytinyağı olarak 4’te 1’i sofralık olarak tüketiliyor. Toplanan zeytinler İlçede mevcut 12 adet zeytinyağı fabrikasında işlenerek İlçe ekonomisine katkı sağlıyor. Yaklaşık 3,5-4 kg dane zeytinden 1 kg zeytinyağı elde ediliyor.

URLA, ZEYTİN İŞLİĞİYLE İLKLERİN ADRESİ

Klazomenai zeytinyağı işliği (üretim tesisi) bugüne kadar dünya üzerindeki kazılarda ortaya çıkarılmış en iyi teknolojiye sahip ve en eski ilk işlik. Türkiye’de ise bulunan ilk ve tek antik zeytinyağı işliği. Kalıntılar M. Ö. 6. yüzyıla tarihleniyor. Bugünkü zeytinyağı çıkarma sisteminin atası niteliğindeki işlikte kayaya oyulmuş, farklı işlevlere sahip 15 çukur bulunuyor. Klazomenai’de kazısı tamamlanan ve uzun süren çalışmalar sonucunda orijinaline uygun olarak ayağa kaldırılan zeytinyağı işliği dünyada bugün de kullanılan teknolojinin 2600 yıl önce ilk defa bu bölgede geliştirildiğinin kanıtı. Klazomenai’nin 1. Evresi’nde üretim kentin ve yakın çevresinin gereksinimini karşılamaya yönelikken, 2. Evre’de, ihracat önem kazanmış görünüyor. Kazılarda bulunan Klazomenai’a özgü kuşak bezemeli amphoralar zeytinyağı ve şarap depolanmasında ve taşınmasında kullanmıştı. Bu da MÖ 6.yy’da kentin dış ticaretinin gelişmiş olduğunun kanıtı. İyonyalılar ürettikleri zeytinyağlarını, kazılarda da ortaya çıkan 38-40 litrelik anforalara koyarak saklıyorlardı. Şişe olarak ise terracota’dan yapılmış ve lekitos denen şişeleri kullanıyorlardı.

GÖVDESİ KURUSA DA KÖKLERİNDEN YENİDEN DOĞUYOR

Akdeniz’e özgü bir ağaç olan ve 27 kadar cinsi, 600’e yakın türü bulunan zeytin ağacı, tarihte bilinen ilk ağaç. Anadolu halkının geçim kaynağı ve binlerce yıla ulaşabilen ömrü ile insanlığın en eski, en köklü ve en şifalı dostu. Asırlarca gölgesinde insanları misafir eden, umut dolu çocukların oyunlarına, coşkulu sevgililerin aşklarına, filozofların fısıltılarına, haykırışlarına sırdaş olan, eski medeniyetlerin yok olup gidişine, yeni medeniyetlerin doğuşuna ve değişik uygarlıklara tanıklık eden zeytin ağacı, asırlarca süren uzun ve verimli bir ömrün sonunda kuruyan gövdesi ve boşalan içinin köklerinden yeniden doğması nedeniyle mitolojide ve botanikte “Ölümsüz Ağaç” olarak geçiyor. Eski Romalılar ise zeytin ağacına Vivax Oliva yani Yedi Canlı Zeytin adını vermişler.

Editör: TE Bilisim