Aladağ’da 12 kişinin hayatını kaybettiği yangından sonra, daha önce defalarca tanık olunduğu üzere, devletin tüm yetkililerinin sorumluluktan kaçmaya çalıştığını, ilk iş olarak yangın ile ilgili yayın yasağı getirildiğini belirten Kocatüfek, kamuoyuna ihmallere ilişkin bilgi vermekle görevli bir belediye başkanının soru soran gazeteciye  “Çok hovarda bir üslubunuz var” diyerek hakaret edebildiğini, isminin önünde Prof unvanı olan bir şahsın onlarca ihmalin ortaya döküldüğü facia hakkında “kader sonuçta” diyebilme cüretini gösterebildiğini dile getirdi.

Ahşap malzemeden yapılı, içi halıflex gibi yanıcı madde ile döşenmiş, yangın merdiveni kapalı, en son ne zaman, kim tarafından denetlendiği belli olmayan bir cemaat yurdunda göz göre göre yaşanan bu facia kader değil, katliam olduğunu vurgulayan Kocatüfek, medyaya yansıyan bilgilerin yaklaşık sekiz yıl önce Konya Balcılar Kur’an Kursu’nda 17 kız öğrencinin hayatına mal olan faciaya benzer bir ihmaller zinciri ile karşı karşıya olunduğunu gösterdiğini belirtti.

MEB Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği’ne göre sadece lise ve üniversite öğrencileri için özel yurt açılabildiğini hatırlatan Merter Kocatüfek, Temel eğitim çağındaki çocuklar için ise sadece devlet tarafından yurt ya da pansiyon kurulabildiğini kaydetti. Eğitimi, öğrencilerin barınma hakkını kamusal birer hizmet olmaktan çıkaranların, yasaları-yönetmelikleri yok sayarak yoksul halk çocuklarını cemaatlerin denetimsiz yurtlarına mecbur bırakanların bu facianın öncelikli sorumlusu olduğunu anlatan Kocatüfek, “Özelikle 4+4+4 yasası ile kamusal eğitimden elini daha çok çekenlerin yasal boşluklardan yararlanarak faaliyet yürüten vakıf ve cemaatlere daha fazla alan açtığı sır değildir.

Kamusal, parasız ve nitelikli eğitim ve barınma hakkı için politikalar üretmekle, yurt açığını gidermekle görevli olanların siyasi tercihlerine bağlı olarak cemaat ve özel yurtları teşvik etmesinin bedelini yoksul halk çocukları canları ile ödemektedir.

Öte yandan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir “cemaate karşı mücadele” adı altında toplumsal muhalefeti hedef almayı sürdüren siyasal iktidarın, adı istismarla anılan, denetimsiz yurtları-kursları ile çocuklarımızın hayatını hiçe sayan diğer dini tarikatlara, cemaatlere müsamaha göstermesi hatta kol kanat germesi manidardır.

KESK olarak, yaşamını yitiren öğrencilerin ailelerine bir kez daha başsağlığı diliyoruz. Yaşanan bu vahşette ihmali bulunan herkesin hesap vermesini istiyoruz” şeklinde ifadede bulundu.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim