Yazı dizimizin ikinci bölümüne de, Prof. Taş’ın Çorum yerel basını ile ilgili değerlendirmesiyle başlamak isteriz:

“ Belki birçoğumuz bilmiyoruz ancak Çorum’un gazete ve dergi yayımcılığı ile tanışıklığı çok eskilere dayanıyor. Çorum’un güzel ilçelerinden İskilip’te çıkarılan ‘Kurtuluş Yolu’ Türkiye Cumhuriyetinin de ilk dergilerinden biridir. 1 Nisan 1926 - 1 Haziran 1928 tarihleri arasında İskilip'te 42 sayı olarak yayımlanan bir dergiydi Kurtuluş Yolu…”

Matbaacı Nizam Usta’yı “ Çorum’un bugün unutulmuş, köşesinde hatırlanmayı bekleyen tarihi değerlerinden sadece biri” diye tanımlayan Prof.Dr. İlknur Taş, O’nun matbaacılık dışında bir çok sosyal projede de yer aldığını anlatıyor.

Ve şu bilgileri aktarıyor:

“Nizamettin Oktay , İstem Matbaası’nın hem kurucusu hem de yegâne sahibi. Anlattıklarına bakılırsa Türkiye’ye modern basım teknolojisini, 1950-1952 yıllarında Alman asıllı matbaacı Willy Blumell ve ekibi getirmiş. Heidelberg’in Türkiye Distribütörü Blumell, Çorumlu matbaacıları da ciddi biçimde eğitmiş. Çorum’da devletin matbaa işlerini Vilayet Matbaası yaparmış o zamanlarda. Söz konusu matbaa kurumların evrak basım işlerinin yanı sıra ‘Vilayet Gazetesi’ adında da bir gazete çıkarırmış.”

SANAT OKULU YERİNE MATBAACILIĞA

Bugün 75 yaşında olan Nizamettin Oktay, ilkokul öğretmeni merhum Sabri Laçin’i saygıyla, şükranla anarken, o yıllarını şöyle anlatıyor:

“İlkokulda, sınıfımızda küme başkanıydım, ancak çok fakirdik o dönemlerde. Babam at arabası sürücüsüydü. Babamın günlük kazandığıyla geçinirdik. Çok mağdur yetiştik maalesef. Bayramdan bayrama elbise, ayakkabı görürdük.

O yıllarda Sanat Okulu’na sınavla öğrenci alınıyordu. Sınava girdim ama üstüm başım dökülüyor. Kimse yüzüme bakmıyor. Müdür beyin odasına ‘kerli ferli insanlar’ girip çıkıyor. Utandım, çok utandım o sırada. Dedim ya üstüm başım perişan. Kapının bir yanından girdik diğerinden çıktık. Arkadaşlarımın önemli bir bölümü kazandı, ben kazanamadım.

Matbaacılığa başlamamı da komşumuz olan bir teyzeye borçluyum. Kadriye Teyze, sonradan öğretmen olan benim yaşımdaki oğlunu örnek göstererek, babama, ‘Nizamettin niye sokakta oynuyor? Benim oğlum hem okuyor, hem matbaada çalışıyor’ demiş. Babam da ondan etkilenmiş.

Her neyse babamın beni okutarak kısa yoldan meslek edindirme çabaları böylece boşa gitti. Torna-tesviyeci olma hayalim yoktu ya zaten benim de. Komşumuz Kadriye teyzenin referansı ile 1958 yılı Haziran’ında, o zaman Çorum’un önemli basımevlerinden Hür Yol’un, aynı zamanda Hür Yol Gazetesi’nin sahibi Akif Leblebicioğlu’nun yanında çırak olarak çalışmaya başladım.”

YENİ ADIM GAZETESİ

Nizamettin Oktay, 1961’de Osman Eftekin, Muzaffer Artuk ve Ahmet Emiroğlu’nun sahibi olduğu Yeni Adım Gazetesi’ne geçer. O sırada Yeni Çorum Gazetesi’nin sahipleri de Aydın Kalelioğlu ve Mustafa Karakaşlı’dır.

Sonuçta Yeni Adım ve Yeni Çorum birleşir, Yeni Gün adıyla yayınına devam eder.

1960’lı yılların sonlarında, Çorum’da Yeni Gün yayınına devam ederken, bir de Çorum Ekspres Gazetesi çıkmaktadır. Çorum Ekspres’in ortakları, Orhan Çöplü, Orhan Berker, Hüseyin Erenler, İsmail Kırdı ve Yusuf Kenan Ertürk’tür.

ÇORUM EKSPRES’TE TANIŞMA

Duayen gazeteci Mehmet Yolyapar da, Nizamettin Oktay’la tanışmalarını şöyle anlatıyor:

“1970 yılının Eylül ayında muhabir olarak Çorum Ekspres Gazetesi’nde mesleğe ilk adımımı attım.

Gazete idarehanesi ve basımevi, Belediye’nin arkasında, rahmetli Elvan Kayış’ın mülkü olan binadaydı. Bir yanında İpiçürüğün (Hüseyin Erenler) berber dükkanı, diğer yanında Musa Efendi’nin Tekel bayii…

O zaman gazetenin sadece başlıkları değil, yazı metinleri de mürettipler tarafından elle diziliyor. Dizilen yazılar, başlıklarıyla birlikte bizim yaptığımız mizanpaja göre kalıp haline getiriliyor ve tipo tekniği ile basılıyor. Baskıya geçilmeden önce de, merdaneyle prova baskısı yapılıp yine bizim tarafımızdan tashih ediliyor. Yani, yanlış harfler düzeltiliyor.

Nizamettin Oktay da, Çorum Ekspres’in matbaacı kadrosundaydı.

Orada başlayan arkadaşlığımız, hâlâ en sıcak ve samimi şekilde devam eder.

Gerek özel yaşamımızda, gerekse Çorum’un sorunlarına ilişkin verdiğimiz mücadelelerde o kadar çok şeyi paylaştık ki…

Aramızda kendisine ‘Muhtar’ da derdik.

Öyle namuslu, dürüst ve duyarlı bir insan ki…Çorum’un, Türkiye’nin dertlerini dert edindiği için, mide ağrılarından kurtulamazdı, bir eli hep midesindeydi.

İstem Basımevi’nde, o ünlü sobasının başında, nice mütevazı öğle yemeklerini paylaştık…Bazen, Arif Abi de katılmışsa, güvece dönerdi öğle yemeği…

Yemeği değil aslında, dostluğu paylaşırdık lokma lokma…

Hey gidi günler.”

SÜRECEK

Nizamettin Oktay, 1959 yılında “Zaptiye” isimli gazetenin hazırlanmasında ve dağıtımında görev aldığı gibi, Jandarma Balosu’nda da “zaptiye” oluyor.

Nizamettin Oktay, geçmişte matbaacılık arkadaşı olan bugünün tanınmış işadamı Tekin Kerman’la…

(Soldan sağa) Çetin, Cevdet Musaağaoğlu, Celal Kaygısız, İsmail Kırdı, Nizamettin Oktay, Osman Köstek, Bahri Baş, Turabi…

(Sağdan itibaren) Rıza Cerit, Dr. Hüseyin Örs, Yusuf Kenan Ertürk, Nizamettin Oktay, önde Reşit ve Mustafa Mumcu…

Matbaacı arkadaşlar bir arada…(Soldan sağa) Nizamettin Oktay, Rıza Cerit, Osman İbik, Nurettin Gürgen, Mustafa Tekkeşin, Kadir Sol, Ramazan Kazancı, Cemal Yağ, İsmail Kırdı.

Editör: TE Bilisim