“İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemeli” der Goethe…
Zarif ve zeki bir beyin içi, midemizi besler gibi, beynimizi de güzel ve görkemli fikirlerle beslemeliyiz.
Her gün birkaç felsefi yazı okumak, insanın beynini spor salonuna götürmesine benzer. Mantık kaliteniz yükselir, bağımsız düşünme kapasiteniz artar, entelektüel estetik duygunuz gelişir. Her güne büyük düşünürlerden birkaç sözle başlamak, gündelik hayatın kargaşası içinde kaybettiğimiz anlamı ve derinliği görmemizi sağlar.
“Her Şey Seninle Başlar” adlı kitabın yazarı Mümin Sekman böyle söylüyor.
Bilgelikle Yaşama Sanatı kitabını 3-4 kez okudum. Başucu kitabım oldu.
Dünya sınıfının en seçilmiş ve en çalışkan filozoflarının asırlara damga vurmuş güzel sözleri beni halden hâle sokar.
Jose Saramago diyor ki;
“Bazıları hayatlarını okuyarak geçirirler ama ak kağıda yazılmış kara sözcükleri okumaktan öteye gitmezler: bu sözcüklerin şiddetle akan bir ırmağın ortasına atılmış taşlar olduğunu ve bizi bir kıyıdan ötekine geçirmeye yaradığını anlayamazlar; oysaki önemli olan karşı kıyıdır.”
Hep aynı kıyıda kalmak hayatınızın anlamını aşağı çeker. Dünya sınıfının seçilmiş filozoflarının yazdığı değerli kitapları okumak hayatınıza ayrı bir anlam kazandırır. “Küçükten büyüğe her şey sizin içinizdedir.”
diyen Halil Cibran yaşamı başka bir bilgelikle yorumluyor.
“Yaratılıştaki her şey sizin içinizdedir ve içinizdeki her şey yaratılıştadır.
Tek bir atomda, dünyadaki tüm elementler vardır. Tek bir damla su okyanusların tüm sırrını içinde barındırır. “
Güzel sözler söyledik. Sıra güzel bir müzik dinlemeye geldi.
Bu sabah parkta Cahit Sıtkı Tarancı’nın yeğeni udi Bilsay Kadıoğlu ile rahmetli hocam Melahat Pars’ın Hicaz şarkısını söyledik.
“Ben gamlı hazan sen se bahar dinle de vazgeç,
Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç”
Melahat Pars’tan ud dersi alırken hocam kendi bestesi olan bu şarkıyı okuyunca, arkadaşlardan biri, “hocam çok genç birine aşık olduğunuz için mi bu şarkıyı bestelediniz?” diye sordu. Hocam, “münasebetsiz çocuk, Sıtkı Aygınbaş adlı bir şair bu şiiri yazmış ben de besteledim” diye cevap vermişti.
Parkta birkaç genç, “hocam biraz da pop müziği söyleyin, bunlar uyutuyor bizi” deyince canımız sıkıldı.
Öyle görünüyor ki, klasik Türk müziği maalesef bizlerle beraber tarihin tozlu sahifeleri arasına gömülecek. Üstad Yahya Kemal Beyatlı bu tehlikeyi yıllar evvel görerek;
Çok insan anlayamaz eski musikimizden,
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden” demiş.
Sıra geldi birkaç mantıklı cümle söylemeye…
Akılsız kadınlar kocalarını köle yaparlar ve kölenin karısı oluverirler.
Akıllı kadınlar ise kocalarını kral yaparlar, kendileri kraliçe olurlar.
Ömer Faruk Tekbilek’in “İlk Hikayem Adem” ilâhisi bir başka âleme götürür beni.
Adem ile dile geldin, sırlarını söyledin,
Havva ile nesil verip bizleri visal eyledin,
Habil, Kabil kardeş oldu, bize misal eyledin,
İnsanlığın fıtratına apâşikar eyledin, / Sultanım, efendim, suphanım …
Hitit Üniversitesi Rektörü güzel insan Reha Metin Alkan hocamın ikinci dönem Rektörlüğü onanmış. Reha beyi kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.