İktidarda olmak iyi de, acaba ölene kadar aynı koltukta oturmak ne kadar doğru?

Bıraktık ölene kadarı, eğer 20 yıl bir ülke halkını yönetmişsen ve doğru dürüst yönetemediğin iddia ediliyorsa…

Tamam, siyaset bilimi geçmişte yaşanmış olaylar hakkında bize bilgiler aktarır. Sosyolojik analizleri ile doğruları halka aktarmaya çalışır.

Evet, yine biliyoruz ki, siyasete soyunan liderler iktidar savaşı verirler. Doğal olarak liderlerin kadrolarındaki siyasetçiler de iktidara gelmek için amansız mücadele vermek zorunda kalırlar…

İktidarda kaldıkları sürece ülke içinde ve dışında gelişen her olaydan etkilenirler.

Zaman zaman tökezlerler…

Zaman zaman da şansları iyi gider, şartlar uygun düşer ve yaptıkları ile başarıya koşabilirler.

Ne var ki iktidarda kalma süresi yönetilenlerde, yani halkta bıkkınlık yaratabilir.

Buna bir de ülke ve dünya genelindeki türbülanslar eklenirse, uzun uzun düşünmek gerekir.

Politika hafif- küçük türbülansları kaldırır.

Ama büyük fırtınaları asla…

Bunun yanında eğer iktidarın “itibarı” darbe almışsa yolun sonu göründü demektir.

Doğaldır ki, peşinden çözülme kaçınılmaz hale gelir.

Neticede şu anda ülkemizde yönetim zafiyeti yaşanmakta…

İç ve dış politikada başarısızlıklar diz boyu .

“Tek Adam” yönetimi halkın ayağına sıkmakla kalmadı…

Yaşamı da çekilemez duruma getirdi.

Buna bir de halkın satın alma gücünün zayıflaması eklenince yolun sonu göründü demektir.

Hani çaresizlik-şaşkınlık sonucu Nebati gibi fasonculuk ustası bir siyasetçiyi ekonominin patronu yaparsanız olacağı budur.

Siz istediğiniz kadar “Bu ülkeye elektriği biz getirdik, buzdolabını biz icat ettik, bu ülkede otoyol mu vardı Eyyyy Kemalllll” deyin, yemezler…

Hele kendi türkünüzü tutturmuş, buna tüm ülkenin eşlik etmesini ısrarla bekliyorsanız hiç yemezler…