25 Mart 2009 tarihinde Muhsin Yazıcıoğlu’ ve beraberindekilerin bindiği helikopterin kırıma uğratılması sonucu şehit olduğunu belirten Topşahin, yürütülen hukuki sürecin de takipsizlikle sonuçlandığını anlattı.
Olayın basit bir havacılık kazası gibi kamuoyuna sunulduğunu anlatan Halil Topşahin, kamuoyunun da hayret ve kuşkuyla takip ettiği süreç içinde kusur, ihmal ve kasıtların peş peşe ortaya çıkarıldığını ifade etti.
Yüzlerce bilgi ve delilin dava dosyasına girdiğini belirten Topşahin, “Cumhuriyet tarihinin faili meçhuller mezarlığına gömülmüş siyasi suikastlar başlığı altında değerlendirilen diğer vakalar içinde, sahip olduğu bilgi ve belge açısından vuzuha kavuşmaya en müsait dosya olan “Muhsin Yazıcıoğlu Dosyası” ile alakalı çok önemli noktalara ulaşıldı. Dava sürecindeki ihmal kusur ve kasıtların üstlerine başlarına bulaşmaya başlamasından rahatsız olan bir kesim siyasi ve bürokratik kapasite, dosyanın bir an önce kapatılmasıyla ilgili gayretler içine girmeye başladı” dedi.
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının şehadetiyle sonuçlanan olayın suikast ve sabotaj olduğu yönündeki kuvvetli şüphelerin üzerinin karartılarak ve şüpheliler aklanarak dava dosyası hakkında takipsizlik kararı verildiğini anlatan Topşahin, şu anda mevcut iktidar sahiplerinin her şeyi ilelebet elinde tutacaklarını sanıp çokluklarıyla övündüğünü, adaleti “kol kırılır yen içinde kalır” maslahatlarına göre dizayn edenlerin kaçınılmaz bir şekilde, yani vakti gelince adaletin ve hukukun bir gün herkese lazım olacağı gerçeği ile mutlaka yüzleşeceğini kaydetti.
(Erkan BAYATLI)
Editör: TE Bilisim