Meltem Danışman Çınar, Yolyapar’ın iki haftadır evinde izolasyon süreci geçirdiğini, ancak evinden de olsa toplum sağlığı adına yönlendirici yazılarına devam ettiğini hatırlatarak, Covit 19’u nasıl geçirdiğini sordu. Devlete ve bilime inanan bir insan olarak üç aşısını da olduğunu, bu yüzden süreci çok rahat geçirdiğini, koronavirüsle ilgili bilinen belirtilerin hiçbirini yaşamadığını anlatan Yolyapar, bu konudaki görüşlerini şöyle ifade etti:
“Sosyal sorumluluk anlayışım gereği, aşılarımı tam olduğum için salgını çok hafif geçirmekte olduğumu yazdım, tüm hemşehrilerime bu konuda kendimi örnekledim. Gerçekten de öyle; aşılarım tam olmasaydı, muhtemelen hastanelik olurdum. Bu kadar net söylüyorum. Öteden beri, herkesin aşılarını tam olarak yaptırması gerektiğini savunuyorum. Aşı yaptırmama özgürlüğü olabilir mi, olabilir. Ama, toplum sağlığını koruma adına da, devletin her türlü yaptırımı uygulama, aşı olmamakta ısrar edenlerle ilgili katı kısıtlamalar koyma hakkı vardır.”
“Ülkemizin, iş dünyamızın, esnafımızın yeni bir kapanmaya tahammülü yok. Bir yandan da vaka sayıları, kayıplar artıyor. Çocuklarımız, uzaktan eğitimle bir öğretim yılını son derece verimsiz geçirdiler. Belki öğretim adına kayıplar biraz olsun telafi edildi, ama okuldan asıl beklediğimiz eğitim eksik kaldı. Bu nedenle, hükümetin okulları ne pahasına olursa olsun açma kararını doğru buluyorum. Aksi halde bir nesli kaybedeceğiz. Buna karşılık, öğretmen, veli ve öğrencilere en katı şekilde kural koymak durumundayız. Aşı olmayana günaşırı PCR testi yapmak gibi…”
Meltem Danışman Çınar, Büyük Zafer’in 99. yıldönümünün birkaç gün önce kutlandığını, Atatürk’ün adını anmama, unutturmaya çalışma çabalarının, yine zafer coşkusuna gölge düşürdüğünü hatırlatarak Yolyapar’ın değerlendirmesini sordu. 30 Ağustos’un, dünya tarihine geçmiş büyük bir bağımsızlık savaşı olduğunu ve mazlum milletlerin önünü açtığını belirten Mehmet Yolyapar, “30 Ağustos’la ilgili mesaj verip bu savaşın başkomutanı Büyük Atatürk’ün adını anmamak nasıl bir komplekstir, anlayamıyorum. Boşuna uğraşıyorlar, O’nu Türk milletine unutturamazlar. Bu, en hafif deyimle vefasızlıktır, nankörlüktür.” diye konuştu. 
Duayen gazeteci Yolyapar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Çorum’da bir kadın tarafından yapılan saygısızlığın sorulması üzerine de şunları söyledi: “En fazla Çorum dışında yaşayanlar olmak üzere, Çorumluları utandıran bir ayıp oldu. Çorum insanı bu kadar kaba, görgüsüz, nezaketsiz değildir. Asıl, bu kadında böylesine bir kinlenmenin nasıl yaratıldığına bakmak gerekir. Kutuplaştırılıyoruz, düşman kamplara bölünüyoruz diye feryat ederken ekilen böylesine kin tohumlarını kastediyoruz.”
“Sıkışınca da, ‘HDP ile işbirliği yaptığı için’ şeklinde haksız ve mesnetsiz ithamlar geliyor. Barış ya da Çözüm Süreci’ni uygulamaya koyan kimdi? Muhalefet partilerinin, iktidar karşısında aynı platformda bulunmalarından daha tabii ne olabilir? PKK ve Fetö gibi terörist örgütlerin yakın geçmişte kimlerden destek gördüğünü, cesaret aldığını unutmamak gerekir. İmamoğlu seçilirse zabıta teröristlerin eline geçecek diye iftiralar ediliyordu, ne oldu? Bırakalım bu dayanaksız suçlamaları, demokrasi zemininde siyaset üretmeye çalışalım.”
