ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Cale Brown’ın, Papaz Andrew Craign Brunson olayında yaşananları çağrıştıran baskıcı bir anlayış ve yaklaşımla, alışılmışın dışında kalan gözdağı niteliğindeki söylemle; “ Osman Kavala serbest bırakılmalıdır”( Osman Kavala Should be Released) açıklamasının siyasi nezaket ve teamüllerle bağdaşmayan dayatmacı bir anlayışın tezahürü olduğunu dile getirdi.

ABD’nin yeniden tehdit algılamaları ile kadrajına aldığı Osman Kavala’yı bir manivela olarak kullanarak yargılanmasına üstü örtük müdahil olmaya çalışmasının son derece vahim bir gelişme olduğunu anlatan Taş, ABD’nin ‘keskin kılıç’ politikası ile Türk Yargısına hukuk dersi vermeye kalkışmasının kesinlikle kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi. Yakup Taş, “ABD, yakın geçmişindeki son derece kabarık sicili ile ortada iken, müdahaleci bir ruh yapısıyla ortaya çıkması anlaşılır cinsten olmasa gerek.

Şöyle ki, yaklaşık yirmi yıldan beri hücrelerde tutulan ve mahkemeye çıkarılmayan Guantanamo körfezinde yer alan esir kampındaki tutukluların sistematik işkenceye tabi tutulmaları insan hakları ihlali olduğu halde bu konuda sessiz kalınması kabul edilebilir bir yaklaşım şekli değildir.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın; ‘Bu hafta Türk hayırsever ve sivil toplum lideri Osman Kavala, hiçbir suçtan hüküm giymeksizin hapisteki 1000. gününü geçirdi. Birleşik Devler, uluslararası yükümlülük ve taahhütlere saygı duymanın önemini vurgulamaktadır. Türkiye'yi adalet ve hukukun üstünlüğü konusunda kendi taahhütlerine uymaya ve yargılandığı davada adil, şeffaf ve hızlı bir çözüme kavuşulması için gayret ederken Osman Kavala'yı serbest bırakmaya çağırıyoruz" şeklindeki yaklaşımını, Türkiye’nin bağımsız yargısına gölge düşürmeye yönelik sinsi bir planın adımı olarak telaki etmek mümkündür. Türkiye’nin ‘çadır devleti’ olmadığı konusunu sürekli dile getirmeye çalışan siyasi anlayışın bu konuyla ilgili daha duyarlı politik anlayış ortaya koyması son derece kaçınılmazdır.

Şeklindeki açıklaması karşısında 20 yıldan beri mahkeme önüne çıkarılmayan Guantanamo tutukluları konusunda hiçbir adım atmaması ikilem oluşturmaktadır.

Yeniden Refah Partisi olarak, ABD tarafından Rahip Brunson metodunu çağrıştıran müdahaleci bir anlayışla ortaya konulmaya çalışılan bu baskıcı tutuma karşı ortak bir tavır alınması son derece kaçınılmaz olduğunun altını önemle çizmek isteriz” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim