Türkiye’nin, dünya genelinde vaka artış hızının en yüksek olduğu ilk üç ülkeden birisi durumundayken günü ve sermayeyi kurtarmaya odaklı politikalarla salgının her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaştığını ve bu baskıcı karakterin söz konusu emekçilerin hakları olunca kendini her alanda daha fazla hissettirdiğini anlatan Beyaz, KESK olarak Covid-19 salgın sürecinin en başından beri salgınla etkili mücadele için alınması gereken önlemlerle ilgili kamu gücünü kullananlara çağrılarda bulunduklarını, geçici önlemler değil, kalıcı ve emekçileri, halk sağlığını korumayı odağına alan bir mücadele programının öneminin altını çizdiklerini ifade etti.

Belirli yaş gruplarına sokağa çıkma yasağı geliyor ama çalışıyorlarsa bu yasaktan muaf tutuluyorlar. Salgının ekonomik ve toplumsal yaşama etkilerinin azaltılması için yasa çıkarılıyor, ama sermayedarlara 100 milyarlık destek, vergi indirimleri, teşvikler, vergi afları çıkarken halkın, emekçinin payına kolonya ve maske düşüyor. Maske dağıtımı ise haftalardır halen organize edilebilmiş değil” dedi.

Salgınla mücadele kapsamında gündeme alınan ve kabul edilen ‘infaz yasası’ ile gazeteci, aydın, avukat, insan hakları savunucusu, sendikacı, siyasetçilerin kapsam dışı bırakılıp içerde tutulurken, cinayet, kadına yönelik şiddet, kadına ve çocuğa tecavüz, hırsızlık, uyuşturucu imal etmek ve ticaretini yapmak gibi suçlardan hüküm giyen 90 bin mahkûmun salıverilmesinin önünün açıldığına dikkat çeken Beyaz, “OHAL’den istifade emeğin haklarının gasp edilmesine bugün Covid-19’dan istifade bir AKP klasiği olan torba yasayla hak kayıpları ekleniyor. İşverenlerin uzun zamandan beri gerçekleşmesini istedikleri değişiklikler salgından istifade hayata geçirilmek için torbaya atılıyor.

Kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayan, işten çıkarıldıktan sonra işsizlik ödeneğine hak kazanamayan işçilere Fon’dan günlük 39,24 TL olmak üzere aylık 1.168 TL gibi asgari ücretin ve açlık sınırının çok altında bir tutar ödeneceğini anlatan Beyaz, herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmayan, kayıt dışı çalışan yaklaşık 10 milyon emekçi bu ücreti dahi alamayacağını ve açlığa terk edileceğini dile getirdi.

Alınmaktan vazgeçilen vergiler arttıkça vatandaşın, işçinin, emekçinin sırtındaki vergi yükü de ağırlaşıyor.

Yaşadığımız krizden en az hasarla çıkmanın tek yolu toplumsal dayanışmayı yükseltmekten, başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm çalışanları ve halkı koruyucu önlemlerin hiç vakit kaybetmeksizin hayata geçirilmesinden, köklü ve kapsamlı bir sosyal devlet programının uygulanmasından geçer.

KESK olarak tüm yetkilileri emekçilerin taleplerini dikkate almaya çağırıyoruz ve bu taleplerin takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim