Bu ülkede iz bırakan, halkın gönlünde taht kuran, yani unutulmayan emniyet müdürü, unutulmayan vali, unutulmayan bakan da olmuştu.
Evet, bu ülkede adam gibi adam idi vali Recep Yazıcıoğlu... Bu ülkede adam gibi adam idi bakan Adnan Kahveci...
Ve de bu ülkede adam gibi adam idi emniyet müdürü Gaffar Okkan...
***
Ve bu ülkede adam gibi adam olan bir Emniyet Müdürü daha yaşamıştı.
Adı Cevat Yurdakul idi.
Ordu'nun Ulubey ilçesinden, 1 Ocak 1942 doğumlu, Adana İl Emniyet Müdürü idi.
Göreve başladığı ilk günden faili meçhul cinayetleri aydınlatmaya çalışmış, büyük bir bölümünü aydınlatmıştı. Özellikle karaborsa ve yolsuzluklarla mücadele etmişti.
O dönemde Ecevit hükümetini yıpratmak için TÜSİAD, gazetelerde bildiriler yayınlamış; yağ fabrikaları yağ sıkıntısı yaratmıştı. Yağ kuyrukları ve benzin kuyrukları oluşturulmuştu.
Aslında 24 Ocak kararlarının ön hazırlığı idi bunlar, gerekçe üretmek idi. Daha doğrusu, 12 Eylül'e giden yolların taşlarını döşemek idi.
Ama her nasılsa 12 Eylül darbesinden sonra ne yağ kuyruğu kalmıştı ne benzin kuyruğu!
İşte o günlerde Cevat Yurdakul, yağ fabrikalarına baskın yapar, yağ stoklarını yakalar. Öyle ki, yalnız üç fabrikada 500 ton margarin, 10 bin ton ham yağ stoku ele geçirilir.
Elbette o dönemler Türkiye karışıktır. Piyasada tetikçi çoktur.
Ve halkın polisi olan Cevat Yurdakul, 28 Eylül 1979 sabahı taranarak öldürülür.
***
Ve Gaffar Okkan...
Diyarbakır Emniyet Müdürü... 18 Kasım 1997'de atanmıştır Diyarbakır'a.
Sakarya-Hendek 1952 doğumludur. 24 Ocak 2001 günü makam arabası taranır. Kendisi ve 5 polis hayatını kaybeder.
Diyarbakır halkının potansiyel suçlu olarak görüldüğü, halkla polisin göz göze bile gelmediği bir dönemde başlamıştır göreve.
İlk geldiği günden itibaren, polisin Diyarbakır halkına bakışını, Diyarbakır halkının şiddet unsuru olarak gördüğü polis imajını yıkmaya başlar.
Bunun için ilk geldiği günden başlayarak sıradan bir kıyafetle Diyarbakır'ı gezer. Polis'in halka davranışını, halkın polise bakışını görmeye, Diyarbakır halkını bizzat tanımaya çalışır.
Zamanla halkın nabzını tutar ve onlarla bütünleşir.
Yani halkın gönlünü fetheder, insanların polise bakışını bir ölçüde de olsa değiştirir.
Öyle ki, her suikast ihbarı geldiğinde "Beni iki yerde öldüremezler, biri memleketim Hendek'te diğeri Diyarbakır'da'' der.
Gaffar Okkan, gerçekten halkın polisi olmaya çalışır ve de olur. Ve kendini Diyarbakır halkına sevdirir. Zırhlı araca dahi binmez. Halkla arasına bürokratik mesafe koymaz.
Ve de "Makam peşinde değilim. Yapacak bir şey bulamazsam babamın fırınına gider ekmek satarım" der.
***
Gaffar Okkan, Diyarbakır'a geldiği günden itibaren faili meçhul cinayetlerin üzerine gitmiştir. 30'a yakın faili meçhul cinayeti aydınlatmıştır.
Ama faili meçhulleri aydınlatırken, ne yazık ki kendisi de faili meçhule gitmiştir. Ölümünde Diyarbakır esnafı kepenk kapatmıştır. 10 binlerce Diyarbakırlı uğurlamıştır.
Hizbullah örgütünün pususuna düşürüldüğü söylenmiştir.
***
İşte bu ülkede adam gibi adam olan iki emniyet müdürü, yani Gaffar Okkan ve Cevat Yurdakul, kurşunla taranarak öldürülmüştür.
Adam gibi adam olan Vali Recep Yazıcıoğlu ve Bakan Adnan Kahveci, bugün bile içinde kuşku taşıyan bir kazaya kurban gitmişlerdir.
Ama bu halk asla unutmamıştır kendinden gördüğü bu insanları.
Cevat Yurdakul'u 37 yıldır unutmadığı gibi...
Adnan Kahveci' yi 23 yıldır unutmadığı gibi...
Recep Yazıcıoğlu'nu 13 yıldır unutmadığı gibi...
Ve Gaffar Okkan'ı 15 yıldır unutmadığı gibi…