HALKIN, AİDİYET DUYGUSU ÖNEMLİ…

Gazetecilikte doğru haber yapılması, doğrulanmış bilginin haberleştirilip halka sunulmasıyla iş bitmiyor.

Halkın habere inanması ve bu inancın sürekli olması gerekir

Haber eksik olabilir, ama asla yanlış ve asla kuşku uyandırıcı eksikliklerle yazılmış olmamalıdır.

Özetle, okuyucu eline aldığı gazetenin haberi doğru vermiş olduğundan emindir.

Hürriyet Gazetesi işte böyle bir yayın organı.

1970’lerden 1990 yıllarına kadar.

Ne zamanki bir zamanlar Sirkeci’de Koç’ların oto bayii ve parça satıcısı Aydın Doğan, Hürriyet’i satın oldu, o noktada saatler durdu.

Simavi dönemi çalışanları olarak, ister gazetenin merkezinde, ister bürolarında isterse Anadolu’ya yayılmış HHA muhabir ve temsilciliklerinde çalışılmış olsun, Hürriyet her bölgede her zaman doğru haberin öncülüğünü yaptı.

Yurt muhabirlerimiz bilirlerdi ki, Hürriyet Haber Ajansında çalışmak bir ayrıcalıktır.

Hürriyet çalışanına gurur verir, muhabir ve çalışanı da Türkiye’nin en inandırıcı-güvenilir ve en büyük gazetesinde haberi yayınlandığında dünyayı yeniden keşfetmiş hissine kapılır.

Çalışanı ve okuyucusuyla bütünleşmiş, böylesine kenetlenmiş bir kadro hiçbir gazetede olmayınca haklı olarak da, Hürriyet ülkede bir milyondan fazla satar.

Bir zamanların Hürriyet’i, okuyucusuna güven duygusu verdiği kadar “aidiyet” hissini de okuyucusuna hissettirmeyi başarmıştır.

“Hürriyet ve okuyucu” aynı potada imiş duygusu, gazeteyi zirveye taşıdığı gibi dış dünyada da “güvenilir” tek gazete olmasını sağlamıştır haklı olarak.

Haberlerin “ince okunup sık dokunması” ilk başlarda muhabirleri ürkütmüş olabilir.

Eksik haberin gazetede yer almayacağının bilinmesi muhabiri zaman zaman meslekten soğutmuş olabilir.

Ama Hürriyet’te çalışmanın yanında, bu gazetede haberinin yayınlanmasının getirisi de yüksek olacağından, yazı işleri-muhabir işbirliği kısa zamanda güven zeminine oturmuştur.

Karşılıklı güven sonucu “Doğru yazılmış, tüm unsurları tamamlanmış, en az iki kaynaktan doğrulatılmış her haber” gazetede yer alır duygusu Anadolu’nun seçilmiş muhabirleri Hürriyet’te çalışmanın keyfini sürmeye başlamışlardır haklı olarak.

(Devam edecek) span style='font-size:18.0pt; line-height:115%'>Sayın yöneticiler, apartman yöneticileri gibi(?) uyumayın. Korona virüsünden kurtulduğumuz günlerde seçimler yapılacak. Başkanlık koltuğuna odaların üyelerinden başkaları oturabilir. Sendika yöneticileri yapılan seçimlerin sonucunda yeniden üyelik makamını elde edebilir.

Bir türkümüzün dillere destan sözleri vardı: Ne de olsa kışın sonu bahardır. Bu da gelir, bu da geçer ağlama.

Yapılacak ilk seçimlerde koltuğunuzu kaybetmek istemiyorsanız bu günden tezi yok çalışmalara başlayın. Üyelerden topladığınız aidatların küçük bir kısmını harcayın. Zor durumda olan üyelerinizin ödeyemedikleri faturalarından hiç olmazsa bir tanesini siz ödeyin. Artık Ramazan ayında iftar çadırları kuramıyorsunuz. Çok değil, üç beş üyenize iftarlık gıda yardımında bulunun.

Yağmur yağdı böyle oldu sözleri tarih oldu. Korona geldi böyle oldu. Elinizi çabuk tutun. Yarın çok geç olabilir.”