Yüce Allah cc. hazretleri, bir ayetinde; insanlara sayamayacakları kadar çok olan nimetler verdiğini bildiriyor. Bu nimetlerden birisi de hiç şüphe yok ki, insanın ömrü ve bu ömrünün en kıymetli bölümü olan gençlik yıllarıdır.
Gençlik, insanlar için en büyük nimettir. Bu eşsiz nimetin elde iken iyi değerlendirilmesi herkesin yapacağı bir iş değildir. İnsan ömründe gençlik elde bir kuş gibidir. Her an elimizden uçabilir. Fırsat elde iken onu iyi değerlendirmek zorunludur. Sonra ah-vah bir faide vermez. Dünyanın dönüşünü durdurmak mümkün olmadığı gibi, gençliğimizi de geri getirmek, devamlı kılmak asla mümkün değildir. Marifet bunu iyi değerlendirmektir.
Bir kişinin, gencin, kendisi, ailesi ve vatan ve milleti için gençliğini iyi kullanması ebedi mutluluk doğurur. Çünkü bir milletin geleceği; sağlıklı, akıllı, çalışkan, ahlak ve fazilet sahibi, imanlı vatan ve millet aşkı ile gayret gösteren gençliğe bağlıdır. Bir milletin gençliği ömrünü boşa geçirirse, kötü alışkanlıklara bulaşır. Hayatını devam ettirirken, sigara, alkol, uyuşturucu gibi felaketlere bulaşırsa sonunda sığınacak yer arar, Allah korusun, asrın global felaketi olan terörizmin kucağına düşer ki, hem kendisi, hem de insanlık için felaket kaynağı olur. İşte canlı bomba ile felaket saçanlar bunlardır. Demek ki, bir millet, bir devlet ve aileler gençliğine sahip çıkarlarsa dünya ve ahiret saadetlerini sağlamış olurlar. Eğer gençlerini başıboş bırakır, onlara sahip çıkmazlarsa, o milletin felaketini hazırlamış olurlar.
Yüce Allah cc. Rum suresinin 54. ayetinde “Sizi güçsüz yaratan, cenin-bebek, çocukluk dönemi, ardından size güç ve kuvvet veren, gençlik çağına ulaştıran, sonra tekrar güçsüz kılan, ihtiyarlatan Hz. Allah’tır. O dilediğini dilediği gibi yaratandır. O herşeyi hakkıyla bilen en üstün güçtür” buyurmak suretiyle, insanın en yararlı ve güçlü döneminin insan ömrünün gençlik bölümü olduğunu bildirmekte ve bizleri uyarmakta. Gençliğinizi, dünya ve ahiretiniz için iyi değerlendirin emrini vermektedir.
R.SAV. efendimiz de insan ömrünün en değerli ve verimli çağı olan gençliğin önemine dikkat çekiyor: “Beş şey gelmeden önce, beş şeyin kıymetini biliniz;
-Ölüm gelmeden önce hayatın,
-Hastalık gelmeden önce sıhhatin,
-Meşguliyet gelmeden önce boş zamanın,
-İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin,
-Yoksulluk gelmeden önce zenginliğin..
Yani yokluk gelmeden önce varlığınızın kıymetini biliniz” buyuruyor.
Bu hadisi şerifte en dikkat çekici temel nokta insanın en verimli çağı olan gençliğin kıymetinin bilinmesi belirtiliyor.
Gençliğini iyi kullananlar dünyada huzurlu, rahat, ahirette ise mutlu olurlar. Çünkü Hz. Muhammed SAV. dünyada gençliğinin kıymetini bilip onu dünya ve ahiret için yararlı kılanların ahirette güneşin insanların başına bir karış kala yaklaştığı ve insanların beyinlerini kaynattığı, Allah’ın gölgesinin dışında hiçbir gölgenin olmadığı zamanda R.SAV.in Liva ül Hamd, Hamd sancağı altında gölgelenecek olan 7 sınıf kimseden olanların bir grubunun gençliğini, dünyası ve ahireti için yararlı işler yaparak değerlendiren gençler olduğunu bildirmişlerdir.
