Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. 

"Gıda enflasyonu önümüzdeki en büyük tehditlerden biridir"

Son üç ayda 16 milyar doların üzerinde portföy girişi gerçekleştiğini söyleyen Erdoğan, bu olumlu gelişmelerin yanında ekonomide sorunlu alanların da bilindiğini, yüksel enflasyonun hem üretici hem tüketici cephesinde oluşturduğu tahribatın farkında olunduğunu aktardı. Erdoğan, "Gıda enflasyonu önümüzdeki en büyük tehditlerden biridir. Gıda ürünlerinde tarla veya fabrika, market arasındaki fiyat farklarının ekonomik süreçler ve gerekçelerle izah edilemeyecek seviyelere çıkması milletimizle birlikte bizi de rahatsız ediyor. Nitekim bugün yine gündemimizin en önemli maddelerinden biri oydu. 3-5 aç gözlü tüccarın milletimize ekmeğini ve aşını zehir etmesine izin veremeyiz. Bununla birlikte hükümet olarak görevimizin meseleyi tüm boyutlarıyla incelemek ve ona göre tedbir almak olduğu açıktır. Sıkıntının kaynağına indiğimizde kimi tüccarların aç gözlülüğü yanında uluslararası gıda fiyatlarında yaşanan yükselişin, bununla birlikte kuraklığın ve yapısal sorunların etkilerini görüyoruz. Kuraklığın bazı bölgelerde üretimi düşürmesi, Çin ve Hindistan gibi yüksek nüfuslu ülkelerin ürün taleplerinin artması, tüm dünyada gıda fiyatlarını hareketlendirmiştir. Özellikle uluslararası piyasalarda ayçiçeğinde iki kata varan, soya fasulyesinde yüzde 50, buğday ve mısırda yüzde 40'ı bulan fiyat artışları yaşandı" dedi.

Türkiye'de alınan tedbirler ve kendi üretim gücü sayesinde market raflarının boşaldığı görüntülerin ortaya çıkmasına müsaade edilmediğini, bundan sonraki süreçte de müsaade edilmeyeceğine dikkat çeken Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl verdiğimiz 22 milyar liralık destekle tarımsal üretimin kesintisiz devamını sağladık. Bu sayede bitkisel üretimimizi bir önceki yıla göre 7 milyon ton artışla 124 milyon tonun üzerine çıkarak cumhuriyet tarihinin rekorunu gördü. Nitekim gıda komitesi harekete geçerek üretimden perakendeye kadar zincirin halkalarını değerlendirmeye ve gereken tedbirleri almaya başladık. Erken uyarı sistemi kurarak, çok hızlı ve etkin bir karar alma mekanizması oluşturacağız. Rekabet Kurulunu etkin bir şekilde harekete geçireceğiz. Tarımsal üretimle ilgili kronik sorunların çözümü hususunda 2019 yılında düzenlediğimiz Tarım ve Orman Şurası'nda alınan kararların uygulanmasına hız vereceğiz. Ülkemizi 2023'e inşallah hedeflerini gerçekleştirmiş olarak ulaştıralım. Bütün bunları salgın tehdidini en aza indirerek yapmamız gerekiyor. Bu çerçevede bugünkü kabine toplantımızda salgın tedbirlerimizi yeniden gözden geçirdik" şeklinde konuştu.

"Salgınla mücadelede en kritik hususlardan biri olan yerli aşı çalışmalarını yakından takip ediyoruz"

Aşı çalışmalarının hızla sürmesinin önümüzdeki dönemi görebilmek açısından önemli olduğunu bildiren Erdoğan, "Sahadaki aşı uygulaması belirlenen öncelikler doğrultusunda sürüyor. Covid-19'un mutasyona uğraması herkes gibi bizim de işimizi zorlaştırıyor. Buna rağmen Allah'ın izni ile bu küresel sağlık krizinin üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Dışarıdan aşı tedariki sürdürebilirliği şüphelidir. Dünyada bu konuda yaşanan ve giderek ayyuka çıkan kriz, bize yerli aşı çalışmalarına hız vermemiz gerektiğini gösteriyor. Salgınla mücadelede en kritik hususlardan biri olan yerli aşı çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz mart ayından bu yana süren bu salgın tedbirlerinin ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki olumsuz etkilerini de gayet iyi biliyoruz. Bunların değerlendirmesini, kazanımlarımıza halel getirmeyecek şekilde sürekli yapıyoruz. Bilim insanlarımızın görüşleri yanında milletimizin her kesiminden gelen seslere kulak veriyoruz" diye konuştu.
Milyonların merakla beklediği okullarda yüz yüze eğitime ilişkin de açıklamada bulunan Erdoğan şunları söyledi:

"Kabinemizin bugünkü toplantısında da bu değerlendirmeleri ayrıntılı bir şekilde tekrar yaptık. Uzaktan eğitim öğretimin temeli olan internete erişimdeki sınırlılığı da dikkate alarak köy okullarında 15 Şubat'ta eğitim-öğretimin başlamasını kararlaştırdık. Ancak, okulların açıldığı köylerde vaka artışı yaşanması halinde eğitim - öğretime yeniden ara verilebilecek. Bunu özellikle söylemek zorundayım. Bizim için Covid hepsinden çok daha tehlikeli, çok daha Allah muhafaza önemli. Bizim yavrularımızın kaybına tahammülümüz olamaz. Onun için her türlü tedbiri almak durumundayız. 8. ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim-öğretimin 1 Mart'tan itibaren başlaması için hazırlıklara başlanacak. Vaka sayılarındaki iyileşmeye paralel olarak 1 Mart'tan itibaren il bazında eğitim-öğretimin kademeli başlaması için gereken çalışmalar yürütülecek. Yine vakaların belirli sayının altına düşmesiyle birlikte esnaflarımıza yönelik kısıtlamaların kademeli olarak gevşetilmesi ile ilgili takvimi başlatmayı planlıyoruz. Belediyelerden ve organize sanayi bölgeleri yönetimlerinden il hıfzıssıhha kararlarının uygulanması konusunda hassasiyet göstermelerini beklediğimizi belirtmek istiyorum. Yaklaşık 11 aydır sabırla ve metanetle tedbirlere riayet eden milletimin her bir ferdine yine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum."

Editör: TE Bilisim