ŞEKİP ŞAHADOĞRU İLE İLGİLİ BİR ANI

(1932-01.12.1995) 63 yıllık parantez içi bir yaşam, Aşık Şekip Şahadoğru’nun yaşamı. O, aşıklık geleneğinin en güçlü temsilcilerinden birisiydi Çorum’da. O sanatçı kişiliği, yaşam öyküsü ve anılarıyla ölümünün altıncı yıldönümünde bir kez daha anıldı. Anma programı ile ilgili değerlendirmeyi önceki yazımda verdiğimden bu yazımda onunla ilgili, bir anımı aktarmak istiyorum.

Aşık Şekip Şahadoğru’yla ilk kez ölümünden altı ay önce karşılaşmış ve tanışmıştım. Adı geçen tarihten bu yana sürdürdüğümüz “sanat dostları” toplantılarımızın ilkini Aşık Rıfat Kurtoğlu’nun köyü olan Eskiekin’de gerçekleştirmiştik. Aşık Şekip Usta da katılmıştı bu toplantımıza. O gün öyle mutlu olmuştu ki bu birliktelikten...

Bu tür sanatsal etkinlikleri mutlaka sürdürmemiz gerektiğini, sanatın evrensel güzelliği ile insanlar arasındaki barış, sevgi, kardeşlik ve dostluğun böyle sağlanıp geliştirilebileceğini söylemişti. Bu dileği sanki bir vasiyet niteliğindeydi bizler için. Hele de bir din adamı olan Mürsel Şahinbaş Hoca’yla o gün ilk kez bir araya gelmeleri, tanışmaları, söyleşmeleri görülecek şeydi.

“Neden bu yaşa kadar bir araya gelip; tanışıp, söyleşmemişiz!” diye üzülüyordu. Aynı kentin aynı yaşlardaki bu iki insanı, farklı alanların temsilcileri olsalar da o gün ne güzel anlaşmışlardı. Biri halk ozanı, diğeri din adamı... Bizlere de oldukça duygulu anlar yaşatmışlardı. Birleştikleri ortak nokta sevgiydi. Dahası dostluktu, barıştı, kardeşlikti. Toplumsal huzurun sağlanmasında da doğaldır ki bunlar önkoşuldu.

Bu, rahmetli Aşık Şekip Şahadoğru ile ilk ve son görüşmemiz olacaktı. Nereden bilebilirdik ki bu birliktelikten sonra rahatsızlanacak, altı ay gibi bir zaman süreci içinde de onu yitirecektik.

Onu yeniden rahmetle anarken; ruhu şad, yeri cennet olsun diyorum

20 Haziran 1996

(Sürecek)