Özgürlükler ve güvenlik için söz konusu olan yasa tasarısına karşı çıkmanın Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin zorunlu görevi olduğunu kaydeden Özdel, öncelikle hukukçuların bu tasarıya karşı durması gerektiğini ifade etti.
Herkesten zorunlu olarak parmak izi, damar izi, avuç alası gibi kişisel verilerin alınmasına neden olacak 'Güvenlik Yasa Tasarısı'nın meclis genel kurulunda görüşülmesine sayılı günler kaldığını belirten Özdel, açıklamasında şunları dile getirdi:
“İktidar halkın güvenliğini değil kendi güvenliğini düşünmektedir. Varsa yoksa bakanların ve onlarla işbirliği içinde olanların güvenliğidir.
'Kanuna aykırı' döviz taşımanın bile hapis cezası ile cezalandırıldığı bir düzenleme bu ülkede yaşayan insanların ve özelde avukatların yaşamını daha mı güvende kılmayacaktır. Bu tasarı polis devletine giden yolun son adımıdır. Tasarıyı meclis kuruluna getirmeyin. Bir an önce gündemden kaldırın ve özgürlükleri kısıtlayıcı düzenlemelerin kaldırılması için yasa taslakları hazırlanması gerekir.

"BU YASA VALİLERE DEREBEYİ KURMA,
HÂKİMLERE ÖZEL YETKİ VERMEKTEDİR"
Bu yasa tasarısı faşist bir yasa tasarısıdır ve aynen nazi dönemini hatırlatmaktadır.
Bu yasa ile kalıcı olağanüstü hal ve sıkıyönetim getirilmek istenmektedir. Bu yasa, valilere derebeyi kurma yetkisi vermektedir. Süper özel yetkili bir hakim yaratılmakta, yürütmenin emrinde Türkiye'nin her tarafındaki insanları dinleme yetkisine haiz bir özel hakimlik kurulmak istenmektedir.
Güvenlik Yasa Tasarısı, tamamen iktidarın halkın üzerinde baskı kurmasının aracı olacaktır. En temel demokratik hakkını kullananlara terörist muamelesi yapılacaktır. Yolsuzluk, hırsızlık v.b. soruşturmaların nasıl yapıldığı ortada iken, sanki ortada güvenliği ortadan kaldıranlar varmış gibi tasarı hazırlanması toplumun üzerinde korku yaratmanın bir aracıdır.”
(ÇORUM HABER)
Editör: TE Bilisim