Tüm insanlığı tehdit eden Covid-19 pandemisinin, dünya ekonomisini de büyük zararlara uğrattığını anlatan Çiftçi yaptığı yazılı açıklamada; üretime dayanan ekonomilerin ayakta kalırken, Türkiye gibi ekonomisi pamuk ipliğine bağlı ülkelerin zor günler yaşadığını dile getirdi.Halkın bir yandan salgınla mücadele, bir yandan ekmek derdine düşerken, siyasi iktidarıh, kendi sorumluluğunu yerine getirmekten kaçınarak çareyi “Dayanışma” adı altında bağış kampanyası başlatmakta bulduğunu kaydeden Yalçın Çiftçi, “Siyasi iktidara sesleniyoruz;

Aradığınız kaynak yoksulun cebinde değil, KÖİ ödemeleri ile doldurduğunuz müteahhitlerin cebindedir. Siyasi iktidar daha önce, kamuya yüklediği ağır yük nedeniyle Şehir Hastaneleri modelinden vazgeçildiğini açıklamıştır, ancak sözleşmeleri devam eden şehir hastaneleri için milyarlar, yandaş müteahhitlerin cebine akmaya devam etmektedir. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı açıklamada, “Mayıs’ta İkitelli, Eylül’de ise Göztepe Şehir Hastanelerinin hizmete açılacağını” ifade etmiştir.

Sağlık Bakanlığı’nın resmi verilerine göre, özel sektörün işlettiği şehir hastanelerine 2022 yılına kadar 31 milyar lira kira, 26 milyar lira da hizmet bedeli olmak üzere toplam 57 milyar 483 milyon lira ödeme yapılacaktır. Bu dolar bazında ödemeler 25 yıl boyunca artarak devam edecektir.

Salgın koşullarında da açıkça görülmüştür ki; şehrin dışında devasa tek bir hastanenin pratikte karşılığı yoktur. Umarız siyasi iktidar gerekli dersleri almıştır.

Kamu bütçesini büyük zararlara uğratan, vatandaşın vergilerinin yandaş şirketlere peşkeş çekildiği ve halkın sağlığını tehdit eden şehir hastaneleri modelinden bir an önce vazgeçilmelidir. Mevcut şehir hastaneleri acilen kamulaştırılmalıdır. Siyasi iktidar, kendi sorumluluğunu vatandaşların üzerine yıkmaya çalışarak bağış kampanyaları başlatmak yerine KÖİ sözleşmeleri üzerinden şehir hastaneleri için devletin milyarlar tutan ödemelerini durdurmalıdır” dedi.

Sağlık hizmetlerinin planlanmasındaki yanlış ve kötü politikalardan dolayı ortaya çıkan israfın maliyetinin toplum tarafından ödendiğini anlatan Çiftçi, sağlık çalışanlarının koruyucu tıbbi malzeme bulamazken, çalışılan şehir hastanelerinin işletmecilerinin cebinin salgın ile mücadele sırasında daha da çok dolduğunu anlattı. Çiftçi, “Genel Sağlık-İş olarak siyasi iktidarı; sağlık hizmetlerinin bir bütün olduğu gerçeğinden hareketle; çalışanlar arasında farklı çalışma biçimlerine son vermeye çağırıyoruz. Tüm sağlık çalışanları kadrolu, güvenceli çalışma biçimine bir an önce geçirilmeli, salgın koşullarında ayrım yapılmaksızın tüm sağlık çalışanları için koruyucu tüm önlemler alınmalıdır. Sağlık kurum ve kuruluşlarında gerekli koruyucu tıbbi malzeme eksikliği acilen giderilmeli ve yaygın test yapılmalıdır. İdari izin, rapor veya esnek çalışma kapsamında görev yerinde bulunmayan sağlık çalışanlarından ücret kesintisi yapılması hukuksuzluğundan da vazgeçilmelidir.

Genel Sağlık-İş, Atatürk’ ün başlattığı bilimsel, ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikalarının yeniden uygulamaya konulması için mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim