Kütüphanemi karıştırıyordum. Elime Eylül 1955 Bütün Dünya Mecmuası geçti. Sayfa 323 de Bilgi Dünyasından haberler diye o dönemin yeni buluşları anlatılıyor. Yakın gelecekte nelerin icat edileceği hakkında da küçük bir kehanette bulunuyor.

Böyle konuları başka dergi, mecmua, gazete ve kitaplardan toplar bir araya getirir sonra o konuyu ya kitabıma, ya gazetede köşemde yazmaya çalışırım. Bu şekilde bilimsel daha doğrusu, halka genel kültür veren faydalı konuları yazmaya gayret ederim. Biliyorsunuz ben Liberal Demokrat Parti eski İl başkanıyım. Ancak köşe yazılarımda, siyasî yazmam, siyaset yapmam. Çünkü olaylara partisel bakmak, ideolojik bakmak insanın düşünce ufkunu daraltır ve özgürlüğünü kısıtlar. Ben mümkün olduğunca partiler üstü ve tarafsız yazmaya çalışırım.

Bu doğrultuda elimde onlarca bilimsel ve toplumsal değer taşıyan konu var.

Yazamıyorum ki…!

*

Elin gâvuru da işte bunu istiyor. Bu tür yazılar yazamayalım. Elin gâvuru bir konu icat ediyor, tekrar edeyim EVET İCAT EDİYORLAR, konu mankenleri kullanıyorlar. (Kim onlar? Provokatörler- piyonlar- uşaklar- hainler- akılsılar ve yakan- yıkan- kırıp-döken çapulcular)

(Elin gâvuru kim? Dış düşmanlar= profesyonel provokatörler yani=Avrupa= Amerika=Rusya= Emperyalistler=   . . . .? . . … .)

*

 Özal aniden gitti. Gürcistan Başbakanı Sarkaşvili’yi dört ayda ihtiyarlattılar. Kuzey Afrika’dan başladılar liderleri deviriyorlar. Kahraman Maraş ve Çorum olayları, Madımak oteli, sağ-sol; alevi-sünni, laik- antilâik;  Kürt-Türk; öztürkçeci- üvey Türkçeci; türbanlı-türbansız; milliyetçi-ulusalcı; demokratik solcu-sosyal demokratçı; …,  …, listeyi uzatabiliriz. Sağ, sekiz bölük; sol, dokuz bölük; ortamız on bölük. Millî maçlarda bile takım tutar hâle geldik.

O kadar çok fraksiyonuz ki….!

*

Burada önemli olan:

 A- Birilerinin, birilerini istediği gibi kışkırtabilmesi, bölebilmesi B-Daha önemlisi birilerinin de kışkırtılabilmesi ve bölünebilmesi her oyuna gelmesi.

*

Düşman daima haklıdır. Onun işi o. İyi de biz niye bu tuzağa düşmeyecek kadar akletmeyi bilemiyoruz?

*

Bu emperyalistler bu kadar güçlü mü? Yoksa çok mu akıllı?

Biz dâhil, ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri de bu kadar mı kuklayız?

*

Peki, sebep ne? Niye onlar bize karşı bu kadar aktif, etken, tesirli ve biz neden onlara karşı pasif, etkisiz ve tesirsiziz?

Niye biz onları bölemiyoruz? Niye biz onları kışkırtamıyoruz?

Hadi biz onları bölelim! Biz onları kışkırtalım!

*

Olmuyor değil mi?

Neden olmuyor?

Asıl suçlu kim?

Biz niye uyuduk?

Niye bu hâle düştük?

Ne yapmalıyız?

*

Yazacak o kadar çok şey var ki….!

*

En kısa, en anlaşılır olanı, en anlamlısını, en önemlisini yazmak bu yüzden zor ki…. . Onun için işi kitaba dökmeye karar verdim. Kitap yazıyorum.

*

Gezi olayları başladığında İstanbul’dan yeğenim aradı. “Taksim kaynıyor, haberiniz var mı?”, dedi. Ankara’dan kız kardeşim aradı kendisi CHP yanlısıdır. “Dikmen coşuyor, tencere tabak çalışıyoruz” diyordu.

*

Onlara ilk cümlem şu oldu. Provokatörlere dikkat!

*

Zira 1915 olayları ve Ermeni soykırım yalanı üzerine 15 yıldır çalışıyorum. Soykırım iddiacılarının soytarı, şarlatan, hain ve piyon olduklarını bu sayede öğrendim. VE göndüm ki ülkemizde hain ve piyonlar o kadar çok ki.. cirit atıyorlar, göbek atıyorlar.

*

Neden öyle görüyorum?

Çünkü 2000 senedir, Avrupa’nın değişmez hasmı Türklerdir. Türk Milletine nasıl zarar veririm, onları nasıl böler parçalarım diye ülkesinde hususî olarak resmî daireler () kurmuşlar. İngiltere’de var, Almanya’da var, Fransa’da var, Amerika’da var, Rusya’da var, İtalya’da var. Yıllar ilerledikçe, bunların yavruları oldu. Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi, Ermenistan, Bulgaristan ve bütünüyle de, parçasıyla da Arnavutluk bu ihanetin elemanları. Daha buna otuz Hıristiyan ülkesi ilave edebilirsiniz.

*

BİTTİ Mİ? HAYIR.

Bunların tuzağına düşmüş İslâm ülkeleri de bu kervanın arkasından gittiler. Irak, Suriye, Filistin Sosyalist oldukları için (o tarihe göre söylüyorum); İran, Suudi Arabistan, Mısır, Yemen, Kuveyt ve bazıları da Türkiye lâik ve hilafeti kaldırdı diye arkamızdan kuyumuzu kazdılar.

Kuyumuz kazdılar derken; şu veya bu şekilde uluslararası arenada bize muhalefet oldular. Elin gâvuruna âlet oldular. Aleyhimize yani zararımıza çalışmayan da ne yazık ki lehimize de çalışmadı. Sustu. Susmak da bazen ihanettir.

.*

Sebep:

100-150 sene önce kurulan gâvur memleketlerindeki PROFESYONEL TEŞKİLÂTLAR.

Problem sadece onların cinliği mi? (Onlar kim? Avrupa+ Amerika+ Rusya ve yavruları)

Hayır, onlar o kadar cin değil!

Biz, safız.

Asıl suçlu biziz. Suçumuz: cehaletimizdir.

İkinci suçumuz: Türkiye için söylüyorum. 200 yıllık ekonomik dar boğazda oluşumuz.

Petrol zengini Arap ülkelerinin ekonomik sıkıntıları yoktu ama cehalette (hâlâ) en önde koşuyorlar. Hâlâ uyanmayanları var.

*

Şimdi tekrar yazının başına bakalım. Ne demiştik?

“Kütüphanemi karıştırıyordum. Elime Eylül 1955 Bütün Dünya Mecmuası geçti. Sayfa 323 de Bilgi Dünyasından haberler diye o dönemin yeni buluşları anlatılıyor. Yakın gelecekte nelerin icat edileceği hakkında da küçük bir kehanette bulunuyor.

Böyle konuları başka dergi, mecmua, gazete ve kitaplardan toplar bir ardaya getirir sonra o konuyu ya kitabıma ya gazetede köşemde yazmaya çalışırım. Bu şekilde bilimsel daha doğrusu, halka genel kültür veren konuları yazmayı çok isterim. Bu şekilde elimde onlarca konu var. Yazamıyorum ki…!”

*

İŞTE MESELE BU ARKADAŞLAR!

 

Elin gâvuru:

Türk Milletinin başına öyle belâlar açalım ki; ilme, fenne, kültüre, sanata, bediî güzelliklere, müziğe, eğlenceye, dinlenmeye, sakin kafaya, ülkeleri için yararlı fikir üretmeye, yatırıma, birlik ve kardeşlik içinde yaşamaya, sosyal dayanışmaya vakit bulamasınlar. Birbiri ile moktan  mevzular için didişip dursunlar. Biz de keyfimize bakalım.” diyor.

*

Bunun için ne yapıyorlar?

Çok çalışıyorlar ve çok şey yapıyorlar.

Ne mi yapıyorlar?

Bilmiyor musunuz?

*

Öyleyse ben de bilmiyorum.

*

Bu günlük bu yazıyı burada kesiyorum.

Karnımı doyurursam;

Taksitlerimi ödeyebilirsem;

Aylardır gideremediğim üç beş basit ihtiyacımı giderebilirsem;

Vaktim olursa;

Cinayet, trafik, terör, kadına şiddet haberlerinden arınıp moralimi düzeltebilirsem,

Anamın gelini izin verirse;

Kafamı toplayabilirsem; devamını yazarım.

*

Her şey gönlünüzce olsun. Olabilirse…