Adeta komünal bir ortam oluştu, komünal bir kültür yaratıldı Gezi Parkı'nda ve de Taksim Meydanı'nda.

Ve ilk kez kendi gücünü keşfeder oldu bu halk, Gezi Parkı direnişiyle.

İlk kez yeni bir gençlik görüldü. Çağdaş ve özgürce yaşamak isteyen bir gençlik... Yaşam tarzından ödün vermek istemeyen, isteyenlere direnebilen bir gençlik...

İlk kez tüm toplumun desteğini alabilen, itiraz edilemeyen haklı bir direniş oldu Gezi Parkı direnişi.

Ve Nazım'ın dediği gibi, ilk kez halkın gücünün bütün dirençleri yıkabileceği görüldü.

Tencere, tava, korna sesleriyle adeta ilk kez uyanır oldu Anadolu.

Devleti yönetenler ilk kez bir suçluluk duyar oldu.

Yani bir iktidar ilk kez bir suçluluk ve mağlubiyet duygusu yaşar oldu.

İlk kez yazılı ve görsel medyanın dışında "sosyal medya"nın varlığı görüldü. Ve "sosyal medya"nın gücü, ilk kez fark edilir oldu.

Medyanın iktidar karşısında, ilk kez bu kadar teslimiyetçi, İlk kez bu kadar ürkek olduğu görüldü. Ve de parasal ilişkilerin ilk kez bu kadar boyun eğdirdiği görülür oldu.

Gezi Parkı direnişiyle cumhuriyet tarihinde, ilk kez siyasetin kimyası bozulur oldu. Siyaset ilk kez şaşkınlık yaşadı Gezi Parkı direnişinde.

Belki de iktidar ve muhalefet, yani bugüne kadar bilinen siyaset, ilk kez bu toplumu ve yeni gençliği tanıyamadığını gördü.

Yine ilk kez iktidar ve muhalefet, hakaret ve küfür dolu konuşmaların bir siyaset olmadığını görür oldu.

Bunun için her düşüncenin insanını birleştiren bir eylem oldu Gezi Parkı direnişi.

Bunlar sosyalist devrim yapmaya da çıkmadılar meydana.

Bunlar ırkçı taleple de çıkmadılar meydana.

Bunlar teokratik bir taleple de çıkmadılar meydana.

Ama hepsi vardı meydanda.

Sosyalisti-sosyal demokratı da, devrimcisi-milliyetçisi de, inançlısı-inançsızı da, Alevi'si-Sünni'si de, apolitik olanı da olmayanı da vardı meydanda.

Türk'ü, Kürt'ü, Çerkez'i, Laz'ı da; Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı da, yani toplumun bütün renkleri vardı meydanda.

Yani ilk kez dil, din, ırk, renk, mezhep, milliyet, vatan, bayrak sözlerinin haklı bir davada toplumu ayıramadığı görülür oldu.

Yani bir halk mozaiği idi meydanlar.

Ve meydanlar:

Daha fazla özgürlük dedi.

Daha özgür bir Türkiye dedi.

Daha demokratik bir Türkiye dedi.

Ve de yaşam tarzıma karışma dedi.

Sanki bu toplum ilk kez ayağa kalktı. Tıpkı Nazım'ın dediği gibi... Ne diyordu Nazım?

"...ve gökyüzü

ve sahra

ve mavi okyanus

ve kederli nehir yollarının

sürülmüş toprağın ve nehirlerin bahtı

bir şafak vakti değişmiş olur

bir şafak vakti karanlığın kenarından

onlar ağır ellerini toprağa basıp

doğruldukları zaman"

İşte ayağa kalkmış böyle bir gençlik, ayağa kalkmış böyle bir halk görüldü Gezi Parkı'nda ve de meydanlarda.

Ve bu gençlik; buyurganlığa hayır, özgürlüğe evet diyen, itaat ve biat kültürünü reddeden bir gençlik...

İşte bu gençlik ve bu halk, daha özgür bir Türkiye'nin, daha demokratik bir Türkiye'nin inşasında can damarı olacaktır.

İşte, Gezi Park'ında başlayan ve meydanlara yayılarak halkın sesine dönüşen bir direnişin siyasete verdiği mesaj...

Yani iktidarın, muhalefetin ve tüm siyasetin okuması gereken bir mesaj...