“İnsanın çapı, dostlarının çapı kadardır” demiş bir düşünür.

Bir başka deyişle, dostlarına bak, o insanın kişiliğini öğren. Şu söz de adaletin simgesi Hz. Ömer’e ait: “Kişinin dostu; aklının kılavuzudur.”

Demek ki, herkes kendi ayarına göre, aklına göre dost ediniyor. Yaşam felsefesi, dünyaya bakışı, hatta ahlâkı ona göre biçimleniyor. Ya da, kendisinin bu değerlerine göre seçiyor dostlarını.

“Akıllı insan, kime akıl danışacağını bilen insandır.”

Bu söz de Muhyiddin Şekur’a ait.

Bunun anlamı, akıl danışabileceğiniz kişiyle dost olmalısınız. Veya, hayatınızda size öğüt verebilecek düzeyde bir dostunuz olmalı. Hayallerinizi, umutlarınızı, hedeflerinizi gerçekleştirmenize destek vermeli, sizi yüreklendirmeli.

“Hayat, yanlış insanlarla harcanacak kadar uzun ve ucuz değildir.”

*

İnsan sevgisini, iyiliği, şefkati, merhameti ailemizden alıyoruz. Daha çok da annemizden…Yüreğimiz tertemiz, hayata doğru yola çıkıyoruz. Ama, hayatın içinde sevgisizlik var, bencillik, kötülük, istismar var…İyi niyetinizin suistimal edilmesi var…Hoşgörüsüzlük ve vefasızlık var.

Bütün bunlara karşı nasıl bir koruma kalkanı oluşturacaksınız kendinize?

İşte bunun yollarından biri, doğru insanlarla dostluk kurmak için azami çabayı göstermek…

Elbette hiç kolay değil bu; insanların gerçek kişiliğini ölçecek bir alet icat edilmiş değil. Ama, doğru seçimi başarmak zorundasınız, hayal kırıklıkları yaşamamak, ileride üzülmemek için…

*

“Seni ihtiyacı kadar seven kimsenin dostluğundan sakın. Çünkü onun ihtiyacı bitince, egosunu tatmin edince; sevgisi de, dostluğu da biter. Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değişen karakter yoksunları işte bunlardır.”

“Vefa, sadece asil ruhlu insanlarda bulunan bir özelliktir.”

“Kendisine yapılan bir iyilik karşısında teşekkür etmeyen veya kendisinin yaptığı hatadan dolayı özür dilemeyen insanlardan uzak dur...Çünkü teşekkür etmemek ve hatalarından dolayı özür dilememek, iflah olmaz bir kibrin göstergesidir.”

“İç huzuru, ancak gerçek dostla olur.”

Tebrizli Şems ne güzel söylemiş: “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder.”

*

Ve “güven” duygusu…

Sevgiden bile önemli…

Aile içinde, hiç tartışılmaz bir güven duygusuyla geliyoruz belirli bir yaşa.

Annenin sımsıcak bağrında, güvensizliğin toz zerresi kadar yeri olabilir mi?

İşte dost edinirken de, aramak durumunda olduğumuz ilk özellik “güven”…

Bunun için, gerçekle sahteyi ayırabilme yeteneğine, sezgisine sahip olmak gerekir elbette.

Güvenebildiği gerçek dostlarıyla çoğalır insan. Sahteleriyle ise daralır, azalır, ufkunu kaybeder…

*

Güven ve sevgi üzerine okudukça, düşündükçe, hep annem geliyor aklıma, anneler geliyor.

Senin gibi güvenilir olanı, senin gibi seveni bulmam mümkün mü anne?

Minnet duygularımla, saygılarımla ellerinden öpüyorum anne!..