Enflasyonist dönemlerdeki işletme ve finans yönetiminin çok özenli yürütülmesi gerektiği, yoksa değeri düşen para karşısında, mal ve malzemenin değerini korumanın zor olacağını açıklamaya devam edelim.

Hatırlanacağı gibi, mevcut vergi sistemimiz, enflasyon dönemlerinde zarar etseniz dahi varlıklar üzerinden vergi almaya devam etmektedir.

Yalnız vergi sisteminin tersine işleyen bir avantajından söz etmemek olmaz buda, o yıl içerisindeki faaliyetleriniz ve işlemlerinizin bir sonraki yılda (kurumlar)  vergisini ödemek durumunda olmanızdır.

Örneğin bu yıl kazandığınız 1000 birimi ödemeyip (hatta banka, döviz vb. araçlarla değerlendirip paraya para kazanmanız durumunda) gelecek yıl ödemeniz durumu rasyonel bir biçimde değerlendirilebilirse vergi ödemeniz sebebiyle işletme finansmanındaki erozyonu bir nebze engellemiş olursunuz.

Eğer mevcut enflasyonun maliyetlerinize olan etkilerini iyi bir şekilde analiz edip buna göre önlemler geliştirebilirseniz enflasyonu lehinize çevirmiş olursunuz, aksi takdirde değer kaybı gün gelir kazancınızı, sermayenizi ve tüm birikimlerinizi yok edecek bir sürece girecektir.

Halen döviz artışına bağlı enflasyonist sürece girdiğimiz bu günlerde, enflasyon etkilerinden arındırılmış bir finansman yönetimi uygulamanızı şiddetle tavsiye etmekteyim bunun içinde;

Mali tablolarınız, yıllık bütçeleriniz, yatırım planlarınız, mal malzeme maliyet tablolarınız, ciro ve verimlilik, karlılık üzerine yaptığınız tüm analizleri reel enflasyondan arındırılmış rasyonel rakamlarla çalışarak analiz etmek size doğru sonuçlar verecektir

Vergi kanunları her zaman fırsatlar sunabilir bu nedenle işletmenizi etkileyen maddeleri enflasyonun etkilerini de dikkate alacak biçimde yeniden gözden geçirerek değerlendirmek hatta bu konunun uzmanları ile tartışmak size yeni imkânlar sunabilir.

Diğer taraftan bu dönemlerde finansman maliyetlerine sıkı sıkıya hâkim olmak gerekecektir bunun içinde birkaç öneri sunmak isterim,

Maliyetlerinizi çok iyi hesaplayın ve sürekli kontrol ederek kayıp kaçaklar üzerinde tedbirler alın.

İşletmenin finansman ihtiyacını günlük ihtiyaca göre değil, orta vadeli planlar dikkate alarak yapın ve bu ihtiyaçlarınızın karşılanma teyidini almadan işleme başlamayın.

Önünüzü görmek için bütçe teknikleri ile nakit akış planlarından yararlananın böylelikle işletmenin geleceğini görme imkânına sahip olursunuz.

Yeni yatırım, büyüme, küçülme, şube açma vb. işlemlerinizde kararlarınızı inisiyatifler ve ani kararlar yerine mutlaka finansman tablolarının göstergelerini dikkate alarak verin,

Borçlanma politikanızı revize edin, çok gerekmedikçe yani kaçınılmaz olmadıkça borç kullanmayın çünkü alacağınız her birim borç kazancınızın artmasına sebep olmadıkça size fayda sağlamayacaktır

İşletmenin ihtiyaç dışı fonları (eğer varsa) çok iyi değerlendirilerek ek kazanç sağlayabilirsiniz yani atıl fon bırakmayın (tıpkı stok gibi)

İşletmede beklenmeyen gider olasılıkları için bir kaynak bulunması veya tedariki kısa sürede mümkün olan bir fon oluşturmak aniden önünüze gelecek giderler için size kolaylık sağlayacaktır.

Bankalar veya benzeri yerlerde bulunan paranızı eğer o gün için veya planlanan süreç içinde tutmanız gerekiyorsa repo vb. (riske dikkat ederek) enstrümanlarla değerlendirerek ek kaynak sağlayın.

Finansman maliyetlerinizin: oto finansman, sermaye artırımı, halka açılma gibi yollarla minimize etme şanslarını mutlaka değerlendirin.

Sonuç olarak değer kaybı sadece parada olmayıp işletmeyi de yıpratmaya başlamadan rasyonel önlemler almak böylelikle enflasyonu korkmadan karşılamak başarılı bir işletme yönetimi için en iyi yöntemdir.

Not: Makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun haber vermek koşuluyla  kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.