Evlilik programları, ciddiye alınması gereken ve de büyük ölçüde gereksinim duyulan konulardan birisidir. Çünkü evlenecek insanın aradığını bulmasına yardımcı olabilir.

Fakat uygulama raydan çıktı. Ücretli eleman oldukları çok belli insanlarla uygulanan tiyatro  sahnelerinde, terbiye ve ahlaktan yoksun tartışmalar ve göbek dansları ile cazip ve eğlenceli hale getirilmek isteniyor.  Ayrıca ahlak dışı birlikteliklere insanları heveslendiren sahneler, günden güne çoğalmaktadır.

Bütün dinlerin nikah olayını önemsediklerini, sinema sahnelerinden öğrenmeyen kalmadı. Hıristiyan din adamlarının nikahı gerçekleştirirken eşlerin en kötü şartlarda birbirlerine yardımcı olmaları için yaptırdığı yemini ben bile ezberledim.

Dinlerin nikahsız cinsel ilişkiyi yasaklamalarını önemsemeyen ülkelerde evlenme oranları azaldığından, nüfus artışı düşmekte, ülke yaşlı insanlar ülkesi olmaktadır.

Türkiye  de bu olumsuz duruma yönelmiş görünüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni evlilerden üç çocuk istemesi artık normal görülmeye başlandı.

*      *      *

İshak Alaton'un eşinin evlilik öncesi ortaya koyduğu tavır ibret alınacak bir durumdur. Ben bunu İshak Alaton'un "Lüzumlu Adam" kitabından alıntı yaparak aktarmak istiyorum;

"Eşim Hıristiyan'dı. Protestan ama dindar bir aile değil. Evlenmeden önce bir gün bana şöyle dedi: ‘Ailenin normal büyümesi, normal gelişmesi için din birliği şart. Senin Hıristiyan olmandansa benim Musevi olmam daha normal. Ben bununla ilgili birtakım girişimlerde bulundum’. Benim haberim olmadan arkadaşımız Stella Ventura'yla konuşmuş. Stella onu bir gün Hahambaşılığa götürmüş. Orada bir-iki din adamıyla görüşmüşler. Stella: ‘Arkadaşım evlenmeyi düşünüyor. Ama evleneceği insan Musevi, kendisi de Musevilik'e geçmek istiyor. Ne yapmak lazım?’ demiş. Bir program vermişler, tam bir senelik. Bir sene boyunca ders alacak.”

Hanımefendinin sağlamcılığına bakın;

•Doğacak çocukların; karmaşık bir din ortamında büyümesini istemiyor ve önlem alıyor. 

•Dinini nasıl değiştireceğini irdeleyip, gerekli araştırmayı yaptıktan sonra evleneceği adama anlatıyor. Ayrıca bir sene boyunca ders almayı göze alıyor.

Hanımefendinin İsveç'te İshak beyle tanıştıklarında Çek asıllı İsveç'e göçmüş bir aileden olduğu, Çekçe, İsveççe, İngilizce, Almanca gibi dört lisan bildiği, Türkiye'ye geldikten sonra da Türkçe ve Fransızcayı öğrendiği düşünülürse; evlilik öncesi harcadığı çaba daha iyi anlaşılır. 

*      *      *

İshak Alaton'un eşini okuyarak tanıyınca  günümüzde boşanmaların artışını, anne-baba arasında bocalayan yavrucakları düşünür oldum.

Rahmetli Aydın Menderes'in bu konuda ilginç bulduğum durumu da şöyle:

Geç dönemde, ayrıca kendisinden yaşça büyük, çocuk yapma durumu olmayan hanımla evlenmesini irdeleyen gazeteciye:

"Ben ailenin en küçük çocuğu olarak büyüdüm. Doğduğumda annem ve babam orta yaşı aşmış insanlardı. Bunun sakıncalarını yaşayarak gördüğüm için bu yaştan sonra çocuğum olsun istemedim."

*      *      *

Evlendirme programları ile başladık! Nerelere geldik?..

Biz yine evlendirme programlarının gerekliliğine ama günümüzde topluma zarar veren hale geldiğini kabullenip düzenleme yolunun bulunmasını vurgulayalım. Vurgulayalım da uygulamak da kolay değil. Ayrıca televizyon kanallarında yoğun ilgi bulan bu programları bizden daha fazla izleyen ülkeler olduğu yazılıyor.

Televizyonlar bu kadar ilgiyi değerlendirmekten vazgeçmezler. İlginin çokluğu da bu tür programların gerekliliğini gösteriyor. Hepimizin, bir evliliğin ürünü olduğumuz düşünülürse evlilikle ilgili her şey çok önemlidir.

O zaman çare, evlenme programlarının nitelik ve nicelik olarak kaliteli bir duruma getirilmesi gerekiyor. Yapımcıların da reyting rekorları kırmak, daha çok reklam almak, televizyon yöneticileri ile yeni sezonda sıkı pazarlık etme kaygısından ve günü kurtarma çabasından uzak, daha kaliteli, anlaşılabilir, seviyeli yapımlarla insanımızın karşısına çıkması gerektiğini düşünüyorum. 

Ben kendime göre tespitimi yazdım. Daha fazlasını yapamam. Bu konuda görevi olanlar, vakit geçirmeden harekete geçmeliler. Böyle devam ederse bu ve benzeri programlar daha zararlı hale gelecektir...

En güzel günler sizlerin olsun...