Gençliğini tembellikle zevki sefa içinde, fuzuli yollarda tüketenlerin bu dünyada ve öbür dünyada hiçbir nasipleri yoktur. Hepsi hüsrandır.
İnsan ömrü içinde en kıymetli dönem olan gençlik çağı tartışılmaz derecede önemlidir. Onun için fert olarak aile olarak, millet ve devlet olarak gençliğe, gençlere gerekli önemi vermeli, onları eğitim, öğretim, sanat, kültür, ahlak, din, diyanet gibi çok önemli konularda yetiştirmeliyiz. Eğitimlerinde, iş hususunda destek olmalıyız. Hangi gence yaparsak yapalım gençlere yapılan hizmetler, kendimize, vatanımıza, dinimize ve milletimize yapılmıştır. Bunu unutmayalım. Cumhuriyetimizin kurucusu büyük asker ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk “Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini ve cumhuriyetini korumaktır” sözleri ile başlayan Gençliğe Hitabesinde gençliğin vatan, millet için ne kadar önemli olduğunu bildirmektedir.
Bu gençlik, tertemiz kalpli, beden ve ruhu sağlam, sıhhatli, çalışkan, gayretli, azimli, başarılı, uzun vadeli ümit, hayal ve planları olan faydalı bilgilerle donanmış, fen ve teknoloji, ahlak, fazilet ve üstün manevi değerlerle yoğrulmuş, vatan ve millet aşkı ile dolu bir gençliktir. Böyle bir gençlik yetiştirmek 7’den 77’ye herkesin boynunun borcudur. Hepimizin arzuladığı örnek gençliktir. Bunun aksi bir gençlik ise yozlaşmış, kötü alışkanlıklara bulaşmış, hasta ruhlu ahlak ve maneviyattan mahrum kalmış bir gençlik o memleketin ve milletin yok olmasına sebep olur. Bunun için gençliğin eğitimi, öğretimi, maddi ve manevi ilim, bilgi, fen ve teknoloji ile donanmış olması şarttır. Bunlar yeterli değildir. Gençlere bilgi ve becerilerini ortaya koyacağı ortamı hazırlamak, onlara iş ve aş temin etmek, özel sektörün ve devletimizin asli görevleridir. Bu gençlerin istihdamı, ulusal ve uluslararası arenada başarılı olmalarının yolunu açacak ve milletimizin hedefi olan muassır medeniyet seviyesi yakalanacaktır.
Tarihimiz başarılı gençlerin serüvenleri ile doludur. Örneğin, Fatih Sultan Mehmet Han’ın 25 yaşında İstanbul’u fethettiği hatırlanırsa, bu gerçeği daha iyi anlamış oluruz. Vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizin yaş ortalamalarının 25’i geçmediği gerçeği ise gençlerin ve gençliğin bir millet için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyması bakımından önemlidir.
Netice:
Gençliği olmayan bir ailenin, bir milletin geleceği yoktur. Gençlik bizlerin geleceğinin teminatıdır. Öyle ise; gençlik ve gençler için elden gelen bütün imkanlar hazırlanmalı, onlara yardım ve yatırımları objektif bir şekilde yapmalıyız. Bu hepimizin kutsal, milli ve vatani, insani görevimizdir.
Ne mutlu gençlere, gençliğe sahip çıkanlara, onların topluma hayırlı birer unsur olarak yetişmelerine katkıda bulunanlara.
Müjdeler olsun böyle gençliğe ve gençlere sahip olanlara.
Ey gençler, şunu asla unutmayınız. Çok zeki, akıllı, yetenekli olabilirsiniz. Azim ve kararlılıkla çalışmadığınız müddetçe, yeteneğinizin size hiçbir yararı olmayacaktır. Aklınız az, yeteneğiniz eksik olabilir, bunları çok çalışarak aşabilirsiniz. Ama ne kadar zeki olursanız olunuz, tembel iseniz size çok aklınız ve yeteneğinizin hiçbir yararı olmayacaktır. Başarının sırrı olan planlı, programlı, kesin kararlı çalışmak, çalışmak, çalışmaktır.