“Bu süreçte çok çirkin bir olayla daha karşılaştık. Kılıçdaroğlu’na yapılan kabalığı mazur göstermek istercesine, bir CHP’li tarafından taşınan su kovasının, yaşlı kadın tarafından ‘ben bununla abdest alacaktım’ diye döküldüğü şeklindeki iğrenç şehir efsanesi kamuoyu ile paylaşıldı. Büyük utanç duyuyorum. Böylesine çirkin bir ayrımcılığın nasıl yapılabildiğine akıl erdiremiyorum. Bu, ülkemize, Çorum’umuza yapılabilecek en büyük kötülüktür. Toplumsal barışı, birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir.”
Meltem Danışman Çınar’ın bir başka sorusu üzerine, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Sunat’ın Çorum sorunlarına yaklaşımını takdirde karşıladığını vurgulayan Yolyapar, “Partisinin Çorum’da milletvekili olmadığı için, Çorum’un sorunlarını ve taleplerini Meclis’e taşıma sorumluluğunu Şenol Hanım üstlendi. Çorum’un haklarını alma adına, diğer siyasilerimiz de, sivil toplum örgütlerimiz de bu çabalara katkıda bulunmalılar.” değerlendirmesini yaptı.
Orman yangınlarıyla, sel baskınlarıyla “kâbus” gibi bir ayın geride kaldığını anlatan Yolyapar, “Aynen orman yangınlarında olduğu gibi, Batı Karadeniz’deki sel baskınlarında da ekran karşısında gözyaşı döktük. Kabul etmek gerekir ki, her iki konuda da tedbirsizliklerimiz gün yüzüne çıktı. Küresel ısınma nedeniyle, başkaca hiçbir faktör olmasa bile orman yangınları çıkabiliyor. Bize düşen, havadan-karadan yangını en kısa sürede söndürebilecek donanımı hazır tutmak. Ve dere yataklarına asla ve asla yapılaşmaya izin vermemek. Çünkü doğa, er-geç intikamını alıyor. Büyük depremin üzerinden 22 yıl geçti, İstanbul’u ne kadar depreme hazır hale getirebildik?” dedi. 
Meltem Danışman Çınar, Çorum’un susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu hatırlatarak, Belediye’nin gerek yeni kuyular açma, gerekse Koçhisar Barajı’nın isale hattını çabuklaştırma konusunda etkin çabalar harcadığını anlattı. Mehmet Yolyapar, bu konudaki görüşlerini şöyle ifade etti: “Anadolu’da göller kuruyor. Yeraltı suları çekildi. Çorum da, kuraklıktan en fazla etkilenecek illerin başında geliyor. Dolayısıyla, Belediye’nin bu konudaki duyarlılığını ben de takdir ediyorum. Kaldı ki, DSİ yetkilileri, Koçhisar’ın doluluk oranını da yüzde 25 diye açıkladılar. Yani, Koçhisar bağlandığında da yeni içmesuyu projelerinin peşine düşmek gerekecek. Tabii ki Koçhisar Çorum’u bir süre rahatlatacak, Yenihayat, Hatap, Çorum gibi barajların dolmaya bırakılmasını sağlayacak.”
Ahmet Ahlatcı’nın Türkiye’nin ciro şampiyonu oluşunu ve ihracatta ulaştığı dev rakamları hatırlatan Meltem Danışman Çınar, “Bu konuda neler söylemek istersiniz?” diye sordu. Duayen gazeteci Yolyapar, Ahlatcı’nın Türkiye’nin dev firmaları arasında yerini almasının Çorumlular için gurur vesilesi olduğunu belirterek, “Çorumlular olarak kaprisi, kompleksi bir yana bırakıp içimizden çıkmış bu büyük girişimcinin, Çorum’u sanayi kentine dönüştürme adına yapabileceği ne varsa tam desteğimizi vermek, yanında yer almak zorundayız. Çorum bölgenin lokomotifi olarak Türkiye ekonomisine de çok büyük katkılar sağlayacaktır. Hemşehrilerim, Ahlatcı’nın Çorum’a kattığı ve katacağı değerleri çok iyi anlamalılar.” şeklinde konuştu. 
(Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim