Geçtiğimiz Cumartesi günü, CHP Alanya İlçe Örgütü’nün Delege Toplantısı’na katıldım.
Rezaletti…
Sandalye yetişmedi.
… …
Aktif bankacılık dönemimdeki çiftçilerimi, köylülerimi gördüm, uzun uzun söyleştik.
Onlar anlattı ben dinledim.
Ben sustukça da onlar anlattı.
O an bir şeyin farkına vardım.
Atatürk durduk yere onlara “çarıklı erkân” dememiş.
Ne çok şeyin farkındalar, ne çok şey biliyorlar ve de bildiklerin ne güzel dillendiriyorlar, şaştım kaldım.
Bir çiftçim, “Artık biz de şehirliyiz Müdürüm…” dedi,
“Bu büyükşehir yasasından sonra, tarlalarımız, seralarımız, otlaklarımız hep arsa oldu ya da olacak. Artık üretim nasıl yapılır, bilemem. Artık tarla tabanımız için, sizin kadar ya da size yakın, biz de vergi ödeyeceğiz. (…) Ona göre de hizmet(!) gelecek diyorlar, nasıl gelecek onu da göreceğiz! Herkes görecek!” dedi ve güldü, acı acı…
Bir başka çiftçim, “Bu AKP iktidarıyla birlikte tadımız, tuzumuz iyice kaçtı…” dedi.
Bir başkası, “Ayak üzerinde kırk yalan söyleyen, dün söylediğini, bugün inkâr eden bir Başbakan var. Her konuda bölünmeye, parçalanmaya başladık. Doğulu, Kürdistan’a hoş geldin diye karşılıyor; Batılı, Türkistan’a hoş geldiniz diye karşılıyor Beyzadeyi... Ne olacak bu işin sonu? Nereye gidiyoruz?” dedi.
Bir başkası, “Başbakan sadece işine geleni söylüyor, işine geleni gösteriyor. Her şeyin iyi olanına sahip çıkıyor; ‘onları biz yaptık, şunları onlar…’ deyip, sıyrılıyor işin içinden…” dedi.
Bir diğer başkası, “Eskişehir Belediye Başkanının yaptıklarına bile sahip çıktı adam…” dedi.
Küçük dilimi yutası oldum.
O anın ve de duyduklarımın gerçek olup olmadığını anlamak için de çimdikledim kendimi.
“Bir dakikaaaaa…” dedim, “ bir dakika… Madem öyle, bu adam(lar) nereden alıyor bu oyu?” Gayet pişkin, “bizden…” dedi ve ekledi, “ve de sizden…”
Devam etti, “Bizim, olanı biteni görmediğimizi, bilmediğimiz mi sanıyorsun(uz)? Herkes her bir şeyin farkında ama görmek, duymak ve bilmek işlerine/işimize gelmiyor…”
Eski tüfek bir CHP’li söze karıştı; “Görmemenin ve duymamanın getirisi ve avantası var, değil mi?” dedi.
Gülüştük…
* * *
Toplantı boyunca, o çarıklı erkânın söylediği söz kulaklarımda çınladı, durdu.
Herkes, her şeyin farkında ama duymak, görmek ve bilmek işimize gelmiyor…
* * *
O an, işine gelmediği için bilmezden, görmezden, duymazdan gelen şehirlileri, medyacıları, bürokratları, entelleri ve de dantelleri, dünün Atatürkçüsü, günümüzün AKP’lilerini düşündüm; midem bulandı…
* * *
Ve toplantı başladı…
O çarıklı erkân, bu kez toplantıda aldı sazı eline…
Ses verdi, soluk verdi, yön verdi, taktik verdi, güç verdi, moral verdi…
“Siz yeter ki sandığı, sandık eşkıyalarından koruyup, sandığa sahip çıkın; artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…” dedi.
Ağlamaklı oldum.
Ve şuna inandım; ülkem insanı, üzerindeki ölü toprağını atmaya, gerçekleri görmeye başlamış artık.
Artık herkes, ülkesinin, ayaklarının altından çekip, alınmak istediğinin farkında.
Artık herkes, ülkesini, ayaklarının altından çekenlerin, kimler olduğunun farkında.
Artık herkes, ülke dirliğini bozanların, bölüp parçalayanların, bunu ne amaçlarla yaptıklarının farkında.
Artık herkes, CHP’nin öneminin farkında.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
Bu kez CHP, götürecek bu işi…
Türktaş Başkan kazanacak…
Alanya, hep birlikte, halkça ve hakça yönetilecek.