Çorum’un demiryolu rüyasının Cumhuriyet öncesine, 7-8 Hasan Paşa dönemlerine dayandığını, yüz yılı aşkın süredir Çorumluların demiryolu hayali kurduklarını anlatan Mehmet Yolyapar, 1980’li yılların ikinci yarısında bu konuyu yakından takip ettiğini, dönemin Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı, hemşehrimiz merhum İhsan Pekel’in bu uğurda büyük çaba harcadığını, Ankara-Çankırı-Çorum-Amasya-Samsun demiryolu hattının etüt-projesinin de tamamlanıp, inşaatının 1990’larda yatırım programına alındığını, ancak sembolik ödeneklerle birkaç yıl programda kaldıktan sonra çıkarıldığını söyledi.

Yolyapar, daha sonra güzergahın bugünkü şekline dönüştürüldüğünü ve konunun etüt-proje aşamasında olduğunu, maliyeti yaklaşık 2 milyar dolar olarak tahmin edilen YHT projesinin bugünden yarına gerçekleşmesini beklememek gerektiğini vurgulayarak, “Bu tempoda yatırım Cumhuriyet’in 110. yılına ancak gerçekleşebilir. Bizim amacımız, projenin mümkün olduğunca çabuklaştırılmasını sağlamaya çalışmak.” diye konuştu.

Havalimanı konusunda Çorum’un haksızlığa uğradığını dile getiren Mehmet Yolyapar, özetle şunları söyledi: “Çorum’un yüzde 23 seviyesinde dolgu ve hafriyatı tamamlanmış bir havalimanı inşaatı var. Bu proje yarıda kalınca, Amasya’nın, Merzifon’un haberi bile yokken biz, kısa vadeli, geçici bir çözüm olarak Merzifon Hava Üssü’nden sivil uçuşlar için yararlanılmasını sağlama yönünde girişimlerde bulunduk. Ama sonradan gördük ki, bu iyi niyetimiz aleyhimize kullanıldı, kendi ayağımıza kurşun sıkmış gibi olduk.”

“Sorunun 60 kilometre mesafe olmadığını, Çorum’un sanayileşme çabalarını sürdürebilmesi için mutlaka kendi havalimanına sahip olması gerektiğini, maalesef kendi vekillerimize bile anlatamadık. Çorum’da her sanayici ve işadamının mutlaka bir anısı vardır; ‘çok önemli bir yatırımcıyı Çorum’a gelmeye ikna ettim de, havalimanı olmadığını öğrenince gelmekten vazgeçti’ diye. Onun için, yolu kısaltma gibi formüller bizi asla tatmin edemez. Çorum, sanayi kenti olacaksa, kendi havalimanına sahip olmalıdır. Dişiyle-tırnağıyla bölgede sanayileşme hamlesini başlatan ve bugün de, Ahlatcı Holding’yle, makina imalat sektörüyle büyük ihracat potansiyeline ulaşan Çorum’un havalimanı hakkıdır.”

Çorum’un duayen gazetecisi Yolyapar, sunucu Bulut Demir’in bir sorusu üzerine de Volkswagen yatırımı ile ilgili değerlendirmelerini şöyle aktardı: “Volkswagen, yatırım için Çorum’u seçmiş olsaydı, havalimanı iki yıl gibi bir sürede yapılıp hizmete açılabilirdi. Demiryolu yatırımı da hızlandırılabilir, belki de ilk otomobilin üretileceği tarihe kadar bitme noktasına getirilebilirdi. Bunun için çok çaba harcadık, ama yer olarak Çorum’un seçilmesini sağlayamadık. Prof.Dr. Kenan Mortan, bu konuya çok farklı bir boyut kazandırdı. Hitit uygarlığı dünyaya yeterince tanıtılmış olsa, Almanların uygarlık başkentini cazip bulabileceklerini söyledi. Biz bunu düşünememiştik, argümanlarımız arasında bu yoktu.”

“Ne yazık ki, Hitit uygarlığını Çorum insanına kabullendirmekte başarılı olamadık. ‘Hititler Türk ve Müslüman değil’ diye karşı duranlar var. Günümüzden yaklaşık 4 bin yıl önce, İslamiyet olmadığı gibi Hristiyanlık da yoktu. Tek tanrılı dinlerin olmadığı çağda Hititler’in ‘bin tanrılı halk’ olarak tanınması ise, bu topraklarda inançlara saygının dünyada bir ilk olması bakımından avantaj bile kabul edilebilir. Hititler, fethettikleri kentlerin tanrılarına da saygı gösterip, onlara Büyük Mabet’te yer veriyorlarmış ki, bunu laikliğin ilk uygulaması olarak değerlendirmek de mümkün.”

“Hititler’e sıcak bakmayanlara şunu hatırlatmak isterim: Anadolu’ya 1071’den de daha önce, binlerce yıl önce geldik. Bu toprakları vatan yaptık. Bizden öncekileri kabul etmediğimiz takdirde, bu topraklara sonradan gelmiş, eğreti durumuna düşmez miyiz? Benim milliyetçilik anlayışım bana şunu söyletiyor: Bu topraklar, geçmişiyle, geleceğiyle, sonsuza kadar benimdir. Üniversiteye Hitit adının verilmesi için de, aynı şekilde, kamuoyu oluşturarak, önceki Başkan Muzaffer Külcü tarafından açılmasına vesile olduğum meydana Kadeş adının verilmesi için de çok çaba harcadım. Buraya Kadeş Barış Meydanı adını veren Belediye Başkanı Aşgın’a ve Belediye Meclisi üyelerine müteşekkirim. Avrupa’daki örnekleri incelenerek burada güzel bir proje uygulanacağına inanıyorum.”

Leblebi TV sunucusu Bulut Demir, yıllardır Mehmet Yolyapar’ı duruşunu hiç bozmadan topluma barış telkin etmeye, moral vermeye ve öncülük etmeye çalışan kişiliği ile tanıdığını belirterek, bunu nasıl başarabildiğini sordu. Mehmet Yolyapar, bu soruyu yanıtlarken de şöyle konuştu: “Önceliğimiz toplumsal barış. Zira, toplumsal barış, bu coğrafyada varlığımızın, birliğimizin, dirliğimizin temel taşıdır. Aksi halde geleceğimiz yoktur. Birbirimize düştüğümüz talihsiz Çorum olayları sonucu, Çorum’un 30 yıl mı, 50 yıl mı geri gittiğini tartışıyoruz. O olaylar olmasa, bugün belki, Gaziantep, Kayseri gibi sanayi kentleriyle aramızda bu kadar uçurum olmayacaktı.”

“Çorum, sanayide, kültür-sanatta, eğitimde, sporda, turizmde Anadolu’nun büyük bölgesel merkezlerinden biri olacak. Buna inanıyorum. Bu gün değilse, bir gün…Onun için ben, Çorum adına hayallerimi önüme koyup peşinden koşuyorum. Hiç umudumu yitirmiyorum. Elbette demoralize olduğum anlar oluyor, moral olarak yerlerde sürünüyorum. Ama bu bir günü geçmiyor. Sonra, kendi kendime ‘buna hakkın yok, ayağa kalk’ diyorum. Bir çeşit kendi kendimi onarıyorum.”

Mehmet Yolyapar’ın Leblebi TV’deki değerlendirmelerinin kalan bölümünü de yarın okurlarımıza aktarmaya çalışacağız.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim