Sinemanın asi kızı…

Baş eğmeyen, güçlü bir kadın profili…

1989 yerel seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti’den (SHP) Şişli Belediye Başkanı...

Oyuncu, senarist, yapımcı, siyasetçi…

1956’dan bugüne rol aldığı 200'den fazla film ve dizide, canlandırdığı sert, mağrur ve haksızlıklara boyun eğmeyen Anadolu kadını karakterleri ile örtüşen bir kimlik…

Ve ardında onurlu bir isim bırakan bir cumhuriyet kadını…

Yani Fatma Girik.

* * *

Sinemada ezberler Yılmaz Güney’le bozulmuştu.

“Zengin oğlan / fakir kız, fakir oğlan / zengin kız” üzerine ve “şehirli oğlan / köylü kız, köylü oğlan / şehirli kız” üzerine inşa edilen Türk Sineması’nın ezberlerini bozmuştu Yılma Güney.

Ve ilk kez toplumsal sorunlar, sinema diliyle anlatılmaya başlamıştı.

Çünkü sinema, toplumsal aydınlanmada kültürel bir dil, toplumsal sorunlarda politik bir dil işlevi görmekteydi.

Ve sinema, şairin şiirinde, yazarın romanında olduğu gibi toplumun görsel bir diliydi.

İşte bazı sanatçılar bu kulvarda kalıcı bir kimlik kazanır oldular.

Tarık Akan, Tuncel Kurtiz, Kemal Sunal, Şener Şen…

Ve Fatma Girik.

* * *

Evet, Fatma Girik…

Cesur adımlarla bir yanında Uğur Mumcu, diğer yanında İlhan Selçuk, 1991 yılındaki “Büyük Madenci Yürüyüşü”nde kol kola yürüyen…

Sinema emekçilerinin dayanışma etkinliklerinde özellikle bulunan…

Tüm sansür karşıtı kampanyalarda yer alan…

Ve de toplumsal duyarlılığı her alanda var olan…

1978'de 1 Mayıs kortej sorumlusu olarak elinde megafonuyla sanatçı topluluğunun en önünde yürüyen…

Ülkesindeki emek mücadelesine asla yabancı ve uzak durmayan…

Belediye Başkanı iken memur maaşlarını ödeyebilmek için evini ipotek ettirmekte bir an bile tereddüt etmeyen…

Ve sinema sanatçılığı yanında siyasal amigoluk, siyasal yalakalık yapmadan toplumsal sorunlarla özellikle ilgilenen politik bir kimlik…

Ve de asla ezik değil dik duran bir kimlik, yani Fatma Girik.

* * *

Ve o:

Bu coğrafyanın; özellikle ayakları üzerinde durmak için çırpınan, yaşam hakkını korumaya çalışan ve de kendi gerçeği ile yaşamak isteyen kadınlar için zor, hem de çok zor olduğunun bilincindeydi.

İşte bu nedenle, güçlü duruşuyla özellikle hemcinslerinin yanındaydı.

Ve de:

Figüranlıkla başlayıp yıldızı parlarken, sahnelerin göz alıcı ışıklarına rağmen işçi bir ailenin kızı olan geçmişiyle barışık kaldı.

1989-1994 yılları arasında Şişli Belediye Başkanı iken, özellikle belediye emekçilerinin yanında yer aldı.

Ve “Kamu emekçileri sendika kuramaz” tartışmalarının olduğu bir süreçte, belediye memurlarının üyesi olduğu KESK’e bağlı Tüm-Bel Sen ile toplu sözleşme imzaladı.

Bu sözleşme nedeniyle 1996 yılında İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yargılandı ve de savunmasında, “Kamu emekçilerinin sendika, toplu sözleşme ve grev hakkını destekliyorum. Yine belediye başkanı olsam yine imzalarım” diyen “emekçi dostu” cesur bir yürek oldu.

* * *

Ve onun sinemadaki başarısı ödüllerle tescil edilmişti.

1965’de 2. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü;

1967’de 4. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü;

1969’da 1. Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü;

1971’de 3. Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü;

1998’de 35. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü”nü;

Nisan 2007’de düzenlenen 18. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde, “Aziz Nesin Emek Ödülü”nü almıştı.

Ama 12 Aralık 1942’de doğan, geride onurlu bir geçmiş bırakan bu cesur yürek, 24 Ocak 2022’de hayata gözlerini yumdu.

Ve de oyunculuğu ve toplumcu kişiliği ile bu toplumun gönlünde, asla unutulmayacak bir yer aldı.

İşte böyle bir kimlikti Fatma Girik.