Batı da Felsefe, (Philosophia) kelime olarak, “bilgeliği sevmek” anlamına gelir.

Doğu da Hikmet, Arapça bir kelimedir, derin, yararlı ve yüksek bilgi demektir.

Batının felsefesini doğu hikmet olarak algılar.

Hazırsanız, felsefe diyarından hikmet yurduna kısa bir yolculuk yapalım.

THALES’TEN BİR ÖĞÜT : Biri Thales’e sorar: Sana göre dünyada biricik, devamlı olan şey nedir? “Ümit… diye cevap verir düşünür, zira bizi en son bırakan budur.”

“Peki öyleyse, en kolay olan şey nedir? ” Başkasına nasihat vermek” der.

HİKMET SAHİBİ: Filozof Empodokles, bir sohbet sırasında “Hikmet sahibi bir insan bulmakta zorlanıyorum” deyince,  filozof Ksenophanes, “Normaldir efendim” cevabını vermiş. “Çünkü bir hikmet sahibini, ancak hikmet sahipleri tanıyabilir.”

ÇARE : Çok israf eden birisi, Sokrates’e gelip, hiç parası kalmadığından dert yanmış ve biraz borç para vermesini istemiş. Sokrates, adama şu cevabı vermiş. “Masraflarınızı kısarak, kendinizden borç alın.”

İNSANIN KIYMETİ: Yunan- Pers (İran) savaşları sonunda Pers askerleri esir edilip Atina meydanında satılığa çıkarılır. İran’lı esir askerlerin üzerindeki göz kamaştırıcı elbiselerin bir çırpıda satılmasına karşılık, esirlere alıcı çıkmaması üzerine, orada bulunan Diyojen, düşünceli, düşünceli : “İnsan ne garip mahluk!  Arızi meziyetleri üzerinden sökülüp atılınca, kendisi beş para bile etmiyor” der.

SADAKA : Diyojen’e sorarlar: “İnsanlar neden dilencilere sadaka verir de filozoflara vermez?” “Çünkü, onlar bir gün topal ya da kör olabileceklerini düşünürler ama filozof olabilecekleri akıllarından geçmez de, ondan” der.

EN BÜYÜK FELÂKET : Büyük İskender’e dünyanın en büyük felâketinin ne olduğu sorulmuş, o da şöyle cevaplamış: “İyi adamın kötü adama muhtaç olmasından daha büyük bir felâket yoktur.”

SEYAHAT : Biri Anaksagoras’a, “Seyahat etmek, bulunduğunuz yerden başka bir yere gitmek midir?” diye sorar. Filozof, “Seyahat etmek, düşüncelerinizi değiştirmek, önyargılarınızdan kurtulmaktır.” der.

DEMETRİOS’UN GENÇLERE NASİHATİ:  Faleros’lu Demetrios, gençlere şu nasihatte bulunuyordu: “Üç kimseye mutlaka saygılı olunuz.” 1) Kendi evinizdeyken ailenize, 2) Sokaktayken, gelip geçenlere, 3) Yalnızken, kendinize..

EFLATUN’A SORMUŞLAR: İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir ?

Eflatun tek tek sıralamış: “1) Çocukken sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki, sonra çocukluklarını özlerler. 2) Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler. 3) Yarınlarından endişe ederken bu günü unuturlar. Sonuçta, ne bugünü, ne yarını yaşarlar.

Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler…”

ŞİİR : Bir şemsiye tamircisi yazmış olduğu şiirleri incelemesi için Shakespeare gönderdiğinde ünlü yazarın cevabı şu olur: ” Dostum! Siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın…”

BAKIŞ AÇISI : Bir marangoz ustası baltasını kaybeder. Komşunun çocuğundan şüphelenir. Onu her gördüğünde tüm davranışlarının baltasını çaldığına işaret ettiğini düşünür dururmuş ve sürekli ondan şüphelenirmiş. Bir süre sonra baltasını bulur, ancak aynı çocuğu yine her gördüğünde, bu sefer bu çocuğun hareketleri benim baltamı çalmadığına işaret ediyor diye düşünmeye başlamış.

Milletçe, güne sığmayan acılar yaşadığımız için geceleri uyuyamıyoruz.  

Hikmetle, felsefeyle, tasavvufla, şiirle ve müzikle hayata tutunmaya çalışıyoruz.

Ben de, felsefe diyarından hikmet yurduna yolculuğun bir ömre sığmayacağını düşünerek aşağıdaki dörtlüğümde Allah’tan ilave ömür rica ettim. 

Ağlayarak gelmişim gülerek gitmeliyim,

Kainâtın, Dünyanın sırrına ermeliyim,

Bir ömür yetmez bana, bin ömürdür dileğim,

Geldikçe gitmeliyim, gittikçe gelmeliyim.. (Mehmet Özata)