AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, verdikleri mücadelenin kuru bir iktidar kavgası olmadığını belirterek; “Sanki bu kavga Recep Tayip Erdoğan’ın kavgasıymış gibi kasıtlı olarak birileri sürekli Erdoğan’a saldırarak, tek adam diyerek, 'sözde cumhurbaşkanı' diyerek bir şeyi perdelemeye çalışıyorlar.” dedi.

“MİLLET İRADESİNE SAHİP ÇIKILIYOR”

Kongrelerin AK Parti’nin hem bir demokrasi şenliği hem istişare günü olduğunu belirten Mahir Ünal, “Burada istiare için toplandık. Kongreler bize kim olduğumuzu sorumluluklarımızı ne yapmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatır. Siyasetin bir parçası olarak bugün bu kongrede bulunan AK Parti'de siyaset yapan her bir kardeşim biz siyaseti ne için yapıyoruz. Görevi ve amacı nedir? Biz bu siyaseti kuru bir iktidar kavgası için mi, hevesimiz için mi yoksa bu siyaseti kendi irademize, millet iradesine sahip çıkmanın bir gereği ve sorumluluğu olarak mı yapıyoruz? Bu siyaseti kendi irademize, millet iradesine sahip çıkmanın gereği olarak. Siyaset kurumu öncelikle kendi iradesine sahip çıkma işidir. Siyaset sandıkta aldığınız emaneti millet iradesini devlet yönetimine yansıtır. Millet iradesiyle devlet yönetimini sağlamaktır. O yüzden TBMM duvarında 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazar. Egemenlik karar vermek hakkına sahip olmak demektir. Bir kimsenin egemen olarak nitelendirilmesi öncelikli olarak istisnai olana karar verme hakkı demektir. Bu hak sadece ve sadece millete aittir” diye konuştu.

“HALA ÜLKEDE BİRİLERİ DARBE İMASI YAPIYOR”

Birilerinin hala darbeleri, demokrasiye müdahaleyi ima ettiğine dikkat çeken Mahir Ünal, “Milletin seçtiği Cumhurbaşkanına sözde deme cesaretini gösteriyor. O halde bizim verdiğimiz millet iradesine sahip çıkma mücadelesini daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Bu siyaseti daha güçlü yapmamız gerekiyor. Unutmamamız gerekiyor. Unutursak irademizi ve özgürlüğümüzü bir anda elimizden alırlar. Bizim 1960’ı, 12 Mart muhtırasını, 12 Eylül darbesini, 28 Şubat’ı, 27 Nisan’ı unutmamız gerekiyor. Biz bunları hatırlamak istedikçe kimler rahatsız oluyorsa o zihniyet darbeci zihniyettir. Çünkü bu milletin iradesine sahip çıkması için bu darbeleri unutmaması gerekiyor. 12 Eylül’de 650 bin kişi sistematik işkenceden geçti.

28 Şubat'ta yaşadıklarımız hala aklımızda, kalbimizde. Ve biz unutursak 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle bu devleti tutan Erol Olçok ve arkadaşlarına nasıl hesap verebiliriz? Onlar o gece millet iradesinin tecelli etmiş haliydiler. Onlar o gece canları pahasına meydanlara çıktılar. Onlar o gece canları pahasına özgürlüklerini, millet idaresini korumak için canlarını verdiler, kanlarını meydana döktüler. O gece Erol bey bu gece uzun olacak, bizim, milletin meydanlarda olması gerek diyordu. O gece beni aradı hocam ben çıkıyorum dedi. Bizim diyecek bir şeyimiz yoktu. Biz de sokaktaydık” diye konuştu.

“BİZ KURU BİR İKTİDAR KAVGASI YAPMIYORUZ”

Verilen mücadelenin, kuru bir iktidar kavgası olmadığını vurgulayan Ünal, “Sanki bu kavga sadece Recep Tayip Erdoğan’ın kavgasıymış gibi kasıtlı olarak birileri sürekli Recep Tayyip Erdoğan’a saldırarak, tek adam diyerek, Recep Tayyip Erdoğan’a sözde Cumhurbaşkanı diyerek bir şeyi perdelemeye çalışıyorlar. Recep Tayip Erdoğan liderliğinde verilen millet mücadelesini perdelemeye çalışıyorlar. Burada bulunan her bir kardeşimin verdiği mücadele kendi iradesini, millet iradesini koruma mücadelesidir. Özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı birilerinin insafına bırakmak yerine kendi ellerimizle tutmanın mücadelesidir. O yüzden buradayız. O yüzden siyaset yapıyoruz. O yüzden siyaset kurumunun millet iradesinin temsilcisi olarak güçlü olmasını istiyoruz. Unutursak 15 Temmuzlar, 28 Şubat’lar, 12 Eylül’ler, 12 Martlar olur” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“BU YILANLARI İYİ TANIYIN”

Konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik ağır ithamlara da tepki gösteren Ünal, şunları kaydetti; “2003 yılında 'Genç subaylar rahatsız'. 'Tehlikenin farkında mısınız?' 'Ordu göreve' manşetleri vardı. Darbe yapmasını istediklerini ordunun karşısında saygı ile eğilenler bugün Libya'da, Suriye’de, Azerbaycan’da tarih yazan ordumuza neden satılmış diyorlar? Ordu darbe yaptığı zaman saygıyla eğiliyoruz. Ama ordu Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Azerbaycan’da gerçek görevini yaptığı zaman bunlar ne diyorlar satılmış ordu diyorlar. O yüzden bu yılanları bu çıyanları iyi tanıyın. Bunları unutmayın. Bunların kim olduğu unutulursa koyun postuna girmiş, kurt oldukları, çakal oldukları unutulursa yeniden 15 Temmuzları yaşarız.

Biz siyaseti millet iradesine sahip çıkmak ve millet iradesini egemen kılmak için yapıyoruz. Onlar siyaset yapmıyorlar. Onlar bu milletin kendilerini iktidar yapmayacağını biliyorlar. Geçenlerde bir anketçi diyordu ya sabah 25, akşam 25. Bunların iflah olmak gibi derdi yok. Bunların derdi demokrasiye müdahaleye zemin hazırlamak. Huzursuzluk çıkarmak. Meşruiyet tartışması çıkarmak. Milletin iradesini emanet alan bizler milletin iradesini koruma mücadelesi veriyoruz Bunu unutmayalım”

(İHA)

Editör: TE Bilisim