Baba ocağına her gidişinizde, kapıyı anneniz açıyor ve sizi karşılıyorsa, dünyanın en varlıklı, en varsıl insanlarından birisiniz demektir.
Ben çok erken yitirdim o hazinelerimi
Önce babamı, sonra annemi yitirdim.
Hiç unutmam, babamdan sonra annemi de yitirdiğim o kara günü.
Kolum, kanadım kırılmıştı o gün.
Mil çekilmişti gözlerime; kör olmuştum sanki...
Güvendiğim, yaslandığım dağlar ve de gölgelerinde serinlediğim ağaçlar devrilmiş, boşlukta kalmıştım..
Tutunacak bir şeyler, bir yerler aramış, bulamamıştım.
Neye, nereye tutunduysam elimde kalmıştı.
Paniklemiş, paniğe kapılmış; o an yanımda olan ağabeyime sarılmış, uzun süre elini bırakmamıştım.
Oysa peş peşe her ikisini de yitirdiğim zaman ben de iki çocuk babasıydım.
Kazık kadar adamdım yani.
Babamın ölümünden kısa bir süre sonra annemi de yitirdiğim günün akşamı eşime; “…Babamdan sonra, annemi de yitirdim; ne yapacağım şimdi ben?” dediğimi, anımsıyorum.
Annem hayatta iken; Hak’ın rahmetine kavuşmuş babam hayatta gibiydi sanki..
Annemin vefatından sonra, babamın vefatı, daha bir belirginleşmişti.
Oysa pek çok kişiden duyduğum bu duyguyu, daha önceleri çok saçma bulmuştum.
Meğer “Baba evlerini yaşatan, annelermiş.
“Anne hayattaysa; baba, tümden ölmüş sayılmaz.” diyen dosta, için için gülmüş; dillendirdiği bu duyguyu, yaşadığı acıya yormuştum.
Doğru olduğunu, annem öldüğü gün anlamıştım.
Başa gelmeden anlaşılmıyormuş meğer...
Meğer baba evi, anne hayattaysa, saadet kaynağı imiş.
* * *
Annenin de yitirildiği gün; evin kapısını kendi anahtarınızla açtığınızda; dilsiz eşyalar ve karanlık köşeler karşılıyor sizi.
Gerçek ev sahibi olan anne, babanızdan son kalanları da alıp götürüyor sanki.
O an boş duvarları, boş odaları görüyorsunuz sadece.
Duvarlar üzerinize üzerinize geliyor.
Nefes almakta zorlanıyor, hızla terk ediyorsunuz babasız annesiz kalmış, o baba ocağını.
* * *
Yarın anneler günü…
Bu anlamlı günde, annem için yazdığım bir şiirimi paylaşmak istiyorum sizlerle… (Bu şiirimin görümsetmesini (klip) dinlemek isterseniz; face sayfanızın ilgili bölümüne, adımı soyadımı ve iş bu yazımın başlığını yazarak, bulup, dinleyebilirsiniz…)
… …
Ve o şiirim…
Anne, anne ben geldim
Kolay olmadı ama geldim işte
Geç mi kaldım, anca be annem anca
Anca derleyip, toparlayabildim ardımı, bu süreçte
Yoruldum anne, yorgunum, çok yorgun
Bakma üstüme başıma öyle
Üççeyrek asrın tozu toprağı bu
Silkiyor, silkeleniyorum ama çıkmıyor anne
Annem kızar şimdi dedim
Silktim, silkelendim
Bu kadarını çıkarabildim
Artık bunları da görmezden gel be anne
Üççeyrek asrın tozu toprağı bu
Yapıştı kaldı üzerime
Bildiğimiz toz toprak gibi de değil bu
Yapıştı mı, bırakmıyor anne
Gel dedin geldim işte
Yorgun argın ama geldim işte
Dizlerini özledim
Başımı dizlerine koyup, yatabilir miyim anne
Başka bir şey sorma bana şimdi
Hele bir dinleneyim dizlerinde
Kirim, pasım da dökülür belki de
Belki o zaman çözülür dilim de
“Gel” dedin, geldim anne
Doğru, geç kaldım biraz
Kapalıydı bütün yollar çünkü
Bir bir açmak zor oldu anne
Annem… geldim annem
Ver elini öpeyim
Doya doya sarılayım sana
Sonra da başımı koyayım dizlerine…
* * *
Tüm annelerin ve anne adaylarının, anneler gününü kutluyor, önlerinde saygı ile eğiliyorum.