Eğitim Sen Çorum Şubesi Mali Sekreteri Ali Ekber Beyaz, hükümetin yıllardır övündüğü MEB bütçesi rakamlarının sadece görünüşte arttığını belirterek, “Eğitim ve yükseköğretim bütçesinin büyük bölümü zorunlu harcamalara gitmektedir. MEB bütçesinin yüzde 68`i personel giderleri, yüzde 10`u sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere toplamda yüzde 78`i doğrudan doğruya personel için harcanmaktadır” dedi.
Türkiye’de eğitim yatırımlarına ayrılan payın AKP iktidarı döneminde yarı yarıya azaldığını ifade eden Beyaz, eğitim bütçesinden yatırımlara ayrılan payın 2002 yılında yüzde 17 iken 2014 yılı itibariyle bu payın yüzde 9`a kadar gerilediğini kaydetti. Aynı dönemde eğitim yükünün büyük oranda velilerin sırtına yıkıldığını, halkın cebinden yaptığı eğitim harcamalarının son 12 yılda 5 kattan fazla arttığını belirten Beyaz, “Yıllardır eğitim bütçesinin asıl yükünü hükümet değil; doğrudan öğrenci velileri çekmekte, okulların en temel ihtiyaçları veliler tarafından karşılanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Beyaz, siyasi iktidarın "kaçak" saraylara, makam uçaklarına milyarlarca lirayı bir kalemde aktarırken okulların kaynak yetersizliği nedeniyle döküldüğünü, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandıklarını bildirdi.
Siyasi iktidar temsilcilerinin "eğitime en çok payı biz ayırdık" söylemlerine rağmen yıllardır hükümetin elinin öğrencilerin ve velilerin cebinden çıkmadığını belirten Beyaz, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Kamu kaynaklarını özel okullara aktarma konusunda son derece bonkör davrananlar, sıra devlet okullarında yaşanan sorunlara gelince "kaynak yok" yalanına sarılarak devlet okullarını kendi kaderi ile baş başa bırakmıştır.
Ekonomik kayıplarımız karşılanmalı, sefalet ücreti dayatmasına son verilmelidir
2015`te bütçe gelirleri yüzde 12 artarken, kamu emekçilerine ve asgari ücretlilere 2015`te yüzde 3+3 zam oranı üzerinden bir kez daha "sefalet ücreti" dayatılmaktadır. Bugüne kadar her yıl enflasyon farkı alan kamu emekçileri, hesap kitap bilmeyen, en temel matematik bilgilerinden bile yoksun olan Memur Sen`in 2014 yılı için enflasyon farkı talep etmemesi nedeniyle tarihin en büyük mağduriyetini yaşamaktadır.
2014 sonunda enflasyonun hükümetin hedeflediği yüzde 9,4 çıkması durumunda ortalama yüzde 6 zam alan eğitim emekçileri net olarak yüzde 3,4 gelir kaybı yaşayacaktır. 2015`te yapılacak olan yüzde 3+3 zammın, enflasyon farkı ödenmeyen 2014 maaşlarına göre yapılacak olması, maaşlarımızdaki erimenin 2015`te de süreceğinin kanıtıdır. Örneğin 2015`te en düşük devlet memuru her ay 61 TL daha az maaş alacak, yıllık kaybı 732 TL olacaktır. Memur Sen`in hesap kitap bilmeyen yaklaşımı yüzünden 2014`te hiçbir kalemde enflasyon farkı alamamanın bedelini tüm kamu emekçileri 2015`te de ödemeyi sürdürecektir.
Eğitim Sen olarak taleplerimiz;
MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır.
Eğitimde yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalı, eğitim yatırımlarına ayrılan pay arttırılmalıdır.
2014 yılı enflasyon farkı ve ekonomik kayıplar "ek zam" olarak ödenmeli dir.
Artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmeli, ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalıdır.
Aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır.
Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda iki kez en az bir maaş tutarında ödenmelidir.
Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalı, ilk etapta 150 bin öğretmen, 50 bin yardımcı hizmetli ataması acilen yapılmalıdır.
Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.”
(ÇORUM HABER)
Editör: TE Bilisim