Siyasette 24 saat bile uzun bir zaman dilimi…

Dile kolay, 20’nci yıla girdi girecek sayılır Reis…

İnsan ömrünün dörtte birine denk gelecek bir dönemi yaşamaktayız.

Meseleye böyle bakınca, AKP iktidarı birkaç kuşak için “uzun ince yolun” sonuna geldi sayılır.

Gerçekten yorgunluk var halkta.

Gerçekten bıkkınlık son raddede.

Bazı sorunların çözümünde gerçekten çarşafa dolandılar.

“Bazı sorun”lar dediğim ülkenin geleceğine ait meseleler.

Ülke ekonomik anlamda bütün dönemleri yaşadı sayılır.

Ekonomik kriz…

Diz boyu enflasyon.

Kredi darlığı…

Fakirlikte dibe vuruş…

Resesyon.

Paranın pul oluşu…

Vergilerin zirveye çıkışı…

Neticede elinde ne kadar yetenekli kadro varsa, Reis hepsini ekarte etti yıllar içinde.

Kimini denedi…

Kimine uzun dönem şans verdi.

Kimini yedekte tuttu.

Nice nitelikli-çaplı-üretken-yaratıcı kadrolara şans verdi ama “hemen hepsini” kendisine ya rakip gördü, ya da iktidar sorumluluğuna ortak etmedi.

Reis “Reis”liğini yaptı tüm iktidarı boyunca…

Sonunda “Tek adam”lık pek hoşuna gitti…

İç politikada dar kadro “tat” vermedi.

Dış politikada ise “haz” alınamadı.

Enerji bitti.

Deniz bitti, kara göründü…

Ne demiş eski ve deneyimli siyasetçilerden biri.

“Bir ülkede sesi sert çıkan dinlenir… Dinlenir ama en sert düşen de o olur.”

Ey İsrail…

Ey Suriye…

Ey Mısır…

Ey Yunanistan…

Ey Macrooonnnn …