Adli yıl açılışı nedeniyle Çorum Çağdaş Avukatlar Derneği Yönetimi adına bir açıklama yapan Av. Ahmet Özdel, “Adli yılın açılışı adaletin kapanışı olmasın” dedi.

Adli yıl açılış törenlerinin hukuk geleneğinde yüksek yargı ve baro temsilcilerinin yargı erki uygulayıcılarının yürütme ve yasamaya karşı olan aksaklıkları ve hataları bildirdiği gün olduğunu belirten Özdel, “Adeta bu tarihte adalet manifestosu yayınlanırdı.  Bu gün gelinen nokta ise kendisi hukuka aykırı olarak yapılan bir binada yürütmenin kolları arasında bir açılış töreni yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.

Bugün yaşanan tek adam iktidarının perçinlenmesine katkı sunan en önemli kurumun hukuk olduğunun altını çizen Av. Özdel, “2010 referandumu ile FETÖ örgütü ile birlikte 1923'den bu yana uygulanan sistemi altüst edip, başkanlık sistemine doğru giden yolla ulaşılmıştır bugünkü sürece. Özellikle hakim ve savcı atamalarıyla hükumetin başında bulunanlar yurt dışına kaçan örgüt üyesi savcılara sınırsız yetki vermiştir. Binlerce insan, binlerce asker, kamu görevlisi tutuklanmıştır. Hukuk eli ile FETÖ önündeki tüm engelleri kaldırmıştır. Bu basit bir yanılma/ aldanma meselesi değildir” dedi.

15 Temmuz darbe girişimi ardından yaşanan OHAL sürecinin ise yine binlerce insanın KHK ile mağdur edilmesi sonucunu doğurduğunu vurgulayan Özdel, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Hukuk ayaklar altına alındı, savunma hakkı yok edildi, dava yolu ile hak arama anlamsız hale getirildi. Hukuk yerine mahkeme borsalarının kurulduğu AK Parti milletvekillerince dillendirildi. Yüzlerce insan haksız yere tutuklandı.  Yüzlerce insan facebook, twiter gibi sosyal paylaşım siteleri nedeniyle yargılandı ceza aldı. TCK 299 adeta toplumun üzerinde demoklesin kılıcı gibi dolaşır oldu. Binlerce insan Cumhurbaşkanlığına hakaretten yargılandı, yargılanmaya devam ediyor.

FETÖ adı altında binlerce insan yargılanırken ülkeyi yöneten siyasi güçlere dokunulmazlık verildi. Belediye Başkanları, Milletvekilleri yargılanmazken, fırıncı, tüpçü, kasap yargılanarak FETÖ yargılaması yapıldığı belirtildi. Eğer bunca insan terör örgütü üyesi ise bunun siyasi rantını yiyenler nerede, yargının bundan hesap sorması gerekir.

Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve temel hukuk tekniği açısından yargının kesinlikle siyasi iktidarın etkisinden tekelinden uzaklaşması ve bağımsız olması gerekir. Hâkimlerin, savcıların liyakat esasına göre seçilmesi gerekir. Avukatların ve Baroların bağımsızlığının sağlanması gerekir. İktidarın önünde düğme arayan hâkimlerinin iktidarı yargılama olanağı yoktur.

Bu nedenle adli yıl açılışının her zamankinden daha zor koşullarda açıldığını bildirmek isteriz. Ülkenin adalete ve gerçek hukukçulara bu kadar ihtiyaç duyduğu bir ortamda, yargının bağımsızlığını savunmak zorundayız. Bizler Yasama, Yargı ve Yürütme erkinin birbirinden bağımsız olması gerektiğini düşünüyoruz. Tek kişinin iktidarından çok halkın iktidarını savunuyoruz. Bu nedenle önümüzde ki sürecin hak ve adalet arayışı içerisinde geçeceğini biliyoruz.

Öncelikle genç hukukçuların, avukat meslektaşlarımızın, hâkimlerin, savcıların, adliye çalışanlarının ve tüm yurttaşlarımıza adaletin gerçekleşeceği bir Ülke ve Dünyada yaşamaları temenni ediyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim