Bektaşi Şeyhine bir gün, dervişleri sormuşlar : -Baba erenler, dünyanın en çekilmez kadını kimdir ? Bektaşi babası gülerek cevap vermiş:

-Yeryüzünde bir tek çekilmez kadın vardır ama, her evli erkek onun kendi karısı olduğunu sanır.

Aramak gerektir hikmeti bulmak için,

Tekâmül gerektir varlığı görmek için,

İnsan-ı kamil olmak zorlu bir süreçtir,

Nice çileler çekilir, vahdete ermek için…(Mehmet Özata)

Almanya’da çalışan Temel, biraz Türkçe bilen Hans ile sohbet eder. Gece, mehtap, derken, ay kelimesini söyler, Hans anlamaz. Temel sıkı bir tarif yapar ; “Güneşin arkadaşi daa, hani gece vardiyasında çalışani!

Duyduk kaçınılmaz sonucun geldiğini,

Ömrün azalıp gitgide eksildiğini,

Gözyaşları, yalvarmalar artık boşuna,

Bir hakimi mutlak okuyor bildiğini… (Ümit Yaşar Oğuzcan)

Bir deniz kazası sonucu Temel ıssız bir adaya düşer. Aradan yıllar geçmiş. Yine bir gemi batmış ve can yelekli bir kız yüzerek adaya gelmiş. Karşısında Temel’i görünce; “Yıllardır hasretini çektiğin şeye kavuştuğunu düşünme sakın!

“Uyy yoksa misir uni cetürmedün mü?

Tekâmül etmesen hayatı kavrayamazsın,

Başına her geleni kadere bağlayamazsın,

Dünya bir ibret sahnesidir, düşünsene biraz,

Her şeyi sen yaptın, kimseyi suçlayamazsın…(Mehmet Özata)

Ölüm döşeğindeki adam, karısına: “ sana vasiyetim olsun. Ben ölünce, bekar komşumuz Hasan Bey’le evlen” der. Kadın, “Allah göstermesin” karşılığını verir. “O dinsiz imansızın biri…Hem cehenneme de inanmıyor. “ İyi ya onu imana getirirsin, der.

Adam. “seninle evlendikten sonra, cehennemin varlığına kesin inanır.”

Bir merhaleden güneşle dünya görünür,

Bir merhaleden her iki dünya görünür,

Son merhale bir fasl-ı hazandır ki sürer,

Geçmiş gelecek cümlesi rüya görünür…(Yahya Kemal Beyatlı)

Doktor Cafer hastasına kötü haberi verir.” Üzülerek söylüyorum, çok az ömrünüz kaldı.

-Ne kadar az ?

-On.

-On ne? diye haykırır hasta.

-On ay mı, on hafta mı?

-On gün mü yoksa ?

Doktor cevap verir.

-On, dokuz, sekiz, yedi, altı….

İlâhimle Mevlana’yı döndürdüm,

Yunus’umla öfkeleri dindirdim,

Günahımla çok ocaklar söndürdüm,

Mevla’danım hayır benim, şer benim…(Cemal Sâfi)

Azrail’den ödünç mühlet istedim,

Doğan güneş akşam batacak dedi.

Cenab-ı Hak ile sözleşmemiz var,

Her canlı toprağa yatacak dedi…

Aynı ruhtan yücelen bir nice unsur gibiyiz,

İki can-içre biriz, sonsuza yansız gibiyiz.

Bir güzel anlamı elbet olacak sevgimizin;

Bil ki sen bende ve ben sende birer sır gibiyiz…(Mevlana)