Sudan kaynaklanan hastalıklar ve ölümlerin yaşandığı dönemler olduğunu, özellikle ilimizde 1994 yılında buna bizzat şahit olduğumuzu vurgulayan Başkan Külcü, Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü’nün hizmetlerini anlattığı toplantıda ilimizdeki su yatırımları hakkında da bilgi sundu.

Çorum’da tekrar sudan kaynaklanan bir sorun yaşanmaması için imkanlarının seferber edildiğini vurgulayan Külcü, “Su hayattır, yeşertir, güzelleştirir, temizler ve canlandırır. Su varsa hayat vardır. Su varsa umut ve gelecek vardır. İnsanlar suyun olduğu yerlere yerleşmiştir. Su bu kadar önemlidir. Suyun öneminin dünya farkındadır” dedi.

22 MART SU GÜNÜ

Suyun önemi nedeniyle Birleşmiş Milletler’in 1993 yılında aldığı bir kararla 22 Mart’ı Dünya Su Günü ilan ettiğini, bu ayın suyla ilgili dikkat çekici aktivitelerin yapılması ve farkındalık yaratılması için önemli olduğunu bildiren Başkan Külcü, kendilerinin de bu toplantıyı kaynakların doğru kullanılması ve kirlenmenin önlenmesi için farkındalık yaratmak adına bu ay düzenlediklerini ifade etti.

“DÜNYADA SU VERİLERİ HİÇ DE İÇAÇICI DEĞİL”

Hiçbir kaynağın sonsuz olmadığını belirterek dünyada ve ülkemizde suyun durumu ile ilgili bilgi veren Külcü, “Kaynakları ne kadar hoyratça kullanırsak, ne kadar sorumsuz davranır ve kirletirsek gelecek kuşaklar da o kadar sıkıntı çeker. Nüfusun artması ve şehir yaşamının yarattığı sıkıntılar kirlenmeyi artırıyor. Bize içmek için, tarım, sanayi ve temizlik için su lazımdır. Dün de böyleydi, yarın da böyle olacak. Özensiz kullandığımız, yokolma sürecini tetiklediğimiz kaynaklar geleceğimizi de o kadar etkiliyor. Dünyada suyla ilgili verilen hiç de içaçıcı değil. Dünyanın yüzde 70’i su olmasına rağmen bunun ancak yüzde 2.5’u kullanılabilir durumdadır. Bu su içinden de ancak yüzde 20’si içilebilir vaziyettedir.

“TÜRKİYE SU ZENGİNİ BİR ÜLKE DEĞİLDİR”

Suyla ilgili büyük tehlikeyi bu rakamlardan bile görebiliriz. Nüfusa bakarsak durum daha kötüdür. Dünya nüfusunun yüzde 20’si su kaynaklarına ulaşmadan mahrumken, yüzde 40’ı ise içilebilir sağlıklı suya mahrumdur. Bu nedenle yıllık 250 milyon insan suya bağlı hastalıklara yakalanmakta, bunların 5 milyonu ise ölmektedir. Bu rakamlar bizim içimizi yakıyor. Bir taraftan artan nüfus, diğer taraftan azalan kaynaklar. Türkiye’de de durum içaçıcı değil. Türkiye yağış ve su zengini bir ülke değildir. Küresel ısınma ile birlikte iklimimiz değişmiş ve yağış oranı azalmıştır. Dünyada metrekareye 800 metreküp yağış düşerken, ülkemizde bu oran 600 metreküp civarındadır. Tedbir almada gecikirsek bu oranın 400 metreküpe kadar düşeceği öngörülmektedir” dedi.

Bu işi yürüten bakanlıklar, DSİ ve hükümetin su konusunda önemli çalışmalar yaptığına dikkat çekerek ilimizdeki su yatırımlarını da anlatan Külcü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu işi yürüten Bakanlıklar, DSİ ve hükümetimiz önemli yatırımlar yapmaktadır. Bitki örtüsünün zenginleşmesi, yeni barajların ve atık su tesislerinin yapılması gibi. Bunlar bizim mutluluğumuz artırıyor. Çorum’da da bu konuda önemli yatırımlara imza atılıyor. Sulama ve içmesuyu yatırımlarında ciddi adımlar atılıyor. Bir çok ilçede sulama yatırımları devam ediyor. Kunduzlu, Şendere ve Koçhisar ile birlikte içmesuyu kaynakları da geliştiriliyor.

Bu konuda bakanımızın “İçmesuyu meselesi bir belediyenin insiyatifi, vizyonu ve planına bırakılamayacak kadar önemlidir” şeklindeki görüşleri bu işin ne kadar sahiplenildiğini ortaya koyuyor. Halen ilimizde devam eden gölet ve baraj inşaatları var. Bunlar tamamlandığında 17 baraj ve 20 göletimiz olacak. Bu yatırımların maliyeti ise 1 milyar 160 milyon TL’dir. Ayrıca Belediyemiz sınırları içerisinde bir çok yatırıma imza atıyor. Su kaynaklarının korunması için ciddi projeleri yapıyoruz. Şehrimizin altını damarlar gibi sarmış 2 milyon metrenin üzerinde bir şebekemiz bulunmaktadır. Ne kadar çalışırsak çalışalım tabiki zaman zaman sorunlar olabiliyor”

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim