Her 23 Nisan’da benim çok hoşuma giden bir program, daha doğrusu güzel bir görüntü oluyordu. Her 23 Nisan’da ilkokul çocukları 3-5 dakikalığına cumhur başkanı, başbakan vs. oluyordu. Bu sene o uygulama kalkmış, artık bir daha da yapılmayacakmış, bence yazık olmuş.

        Ben hep, ilkokulda olsam da şu başbakan koltuğuna otursam ve memleketim için düşüncelerimi, o tertemiz duygularımı söylesem diye hep düşünürdüm.

Bu koltuklar ne kadar cazip ki  3-5 dakikalığına bile saf, temiz bir ilkokul çocuğuna bırakamıyorlar. Kaldırılsa da her 23 Nisan geldiğinde birçok insan benim gibi bu güzel anıyı hatırlayacaklar.

                        ****               ****                                        ****

        Ezan uzunca bir zamandır tek bir merkezden okunuyor ve diğer camilerin minarelerinden de hoparlörle hepsinden anı anda yayınlanıyordu. Ne güzeldi. Ben zaten böyle okunması için Diyanet İşleri Başkanlığımıza yazı göndermiştim. 10-12 yıl sonra bu tatbik edilmeye başlanmıştı.  Senelerdir böyle aynı yerden okunuyor bütün camilerde aynı anda okunduğu için de yer gök inliyordu.

        Peki, şimdi ne oluyor,  bir yerde zayıf bir ses, bir yerde ezan biteli 2-3 dakika olmuş, bir başka yerde ise daha yeni okunuyor Ezanı Muhammediye.

        Abdest alıp namaza gidecekseniz lavaboya giremiyorsunuz. Bence bir sürü sıkıntı, hayırlısı.

        Bir de Cuma günü öğle ezanının benim hep istediğim gibi, minarelerden müezzin tarafından okunması vatandaşlarımız tarafından çok isteniyor. Çocuklarımız  görsün. Demek ki bu minareler ezan okunmak için yapılmış desinler deniyor. Sadece Cuma namazı ezanı minarelerden okunsun.

                                        *****                                                               ****

 

        Organ bağışı vasiyete tâbi, bu organ bağışında artış sağlar ama bunun yerine nüfus dairesindeki kütüğünde ‘organlarımı bağışlamıyorum’ notu yoksa vefat eden her insanın organı alınmalıdır.

Vefat eden bir insanın nüfus kütüğünde böyle bir not olup olmadığını hastanedeki doktor nüfus müdürlüklerine sorup anında öğrenmelidir. Daha kolayı da vefat eden bir insana gömülme ruhsatı alınırken nöbetçi doktor hemen nüfus dairesine ölenin hüviyetini bildirip kütükte not yoksa acilen organları alınmalıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığımızda organların alınıp bir hastaya verilmesinde mahsur yoktur fetvasını verdiğine göre diğer insanların hayatını kurtaracak organların çürüyüp gitmesinin bir manası yoktur.

Bilhassa böbrek nakli için on binlerce hasta sıra beklemektedir. Çoğu da verici bulamadığı için ölüp gitmektedir. Eğer bu sistem tatbik edilirse benim tahminim 3-4 sene sonra hemen her organ için sıra beklenmeyecek bir duruma gelinecektir.

Türk insanı organını vermediğinden değil oraya muamele yaptırmaya gitmeye üşendiğinden, organlarımı bağışladım notunu koydurmuyor.

Hâlbuki bir organ bir can kurtarıyor. Bir can kurtarmanın sevabı çok büyük olsa gerektir. Sayın yetkililer bu bağış işindeki eksiği gidermelidirler.