Ulu Önderimiz Büyük Atatürk’ün, ömrü boyunca karşılığını veremeyip, yutkunup kaldığı tek olay, yazımın başlığıyla anlatılır.

Aslı var mıdır, gerçekten yaşanmış bir olay mıdır, bilemiyorum.

Ama anlamlı bir öykücüktür, içeriğinde çok şey barındırır.

İşte o öykü,,,

Mersin’i ziyareti sırasında, şehirde gördüğü gösterişli binalar Atatürk’ün dikkatine çeker, sorar;
- Bu köşk kimin?
- Kirkor'un…
- Ya şu koca bina kimin?
-Yorgo'nun…

- Ya şu?
- Salomon'un…

-Onun yanındaki?

-Dimitri’nin…

Atatürk sinirlenir…

'Onlar bu binaları yaparken siz neredeydiniz !? '
O an orada bulunan bir köylünün sesi duyulur;

- Biz Yemen'de, Tuna boylarında, Balkanlarda, Arnavutluk Dağları'nda, Kafkas'larda, Çanakkale'de savaşıyorduk Paşa'm!

… …

Atatürk, bu anısını anlatırken; ‘Tüm yaşantım boyunca, susup kaldığım, verecek bir yanıt bulamadığım tek olay, bu aksakallı ihtiyarın sözleri olmuştur…’ dediği anlatılır.
* * *

Bu öykücükten hareketle benim de benzeri bir sorum var. Tek farkla ben bu sorunun yanıtını biliyorum.

Herkes biliyor.

Biliyor da; ülkenin bir yarısı tepkisini koyarken; bir diğer yarısı bilmezden gelip, susuyor

Susmakla da kalmıyor; ülkenin kalan değerlerinin de satılması için satana arka çıkıyor.

Neyse…

Yanıtını herkesin bildiği benzeri soruları şimdi ben soruyorum.

Bu şeker fabrikası kimin?
- İsrail'in!

- Tekel kimin?
- İsrail'in!

-Sümerbank kimin?
- İngiltere'nin!

- Seka kimin?
- Yunanistan'ın!

- Petkim kimin?
- Amerika'nın!

- Ya Tüpraş, Tüpraş kimin?
- Amerika'nın!

- Telekom?
- Amerika'nın!

-Demirdöküm kimin?

-Almanya’nın!

-Petkim kimin?

-Azerbaycan’ın!

-Telsim kimin?

-İngiltere’nin!

-TürkTelekom kimin?

-Arapların!

- Limanlar kimin?
- Yunanistan'ın!

- Adapazarı’ndaki Palet-tank Fabrikası kimin?

- Katarların!

* * *

Tüyü bitmedik yetimin hakkı olan bu varlıklarımız satılırken; sen neredeydin ey halkım!?

Ne düşündün, nasıl bir tepki verdin?

Evet sen! Sen ne yaptın, neyledin?

O aksakallı dedemizin söylediği gibi bir gerekçe söyleyebilir misin?

Eğme, kaldır başını!

Öyle bir gerekçe söyleyin ki, şu şehit kanlarıyla sulanmış toprağa girmeye yüzünüz olsun!

Söyleyecek bir sözünüz yok, değil mi?

Belki de; fabrikaların, limanların, üretim birimlerinin, ulusal değerlerin, adalarımızın, Iğdır’da olduğu gibi topraklarımızın satıldığından; haberin(iz) bile yok…

!!??...

Malum zihniyetlerden alınan talimatlar doğrultusunda, oy kullanmak seçmenlik değildir.

Hele hele vatandaş olmak hiç değildir.

Yazık ….. Çok yazık…