Çanakkale Zaferi’nin, daha doğrusu bütün dünyanın kabul ettiği bir kahramanlık destanının 107. yıldönümünü kutladık.

Şehitlerimizi büyük bir minnet duygusuyla, rahmet dileklerimizle andık.

*
Ne zaman Çanakkale şehitlerini hatırlasak, o zamanki adıyla Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane öğrencilerinin şehadetleri gelir aklımıza.

1915 yılında Tıbbiye’ye kaydolan öğrencilerin tamamı Çanakkale’de şehit düştüğü için Tıbbiye 1921 yılında hiç mezun verememiş!

Gencecik tıbbiyeliler, Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş kınalı kuzular, sayı olarak yüzbinlerle ifade edilen vatan evlâdı…

Karşı tarafta ise, çoğunluğu İngiliz sömürgesi Avustralya ve Yeni Zelanda’dan derlenmiş Anzak askerleri olmak üzere yine yüzbinlerle ifade edilen can kaybı…

*

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında Anzak askerlerine hitaben söylediği şu sözler de hiç aklımızdan çıkmaz:

“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

*

Cumhuriyet’in ilanından sonra İstanbul’da bir resepsiyon verilir. Tüm dünya ülkelerinin ataşeleri de bu resepsiyona davetlidir.

Bir İngiliz binbaşının kendisine kızgın bakışları, Gazi’nin gözünden kaçmaz. Nedenini öğrenmek için yaverini gönderir. Yaver, İngiliz binbaşı ile görüştükten sonra döner, “Paşam, ‘Çanakkale’de Mustafa Kemal babamı öldürdü’ diyor” der.

Mustafa Kemal’in verdiği karşılık, tarihe geçecek niteliktedir:
“Git sor bakalım, babasının Çanakkale’de ne işi varmış?”

*

İşte, Çanakkale’de “Anafartalar Kahramanı”, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın muzaffer Başkomutanı Mustafa Kemal bu!

“Bayrak bir milletin onurudur” diyerek yere serilen Yunan bayrağını kaldırtan, topraklarımızda yatan Anzak askerleri için “artık onlar bizim evlatlarımız oldular” diyen “insan Atatürk”…

Söz konusu “vatan savunması” olduğunda ise, “Topraklarımızda ne işleri vardı?” diyen “sert asker”!..

“Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini bırakıp giden “barış insanı”…

Yüce Atatürk’e, silah arkadaşlarına, Çanakkale şehitlerimize, bu vatan uğruna canlarını veren tüm şehitlerimize ve ebediyete intikal eden gazilerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz.