Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Fedayi’nin konuşmacı olarak katıldığı konferansta Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Başkan Yardımcısı ve Kent Konseyi Başkanı Turhan Candan, Gençlik ve Spor İl Müdürü Haşim Eğer, KYK İl Müdürü Erol Kavuncu ve çok sayıda davetli yer aldı.

Konferansın kapanışında konuşan Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, 15 Temmuz’da son darbeyi yaşadıklarını söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin terör örgütlerinden ve dış güçlerin Türkiye üzerinde oynanan oyunlarından bu zamana kadar çok çektiğini söyleyen Başkan Külcü, “15 Temmuz’u yapanlar devletin ve milletin yüce menfaatlerini korumak ve kollamak yerine kendi iktidarlarını bu ülkede baki kılmak ve işbirliği içerisinde oldukları uluslararası örgütlerin taşeronluğunu yapmayı istediler. Bu zamana kadar ağır bedeller ödedik. Ama hamdolsun bedel ödemeyi göze alan bir milletin evlatları olduk. Gördükleri her zorlukta, gördükleri her baskıda korkan, sinen kabuğuna çekilen bir millet olsaydık bugün biz böyle bir millet olmazdık.” dedi.

Yaşanan anayasa değişikliği süreci ile ilgili de konuşan Başkan Külcü, “Üzülerek bazı olayları takip ediyorum. Bir siyasi partimizin başkanı sandıktan %98 çıksa da kabul etmeyeceğiz dedi. Bunlar, millet bilmez, millet anlamaz, millet seçemez demek istiyor. Biz biliriz, yaparız, seçeriz ve yönetiriz diyorlar. Türkiye artık böyle bir Türkiye değil. Türkiye artık prangalarından kurtulmuş bir Türkiye'dir” şeklinde konuştu.

“YENİ TÜRKİYE TAM BAĞIMSIZ”

Yeni Türkiye’nin her yönüyle tam bağımsız bir Türkiye olduğunun altını çizen Külcü sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni Türkiye, tüm kararlarının millet tarafından verildiği bir Türkiye'dir. 15 Temmuz akşamı bunu dosta düşmana haykırdığımız gece oldu. Hainlere, hainlerin iş birliği içerisinde olduğu ve adlarını da herkesin tek tek bildiği batı ülkelerine de, FETÖ denen hainin beslendiği o ülkeye de yenilmedik. İlk defa NATO ve ABD bir ülkede darbe yaparken millet onlara karşı bir darbe yaptı. Türkiye'nin yüzyıla aşkın süredir devam eden darbeler süreci bana göre sona ermiştir. Ne mutlu bize ki böyle bir milletin evladıyız. Çanakkale'de olduğu gibi o gece de yenilmedik. 248 şehidimizin, 2 binden fazla kardeşimizin gazi olması pahasına güneş ülkemizin üstüne 16 Temmuz günü bir başka doğdu”

Kent Konseyi Başkanı Candan da ‘darbe yaşandı bitti’ denilemeyeceğini, çünkü ülkemizin her 10 yılda bir darbeler yaşadığını dile getirerek “Biz darbeleri yaşar, onun sıkıntılarını çeker, sonra da işleri stabil hale getirir ve otururuz. Darbe Türkiye’de maalesef toplumsal hastalık gibi. 10 yılda bir kapımızı çalıyor” dedi.

KONFERANS

Konferansa konuşmacı olarak katılan Kırıkkale Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Fedayi ise darbeler tarihinin 15 Temmuz’da tarihe gömüldüğünü dile getirdi. 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimimin çok kanlı bir girişim olarak planlandığını vurgulayan Fedayi, “Her ilde infaz edilecek insanların listesi vardı. 27 Mayıs yalandan da olsa yargılama yapmıştı. Bunlar yargılama bile yapmayacaktı.” dedi.

Türkiye’ye demokrasiyi Abdülhamid Han’ın getirdiğini söyleyen Fedayi, “Birtakım CHP’liler ‘Demokrasiyi Türkiye’ye bir getirdik’ diye övünüyorlar. Bu külliyen yalandır. Demokrasi CHP’ye rağmen gelmiştir. Demokrasiyi asıl Abdülhamid Han getirdi. 1908 yılında çok partili hayat başladı. Maalesef resmi tarih kitaplarımızda bunlar anlatılmaz” diye konuştu.

Halkın rızasını ve onayını almayan her türlü darbe ve devrime karşı olduğunu, 2. Mahmut’un yeniçeri ocağını kapamasının sonucunun 15 Temmuz’da görüldüğünü, hala 190 yıldır ordunun düzene girmediğini, Türkiye’nin darbeli demokrasisi bulunduğunu, Osmanlı döneminde danışma kurulları sayesinde mutlak krallık  yaşanmadığını, meşrutiyetin modern bir yönetim şekli olduğunu sözlerine ekledi.

15 TEMMUZ ÖDÜLÜ

Kent Konseyi tarafından düzenlenen konferans sonunda yine Kent Konseyi tarafından düzenlenen ‘15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminin Ruhumuzdaki İzleri’ adlı yarışmada dereceye girenlere ödülleri verildi. Yarışmada “Gözlerine Bakmak İstiyorum” adlı yazısıyla İbrahim Şaşma birinci, “Bir Yanımız Hüzün” adlı yazısıyla Merve Ekmekci ikinci, “Kurtuluş” adlı deneme yazısıyla Selim Ümütlü üçüncü olurken “Temmuz Ayazı” ve “Ateş Böceğinden Fenerler Yakmak” adlı denemelerde ise Mehmet Okumuş ve Faruk Yılmazer mansiyon ödülü aldı.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim